Çalışma Bakanlığı gene yanlış yapıyor

ÇAYKUR Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü 233 ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile faaliyetlerini yürüten ve 6085 sayılı Sayıştay Kanunu'nun geçici 4. maddesine göre idari, mâli ve teknik yönden Sayıştay denetimine tâbi bir kuruluştur. Son birkaç yıldır bu kuruluşta çalışanlarla ilgili olarak yaşanan olaylar ülkemizde siyasal iktidar ve bürokratları tarafından sendika özgürlüğünün nasıl yok edildiğinin somut ve bir doktora tezine konu olacak kadar önemli örneğidir. Bu kurumun işletmelerinde çalışan yaklaşık on bin işçiyi örgütlemek için Türk-İş'e bağlı Tek Gıda-İş ve Hak-İş'e bağlı Özgıda-İş sendikaları yarışmaktadır. Tek Gıda-İş, sendikaların siyasal iktidarlar karşısında bağımsızlığını savunan ve bu bağlamda üyesi olduğu konferasyonla bile ters düşmeyi göze alan omurgalı bir sendikadır. Buna karşın Özgıda-İş ve bağlı olduğu konfederasyon siyasi iktidara biat ederek onun ve temsilcisi olduğu yeşil sermayenin işverenlerinin katkısı ile ayakta kalmayı ve yaptığı faaliyeti sendikacılık sanan bir kuruluştur.

Çalışma Bakanlığı yansız olmak zorundadır

Ülkemizde işçi sendikaların toplusözleşme yapabilmesi için 6356 sayılı yasa gereği, uluslararası normlara aykırı olarak, Çalışma Bakanlığı'ndan yetki alması gerekmektedir. Bu yetki devletin sendika özgürlüğüne açık bir müdahalesidir ve AKP'nin, yansız olması gereken, Çalışma Bakanları sürekli olarak bu yetkiyi yaratmak istedikleri yandaş, hükümete biat edecek sendikalardan yana kullanma gayreti içinde olmuşlardır. Bu dram ÇAYKUR örgütlenmesi ve sözleşme yetkisi aşamasında da yaşanmış ve Bakanlığın ÇAYKUR'da çoğunluğu olmayan yandaş Özgıda-İş Sendikası'na yetki verme çabası sendikaların tam dört yıl yargı kapılarında sürünmesine ve işçilerin toplusözleşmeden yoksun çalıştırılmasına neden olmuştur. Sonuçta Çalışma Bakanlığı'nın yanlı ve çok yanlış tutumu yargı önünde kanıtlanmış ve sözleme yetkisini Tek Gıda-İş kazanmıştır.

ÇAYKUR yönetiminin özgür sendika düşmanlığı

ÇAYKUR yönetimi kendilerini oraya getiren siyasi iradenin emrini yerine getirerek görüşme yapmayı reddetmiş, Tek Gıda-İş Sendikası'nı greve zorlamış ve çay kampanyasının başlamasından bir ay öce, kurumu 20 milyon zarara sokarak mevsimlik işçileri iş başı yaptırmış, greve katılacak işçilere gözdağı vererek grev kırıcılığına soyunmuştur. Sendikanın 20 Nisan 2013 tarihinde başlattığı greve, işçilerin işlerini kaybedeceği korkusu nedeni ile katılım az olmuş ve grev katılanı olmasa da yasal olarak devam eden bir greve dönüşmüştür. Yasaya göre bir iş yerinde grev varken Bakanlık yeni bir yetki için başvuruyu kabul edemez ve yetki veremez. Buna rağmen Bakanlık ÇAYKUR'a bir Teftiş Heyeti göndererek çalışan işçilerin hangi sendikaya üye olduğunu belirlemeye başlamıştır.

Bu kadar yasa tanımazlık, bu kadar özgür sendika düşmanlığı karşısında insanın isyan edesi geliyor. Anlaşılan Çalışma Bakanlığı'nda tuz kokmuş ve bu Bakanlığa duyulması gereken güven tamamen yok olmuştur. Çok yazık!

ÇAYKUR grevi 6356 sayılı yasanın 75. maddesinin 6. bendine göre mahkemece kaldırılmadıkça devam eden grev niteliğindedir ve Bakanlık bu grev devam ettiği sürece bir başka sendikaya yetki veremez bu yolda hiçbir yanlı girişimde bulunamaz. ÇAYKUR Genel Müdürü'nün grev ilan etmiş sendikanın üyelerine karşı hiçbir ayrımcı işlemde bulunamaz. Hem Çalışma Bakanı'na ve hem de ÇAYKUR Genel Müdürü'ne Türk Ceza Kanunu'nun 118. maddesini hatırlatmak isteriz. Bu ülkede HSYK'nin gölgesine rağmen yargıçların olabileceğini unutmamak gerekir.