CHP İşlevini Neden Yapamıyor?-(TAMAMI)

AKP'de MHP'de zaman zaman Ankara’ya yakın Kızılcahamam’da kamp yapar ve önemli meseleleri konuşur, tartışır ve ona göre önlerindeki siyaset tablosuna yön vermeye çalışır.

CHP'de buna benzer toplantılar Abant gölü kıyısındaki lüks bir otellerde yaplılır. Abant Toplantıları siyasi yaşamımıza rahmetli Özal ve sonra da Pensilvanya’da yaşamakta olan Fethullah Gülen'le girmiştir. Hatta Özal bazı önemli çıkışlarını oradan yapmıştı: "Anayasa bir defa ihlal edilirse kıyamet kopmaz” ve “Benim memurum işini bilir” gibi... Bir zamanlar bazı ünlü ya da dönme yazarların katıldığı “İkinci Cumhuriyetçiler”de Abant otellerini mesken tutmuşlardı.

Anayasa bir defa ihlal edilirse ülkede neler olur? Bunun örneğini yaşamıştık. Umalım ki geriye dönülmesin. Bu yazı bana bir mektup yazan okurum sayın Hüseyin Demir'e sanırım yanıt sayılır.

Bu satırların yazarı 50 yılı aşkın izleyen, kitaplar yazan eski bir CHP'li. Sayın Kılıçdaroğlu belki de pek gençken, ben Atatürk ve İsmet Paşa'nın partisine karşı açılan salvoları, ona isnat edilen suçlamaları önlemek için defalarca Ankara Hilton namıyla anılan Ulucanlar Cezaevi'ni boyladım, son kez de Tahkikat Komisyonunca tevkif edilen bir gazeteci oldum. Kılıçdaroğlu ile bir kez seçildiğinde tebrik için o da telefonla konuşmuşumdur. Açığı benim Sayın Kılıçdaroğlu’na karşı ne bir kişisel kinim ne de CHP'de olup bitenlerin CHP'nin gerçek ilkelerine ters düşmesi nedeni dışında bir düşmanlığım var.

Son Abant toplantısından ne çıktı?

CHP’liler Anayasa hazırlıkları konusunda görüş alışverişinde bulunmak üzere Abant’a gitti. Sayın Kılıçdaroğlu orada Anayasa'nın hiç konuşulmadığını açıkladı. Sonra oraya giden pek çok milletvekili, TV'lerde CHP'nin Anayasa'daki kırmızı çizgilerini açıkladı. Bu beni şaşırtmadı değil. Demekki önce Meclis'i boykot eden, sonra AKP ile protokol yapan Kılıçdaroğlu'nun Meclis'e gönderdiği çoğu CHP milletvekili de ortaya çıkan gerçekleri görüyor. CHP gündemini Sayın Başbakan'ın tayin ettiğini ve Yeni CHP Genel Merkezinin de bu gündeme bağlı hareket etmesinin parti açısından zararlı olacağını biliyor ve bunu da TV ekranlarında dile getiriyor.

Kılıçdaroğlu, Baykal’a kızanlar tarafından meydan alkışlarına aldanarak öylesine akıl almaz vaatlerde bulundu ki... Kendisine pompalanan politikaları meydanlara taşırken bir kez bile Atatürk sözünü ağzına almadı. Ona "Yeni umut” gibi bakanlar, ünlü yazarlar, araştırmacılar şimdi benim programında benim gibi düşündüklerini itiraf etti. (Ulusal Kanal- Politikanın Nabzı- 9 ekim 2011)
Şimdi gelelim CHP'nin düştüğü tuzaklara:

1- Anayasaları tümden değiştirme görevi kurucu meclislerinken, Erdoğan bu Anayasa'yı yeni Anayasa diye tanımlıyor ve ille de CHP mızıkçılık ederse-O zaman başka parti buluruz” diyerek Meclis'e yeni katılan boykotçu ve tek koşulları PKK ve onun başına özgürlük ve özerklik isteyen BDP'yi işaret ediyor. Buna karşı Yeni CHP ne yapıyor? "Komisyonlara katılmazsak, bizi suçlayacaklar” düşüncesiyle AKP'den gelen tüm isteklere boyun eğiyor. Boyun eğme, teröristle pazarlık CHP tarihinde yoktur.

2- AKP etrafa yayıyor ki; "Tüm partilerle uzlaşma halinde bu Anayasa'yı tümdem değiştireceğiz ama, işe ayrıntılardan başlayacağız”

Bu ne demektir? Ayrıntılara kadar CHP kullanılacak, onun kırmızı çizgileri olan Anayasamızın Kurucu ilkeleri 1-2-3 ve onları koruyan 4. Maddelere sıra geldiğinde ise CHP dayatırsa AKP, "Neyapalım bizim çoğunluğumuz bu maddeleri değiştirmeye de yeter" diyecek. Ve PKK uzantısı partiyle kolkola girerek o değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek maddeleri de değiştirecek. Bunu Sayın Arınç o kadar öz ifade etmedi mi? "Belki o maddede sadece Cumhuriyet kalır, gerisini yumuşakça değiştirilir”

PKK başı ile yapılan müzakarelerin devlet adabına uygun neresi vardır. Cumhuriyet'i kurmuş, Üniter devlet yapısına, Ulusalcılığa karşı bir değişime ya da karşı devrime CHP içinden bir tek milletvekili vicdanı sızlamadan ve şerefli CHP'yi redd-i miras edebilir mi?

"Eder" derseniz buyurun Kılıçdaroğlu'nu 40 yıllık CHP’ye gönül vermişlere karşı tepe tepe kullanın… Diyeceğim ama o halde İzmir Ankara- İstanbul- Bursa- Antalya neden karışık? Neden Kılıçdaroğlu teslim aldığı Sosyal Demokrat Partiyi Neoliberallerin partisi, ya da bölücü akımların alanı haline getirdi? Neden Partideki Atatürkçü'leri liste dışı bıraktı? Sanki yeni gelenler onlardan farklı mı olacak? En önemli soru: Neden Yeni CHP anketlerde %19- 20'lerde. Bunu da yerel seçimlerde göreceğiz. Kılıçdaroğlu neden kurultay erteleme çabası içinde? CHP yeni CHP olalı bunlar hayra alemet sayılır mı?