Camekân başka dükkân başka
Milletin kandırılmasında sorumlulukları var. Ama yine de teşekkür etmeliyiz onlara. İyi Parti'den ayrıldıktan sonra kamuoyunu aydınlatan çeşitli önemli isimlerden söz ediyoruz. Neler söylemediler ki!
Bu partinin bir FETÖ'cüyü il başkanı yaptığını anlattılar.
Bu partinin HDP/PKK ile ortak ve gizli biçimde anayasa çalışması içine girdiğini anlattılar.
Bu partinin açılım sürecini savunanları genel başkan yardımcılığı görevine getirdiğini anlattılar.
Bu partinin tepesinde bir yerlerde resmi olarak Soros beslemesi olan bir etnikçinin bulunduğunu anlattılar.
Bu partinin gençlik kollarının NATO'nun gençlik kolu olan YATA ile iç içe geçtiğini anlattılar.
Bu partinin kendileri gibi milliyetçileri ya da FETÖ mağdurlarını dolgu malzemesi yaptığını söylediler.
Sağ olsunlar. Anlattılar.
YENİ DEĞİL
Biz daha işin başında şunu demiştik:
Bu parti, milliyetçi tabanı HDP/PKK ile aynı cepheye sokmak için kuruluyor. Bunu MHP ile birlikte yapmaları mümkün değildi.
Düşünsenize İstanbul’da aynı adayın kazanması için HDP ve İyi Parti canhıraş çalıştı. Ve seçilen belediye başkanı ilk iş olarak soluğu Diyarbakır’da görevden alınan HDP’li belediye başkanının yanında aldı. O Diyarbakır Belediye Başkanı ki, seçildiğinde PKK’nın sözde şehitleri için saygı duruşunda bulunmuş ve PKK’nın sözde gerilla marşını okumuştu. Seçim zaferini böyle kutlamıştı. İşte kendisine milliyetçi diyen bir partinin desteğiyle seçilen belediye başkanının ilk icraatı bu kişiye dayanışma ziyaretinde bulunmak oldu. İstanbul’un belediye başkanı, daha geçen hafta HDP’nin 8. yılını kutlarken, yerel seçimlerdeki desteklerinden ötürü de teşekkür etmiş oldu. İşte İyi Parti’nin seçtirdiği belediye başkanı.
Demek ki dediğimiz çıkmıştı. İyi Parti, milliyetçi kitlelerin bir kısmını CHP ile kurduğu resmi ittifak üzerinden HDP/PKK’nın yanına getirdi. Ümit Özdağ, CNN Türk’teki açıklamalarında bu ittifaka içeriden karşı çıktığını belirtti. Bu şunu gösteriyor. İçeriden uyarılmasına rağmen İyi Parti, HDP ile örtük ittifaka “tamam” demiş. Örtük ittifak diyoruz ama aslında nesnel olarak açık bir ittifak bu.
Bir Gladyo partisi olarak kurulduğunu açıkladık. Şimdi CIA ile FETÖ arasındaki ilişkileri kuran Enver Altaylı’nın bu partiyle ilişkileri patır patır ortalığa saçılıyor.
LAF ÇOK YANIT YOK
Saçılıyor ama İyi Parti’de savunma aynı. Sayın Meral Akşener geçenlerde İzmir’de 4783. kez, “bize saldırıyorlar, tezgâh kuruyorlar ama yılmayacağız, iyileri kimse korkutamaz” açıklaması yaptı. Güya bu işlerin arkasında hükümet varmış. İyi Parti’yi yıpratmaya çalışıyorlarmış.
Güzel iş. Bütün iddialar kaya gibi ortada dursun, birine bile cevap veremeyin ama mağdur edebiyatını da ihmal etmeyin. Harika doğrusu. Yani şöyle oluyor, “Leviathan” sırasıyla Özcan Yeniçeri, Yusuf Halaçoğlu, İsmail Ok, “Yörük” Ali Aydın Paşa, Fatih Eryılmaz, Ali Türkşen, Adem Taşkaya, Ümit Özdağ ve nicelerini çağırıyor, “Beyler hep birlikte Meral Hanım’ı yıpratıyoruz ama çaktırmayın beni karıştırmayın” diyor. Hadi inanalım. Sonra da şuna inandıralım kendimizi: Bunlara kesin iktidar bir şeyle vaat etmiştir. Bunlara inanalım, böylesi daha kolay.
SORUMLULUK VE ÖZELEŞTİRİ
Ayrılırken benzer şeyleri söyleyerek ayrıldılar. “Bizim gibi milliyetçi ya da FETÖ mağduru kişileri HDP ve FETÖ ile ilişkilerini gizlemek için dolgu malzemesi yaptılar.” Yani bu isimler vitrine çıkarıldı, camekânda onları görüyorduk ama dükkânda başka işler dönüyordu. Bir kısım milliyetçi seçmen “ooo falanca hocamız da bu partide, vay vay vay filanca mağdur paşamız da bu partide, of of of sağlam ülkücü ağabeyimiz de bu partide” diye diye gitti bu partiye ya da bu partinin ortağına oy verdi. Seçmenin kabahati olmaz. Dört FETÖ mağduru yan yana gelip “Bu Partiye FETÖ giremez, sıkar” diye “komikli” videolar çekerse, seçmen inanır. Seçmen ülkücü hocaya güvenir, gider HDP dostu adaya oy verir, çünkü ülkücü hoca oradadır. Ama şimdi hepsi “bizi kullandılar” diyorlar. Bu bir özeleştiri şüphesiz. Bu nedenle de kıymetli. Aslında “bize güvenip PKK ve FETÖ dostlarına oy verdiniz, kusura bakmayın” demek istiyorlar. Çok çarpıcı ve önemli.
Bu olay hem seçmen için hem de “yeni parti kurulsa da girsek” tez canlılığı içindeki seçkin insanlar için öğretici olmalı. Seçkin olmak biraz da öngörebilmekle ilgilidir. Gerçeği ve karşılaşacakları tabloyu biliyorlardı. Çünkü söyledik, bazılarına özel olarak da söyledik. Yine de onlar açısından zararın neresinden dönülürse kârdır.
İyi Parti’nin önünde iki seçenek var. Ya HDP/PKK ve FETÖ ile ilişki noktalarını yok edecek, HDP ile CHP üzerinden kurduğu ittifaka son verecek ve millî bir çizgide siyaset yapacak ya da Joe Biden’ın dostu olarak ABD’nin iktidar planlarında yer alacak ve giderek silinecek. Şimdilik gidişat, ikincisi gibi duruyor.