Cehennemin terzileri
Sevgili okuyucular, bugünkü yazımızda Cumhuriyet gazetesi yazarı Aslı Aydıntaşbaş hanımla eğleneceğiz, şimdi arkanıza yaslanın, filmimiz başlıyor, gonggggg...
Aslı Aydıntaşbaş bugünkü yazısında Amerika ne istiyor, Amerika ne düşünüyor, başlığı altında madde madde talimatları dikte ederken, şöyle bir cümle kuruyor: ‘AMERİKA TÜRKİYE’NİN İSTİKRARSIZLIĞA SÜRÜKLENMESİNDEN ENDİŞE EDİYOR.’
Görüldüğü üzere duvarlara asılası muhteşem bir cümlemiz var, valla şimdi Amerika’nın bizler için endişelenmesine ben de üzüldüm..
Amerika bir çok yazarımız için sadece siyasi bir otorite siyasi bir vesayet siyasi bir akıl değil, Amerika çoktandır bazı yazarlarımız için ‘manevi bir otorite’ ve ‘yaşamın anlamı..’..
Aslı Aydıntaşbaş gibi bu cümleleri yazanlar her halde hayatlarında bir kez bizim de yazdıklarımızdan bir tane okumuş olmalılar diye ümit ediyorum, yoksa...
Yoksa bizleri bu kadar sahtekar bir cümleye kanacak kadar acemi, şaşkın, budala sanmaları ağrıma gidiyor, yani hala bu kadar salak mıyız?
Amerika’ya çok büyük bir güç atfetmek ve Türkiye’yi Amerika sopalarıyla hizaya getirme konusunda herhalde bu bayan üçbin yazı yazmıştır, kankileriyle birlikte toplarsak milyonu geçmiştir.
Bu cin arkadaşlara göre Amerika’nın her sözcüsü ‘guru’.. Savaşı, diplomasiyi, bulmacaları, tenisi, öngörüleri, istikbalimizi, dünya barışını, herşeyi en iyi onlar bilir, onlar görür. Bu amansız gerçeklere tapınmanız için sizin sadece İngilizce bilmeniz kafidir.
Bu çok bilmiş arkadaşlar nedense kendilerine şöyle bir görev vermişler: Amerika’nın tekliflerine (direktiflerine) uymamız için çok ısrarcı davranmak.
Sana ne kadın sana ne, Amerika’nın elçileri diplomatları Amerika’ya kafi gelmiyor mu, Amerikan diplomasisinde kendini açıklamada kendini duyurmada kendini ifade etmekte aciz kalıyor da iş sana mı düşüyor?
Ya da Amerika her defasında lafı becerip söyleyemiyor, sen araya girip lafı toparlayıp bir düzen içinde talimatlaştırmayı kendine insanlık görevi addediyorsun.
Bu arkadaşların yabancı marka magazin kadın dergilerinde aynı kafada yine kendileri gibi ısrarcı türleri vardır, onlar da bize nasıl seks yapacağımızı, hangi sıklıkta ve hangi fantezilerle, ‘ısrarla’ öğütlüyorlar. (ayrı konu ama, birimiz de çıkıp şeyimin kahya mısın, demiyor efendim.)
Oysa, gerçek şu ki Amerikan İmparatorluğu’nun çöküşte olduğunu bizden çok Amerikalılar biliyor ve söylüyor.
Dünyada Amerika’yı dinleyen kalmadı, Vietnam’dan Suriye’ye kadar girdiği karıştırdığı her ülkede kaybetti. Geride parçalanmış ve bir daha toparlanmayacak ülkeler bıraktı.
Aklı başında uygar ve Amerika’yı seven insanlar Amerika’da da var ve Amerika’nın savaş makinesine teknolojisine güvenip ajanlar ve işgallerle sürdürdüğü bu politikaların Amerika’nın sonunu hazırladığını söylemeyen yazmayan kalmadı.
Mesela Obama, Amerika’nın çöküşünü fark etti demiyorum ama hissetti ve artık Afganistan’dan Suriye’ye Türkiye Ukrayna vs. gibi ülkelerde ağır zayiatlı işlerini müttefiklerinin üstüne yıkmaya çoktan başladı.
