CHP işçiye nasıl açıldı nasıl kapandı?

CHP Antalya’da yaptığı geniş katılımlı toplantıda Emek Büroları kurulması konusunda bir rapor görüştü ve kabul etti. Aslında MYK birkaç yıl önce Emek Büroları kurulmasına karar vermiş fakat parti içinde yaşanan gerici direnç nedeniyle bir türlü yaşama geçirilememişti. Emek Büroları CHP’nin içine hapsolduğu dar boğazdan çıkmak için önemli bir araç olabilirdi fakat yöneticiler bunun ayırdına varamamışlardı. Oysa CHP’nin tarihinde işçi açılımının çok önemli bir yeri vardı. 1950 öncesinde sendikacılık özellikle tekstil işkolunda yeni filizlenirken CHP işçilerle ilgilenmiş, işçi kuruluşlarını yanlış bir yaklaşımla kendi denetimi altına almak istemiş ama bu girişimini kurumlaştıramadığı için başarılı olamamıştı. Ecevit’in Genel Sekreter olması ile bu konuda çok somut ve başarılı adımlar atılmış ve parti bu sayede 1973 ve 1977 seçimlerinde birinci parti olabilmişti. Bugünkü yöneticilere o günleri anlatmak ve yapmaları gerekenleri hatırlatmanın önemli olacağını sanıyorum.

SENDİKACILIĞIMIZDA GENÇ BİR ADAM
İnsanın yazılarında kendinden söz etmesi yakışık almaz ama bazı tarihi gelişmeleri anlatmak için buna mecburum. 1965 yılında Amerika’da Cornell Üniversitesi’nde sosyal siyaset alanında yüksek lisans çalışmamı tamamlayıp yurda dönüp TEKSİF sendikasında çalışmaya ve bir yandan da Abdi İpekçi ve Ali Gevgilili’nin özendirmsi ile Milliyet gazetesinin ikinci sayfasında emek ve sendika konularını kamuoyuna tanıtan yazılar yazmaya başladım. 1968 yılında bir gün, sonradan milletvekili olan, milletvekilliği sonrasında gazetecilik yaparken bir toplantıda Başbakan Demirel’e bunaltıcı sorular sorduğu sırada kalp krizi geçirip ölen Celal Kargılı, çalıştığım sendikaya gelip Ecevit’in benimle görüşmek istediğini söyledi. Randevular alınıp CHP Genel Merkezi’nde Ecevit ile buluştuk. Bana partinin bundan böyle emeğe dayalı sol bir politika izleyeceğini bunun için bana ihtiyacı olduğunu söyledi. Ecevit’e hayır demek olanaksızdı. Üyelik beyannamesini kendi doldurdu ve odada bulunan Orhan Birgit ile Ali İhsan Gögüş’e imzalattı. CHP İstanbul İl Başkanı Ali Sohtorik’e telefon etti ve bir hafta sonra yapılacak il kongresinde benim yönetime dahil edilmemi istedi. Hazırladığım rapor doğrultusunda İstanbul’da ve 42 ilde İşçi Büroları kuruldu. Amacımız partinin üye profilini değiştirmekti. Değiştirdik de. 19 ilçede işçilerden ve sendikacılardan oluşan İşçi Büroları kurduk. İşçilere siyasette etkili olmadıkları sürece ezileceklerini anlattık. Grevlere destek verildi, ilçelerde bilgilendirme toplantıları yapıldı, işçiler delege oldu, parti yönetim kurullarında görev almaya, yerel seçimlerde meclislere seçilmeye başladılar ve bu gerçek, parti içindeki göbekçileri korkuttu. Bize, “Siz parti içinde parti mi kuracaksınız?” diye saldırmaya başladılar. İşçilerin verdiği destekle parti, 1973 ve 1977 seçimlerinde birinci parti oldu.

SONRASINDA GÖBEKCİLER GALİP GELDİ
O zamanlar CHP’nin gericilerine göbekçi deniyordu. Ecevit’in etrafını kuşattılar, işbaşına getirdikleri il başkanları aracılığı ile İşçi Bürolarını kapattılar. Ecevit daha sonrasında bana, “İnsan seçiminde hata yaptım” diye bu konudaki yanlışını itiraf etme erdemini göstermişti. 1980 sonrasında CHP Genel Başkanlarına bu büroların önemini anlatıp geçmişten örnekler verdim ama hiçbiri konu ile ilgilenmedi ve parti oy kaybetmeye devam etti. Sahipsiz kalan işçiler ve sendikalar AKP’nin ipine sarılmayı yeğlediler. Sonunda CHP oyunu yükseltemeyen bir parti, işçiler iki tel makarnaya karşılık köleleşmeyi kabullenme, sendikalar yetki alabilmek için özgürlüklerini AKP’ye satma konuma geldi. Direnmeyi unuttular. CHP yıllar sonra Antalya’da gaflet uykusundan uyanabildi. Bakalım vergi rekortmeni bir müteahhitlikten gelme milletvekili yönetiminde ki Emek Büroları başarılı olabilecek mi? Yaşarsak göreceğiz.