Amerika baş aşağı çakılıyor, Amerika’nın tek şansı kaldı, savaş makinesi siyasetinden vazgeçmek..
Bir elli yıl daha değil, önümüzdeki bir yirmi yıl içinde, çöküş çoktan tamamlanacak Amerika’yı Afganistan’da Pakistan’da Uzakdoğu’da Ortadoğu’da Orta-Amerika’da, Latin Amerika’da ve Avrupa’da arayanlar sadece leşini bulacaklar.
Amerika dediğiniz bugün sadece ortada cıscıplak kalmış ve çok ülkeye yayılmış Aslı Aydıntaşbaşlardır.
Aslı Aydıntaşbaş gibilerin dev aynasıdır, onların kafalarındaki tapınak: Amerikan sözcülerinin ağızlarından çıkanlarla dua ve temenni ve ibadet edenlerdir..
Mesela, bir çok Amerikalı analist gibi, Aslı hanım, Amerika’nın tehlikeli bir manyak olduğunu hiç söylemez, söyleyemez, neden?
Hayır Aslı hanım, Amerika’nın baş aşağı çakıldığını birkaç marjinal solcu değil eski başkanların yardımcıları danışmanları bas bas bağırıyor..
Yoksa Amerika’nın her ülkede kendisi gibi tehlikeli piskopat manyakları yanına çeken gizemli bir cazibesi, ayartıcılığı mı var!
Neden Aslı Aydıntaşbaş gibilerin dilinde Amerikan diplomat ve sözcüleri, çağımızın en çevik söz jimnastikçileri, inanılmaz zeki öngörülü bilim adamları ve her ülkenin ağız tadına en uygun yemekleri bilip pişiren aşçı gurme ustalarıdır, neden?
Aslı hanımlar bir dev aynası yaratacak ve bu dev aynasıyla eğlenecek ya da bu dev aynalarıyla bizi korkutacak, bizler de ağzımız açık korkumuzu nihayet hayranlığa dönüştürüp, “Vay be, neymiş, biz en iyisi mi Amerika’nın lafından çıkmayalım” mı, diyeceğiz..
Aslı hanım, huuu alooo duyuyor musun, bu eğlenceli dev aynalı üslubunuzu deneyenlerin bir yarısı Silivri’ye tıkıldı..
Aslı hanım, bu dev Nasa büyüteç ve radarlı yazılarınıza Ukrayna’da Gürcistan’da Türkiye’de Irak’ta Suriye’de ve nice ülkede inanan ipleyen ciddiye alan, hiç kalmadı..
Aslı hanım, daha kötü bir haberim var, bu sahtekar Amerikan diplomasisinin ölçüsüz standartlarını ajanvari dikte edenlerin, tarümar olmuş bu ülkelerde, hayatta kalma şansları hiç kalmadı..
Hepsi kaçacak delik arıyor, hepsi şeytan yüzleriyle suçüstü yakalandı, hepsi kovuşturma ya da hainlikle tutuklanıyor ya da izleri sürülüyor, hanım hanım, birazcık gözlerinizi Ukrayna’ya Gürcistan’a Türkiye’ye Suriye’ye göz gezdirin, meslekdaşlarınız kaçacak ülke bulamıyor onlara sahip çıkın.
Bu maç çoktan bitti kadın, kendinize yüce tapınası yeni bir meşgale bulun hanımefendi.
Mesela her başarı manyağı hayalkırıklığı yaşayan batılı gibi, size de Hindistan yolları gözüktü.
Çok haylazlık ettiniz çok ve şimdi Hintli ‘gurular’ sizlerin beyinlerinizi sıfırlamak, bilincinizi yeniden temizlemek için, para dolu çantalarınızla sizleri bekliyor.
Malumunuz bir cemaat vardı bir de bu arkadaşların üyesi olduğu büyük bir ‘liberal tarikat’ vardı, hadi cemaatçiler hala Mesihlerinin vaazlarıyla ümitlenmeyi sürdürüyor, peki bu arkadaşları kim toparlayacak, gurusuz Mesihsiz ortada kaldılar, hanııım.
Tarikatın ayakta kalan Aslı hanım gibi üyeleri, hala bu sözlere kanacak kadar aptal, aciz ve saf olduğumuzu düşünüyor olmalı, ya da bu aciz ve aptallardan Cumhuriyet gazetesinde bolca var.
Kimbilir Aslı hanım haklıdır, hala bu ülkede “Amerika Türkiye’nin istikrarsızlığa sürüklenmesinden endişe duyuyor” cümlesine inanan birileri kalmıştır.
Bu “cümleye” inanacak kimse, pek merak ediyorum, her halde “iyi eğitim” almış biri olmalı, mesela hangi eğitim, Kandil eğitimi mi, TESEV eğitimi mi, mesela Cumhuriyet yazarı Aydın Engin’in bu cümleye inancından zerre kuşkum yok..
Aslı Aydıntaşbaş ve liberal tarikatı yüzünden halkımız ‘iyi eğitim’den dahi şüphelenmeye başladı!
Halkımız “Nedir bu ‘iyi eğitim’ yahu, bütün hainlik pislik oradan geliyor” demeye başladı!
Amerika ve cemaat malumunuz İngilizce bilen ‘iyi eğitim almışlar’ı öteden beri pek sever, ey sevgili okuyucu, ‘iyi eğitim’in dürüstlük ve ahlakla ve vatanseverlikle hiçbir ilişkisi olmadığı asla doğru değildir.
İyi eğitimle ajanlığın ihanetin sadece ülkemizde istisnai örnekleri sadece bu cümleleri yazdıran medyamız sayesinde mevcuttur.
Bu ‘iyi eğitim’ almış İngilizce bilenlerin daha birkaç yıl içinde Ukrayna’da Gürcistan’da Türkiye’de ve Suriye’de Amerika’nın yenildiğini görememiş olmaları iyi eğitimlerinin kalitesiyle ilgili değildir.
Şu cümle daha yakışık alır: Köşeleri için kendilerine bahşedilen para (maaş) bir çok iyi eğitimlinin gözlerini kör etmiştir.
Aslı hanım, önce ‘eğitiminizi’ yeni bilgilerle tazeleyin ve gözlerinizi nihayet insanlığa ve hukuka ve onura ve haysiyete açın.
Gerçek şudur, Amerika’nın bu ülkelerde sizin gibi zekalara ihtiyacı yoktur.
FETÖ kendi adamlarını satmaya çoktan başlamıştır, Amerika’nın bir çok gazeteyi ve partiyi ne halleri varsa görsünler diye Osmanlı cami imamının avlusuna koyması, an meselesidir.
Aslı hanım, Amerika bizim gibi ülkeleri mahvetmek için mesihvari cemaatlerden hipnotize edilmiş yüz binlerce yeni müridler bulmakta hiç zorlanmaz, bir de sizler kendinizi heba etmeyin.
“Hayır, ben aptal bir cemaat üyesi değil, ben iyi eğitim almış, krem şantiyim” derseniz...
Valla, bugünlerde Obama FETÖ’nün suratına bir krem şanti yaş pasta yapıştıracak, ki sormayın, sakın Obama’nın eli altında yanıbaşında dolaşmayın.
Bence de FETÖ’nün suratına Obama’nın yapıştıracağı bir krem şanti pek güzel olurdu, bu darbe filminin son karesine iyi yakışırdı:
Arkadaşlarınızla sizlerin FETÖ’nün suratına yapıştırılmış hallerini görmek bizler için hiç şaşırtıcı değil ama çok eğlenceli olurdu. FETÖ’nün suratına yapıştırılmış pastayı parmağıyla sıyırıp afiyetle tadacağından ise, yüzde yüz eminim.
İyi eğitim almışların alayının en tatlı hallerini FETÖ’nün parmağını bebek gibi emerken görmek, iyi eğitim’in faydalarını da açıklayan bir şey olurdu.
O kadar okul oku, sonunda mübarek mesihin ağzında lezzetle iştahla yutulmadan önce mübarek mesihin damak ve dili üstünde, döne döne, son hac görevinizi ifa etmiş ol...