CHP nereye koşuyor

HDP Diyarbakır’ın Kayapınar İlçesi’ndeki Ekin Ceren Parkı’nda 25 Temmuz’da Vicdan ve Adalet Nöbeti başlattı..
“Cizre, Sur, Gever’de insanlığa karşı işlenen suçlardan dolayı failler yargılanıncaya kadar, hak, adalet, hukuk tecelli edinceye” ve “Yargı tam bağımsız oluncaya, hür oluncaya” “tutuklu milletvekilleri özgür kalana, KHK mağdurları haklarını geri alana ve OHAL sona erene” kadar devam edeceklerini söylüyorlar.
Barışın önündeki en büyük engelin “Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecrit” olduğunu belirten Baydemir, CHP’nin Adalet Yürüyüşüne gönderme yapıyor “Faşizm rica ile durmaz, Gandivari bir mücadele ile durabilir. Biz bugün böylesi bir mücadele için buradayız” diyor.
Bu kapsamda geçen hafta dokuz maddelik “Demokratik Çözüm Deklarasyonu” adlı bir talep listesi yayınlayan HDP yaz boyunca Meclis grup toplantılarını Diyarbakır, Van, İstanbul, İzmir gibi farklı kentlerde gerçekleştirecekmiş. Grup toplantılarının ardından milletvekilleri gece gündüz nöbetlere ve “sokak eylemlerine” devam edecekler, Eylül’den sonra büyük bölge mitingleri yapılacakmış.
HDP Grup Sözcüsü Osman Baydemir düzenlediği günlük basın toplantısında Selahattin Demirtaş için ‘terörist’ ifadesi kullanan Erdoğan’a çağrı yaparak, “Henüz vakit varken ayağa kalk ve Selahattin Demirtaş’tan, toplumdan özür dile” dedi.
İnadına Dersim diyeceklermiş, Kürdistan diyeceklermiş, soykırım diyeceklermiş.
Vurgular ilginç değil mi...

CHP Diyarbakır İl Başkanı Mehmet Sayın ve yanındaki partililer de bunları duyunca ikiletmediler. HDP’nin sürdürdüğü bu “Gandivari” Vicdan ve Adalet Nöbeti’ne destek amacıyla Ekin Ceren Parkı’na geldi. HDP’liler tarafından yapılan karşılamanın ardından konuşan CHP İl Başkanı Sayın, “15 Temmuz’da demokrasiyi sokaklarda nasıl aradıysanız, biz de hak, hukuk ve adaleti legal bir şekilde sokaklarda arayacağız. Bu anlamda HDP’nin değerli yöneticilerinin başlatmış oldukları bu eylemlerini gönülden desteklediğimizi söylüyoruz. Onlara katkı sunmak adına, gönül isterdi ki bu eylemi birlikte devam ettirelim. Bu legal eylemlere desteğimiz her zaman olacaktır” dedi.
CHP’li başkan”legal” “illegal” ayrımı yapıyor gördüğünüz gibi.
İllegale kadar yolu var mı?? Kaç adım?? Bile bile!! Oraya henüz gelmediler.
Bakalım, izliyoruz.
Uyarıyoruz

AMERİKA'NIN GETİRDİĞİ DEMOKRASİ

Amerika’lı bir bayan gazeteci, kadınlarla erkeklerin toplumdaki yeri konusunda bir yazı dizisi hazırlamak üzere Afganistan’a gitmiş. Gözlemleri sırasında ilk dikkatini çeken şey; kadınların kocalarının beş adım gerisinden yürüyor olmalarıymış...
Zavallı Amerika! İş başa düşmüş yine. Demiş ki “aman bu ülkeye benim demokrasi götürmem lazım!!”
Aynı gazeteci tekrar Afganistan’a gitmiş. Bu kez bakmış, kadınlar önden gidiyor. Kocaları ise beş adım arkalarından geliyor...
Gazeteci artık biraz gururlanmış mı bilmiyorum ama şaşkınlıkla karşılamış ve hemen bir Afgan kadınının yanına yaklaşıp sormuş:
“Bu gördüğüm şey inanılmaz bir gelişme! Bu kadar kısa sürede bu değişikliğin sebebi nedir?”
Afgan kadın cevap vermiş:
“Mayınlar!..”

TURİZM TUZAKLARINA BALIKLAMA ATLAYANLAR

“Çok büyütüyorsunuz, iki bina yapılmış da n’olmu, her yer sahil her yer yeşil” diyenler için Bodrum Yalkavak 2006-2017 fotoraflar...

Tam Rusya ile arayı düzeltiyoruz.
En çok darbe yiyen turizm elbette. Artçı saldırıları sanayisini, hizmet sektörünü, üretimi, ticareti, tarımı, hayvancılığı hepsini etkiliyor.
Tam akmasa damlamaya başlıyor.
Almanya ile kriz!
Arada Bodrum ve civarını bir de deprem vuruyor. Basın da eksik olmasın haberciliği felaket tellallığı yapmakta gördüğü için bire beş katıyor “kaçın kaçın canınızı kurtarın” havasında pompalıyor.
Rus ve Alman turistlerin Türkiye açısından farklı bir anlamı var.
Ruslar bize benziyor. İki de bir her şeyden şikayetçi değil. Tepeden bakmıyor vb. Kültürel hoşgörüleri kaynaşmayı çabuk sağlıyor. Turizmciler onları ayrı bir yere koyuyor.
Alman turist ise buraları uzun zamandır tanıyor, seviyor.
Almanca aslında uluslararası bir dil değil ama, Türkiye’de çok konuşuluyor.
Yediklerini içtiklerini biliyoruz. Onlar da bizim dönere aşina. Hatta bizimkiler sucuğun, soslu dönerin orada daha lezzetli olduğunu söyler. Alışveriş yapıp Almanya’dan sucuk pastırma getiren bile var. Ayrımız gayrımız az.
Araya neden düşmanlık sokalım.
Araplar gelecek oluyor. Onlara da tırnaklar çıkarılıyor. Bu kez bizimkiler onları aşağılıyor.
Geçen gün böyle konuşan bir gence Gülse Birsel, ne yapalım sınırda sarışınlar girebilir diye denetim mi yapalım diye yanıt vermiş... Gelin gelin daha çok gelin demek varken...
“Çekik gözlüleri” zaten bir hiç uğruna kaçırdık biliyorsunuz... Milyonlarca demek. Milyonlar demek...
Terör, özel baş belamız zaten.
E ee..
Ne olacak bu Türkiye turizminin, ekonomisinin hali... Orada kalsa iyi. Türkiye’nin birliğinin, bütünlüğünün, bağımsızlığının hali...
Her tuzağa balıklama atlamanın yanında... doğru düzgün turizm polikamız, planlamamız, tercihlerimiz bile yok. Turizm yalnızca kum, deniz değil örneğin... Kültürü var, sağlığı var, yaşlısı var, beslenmesi, mutfağı, sporu... yaz kış... Türkiye cennet.
Ama bakıyorsunuz buralarda dert çok.
Ama çözüm Ankara’da.
Bir rahat tatil yaptırmıyorlar insana.
Üç günlüğüne şuradayız. Denize bakıp bakıp “of oof...” diye dertlenip duruyorum.
Oysa Ankara şuradan kaç kilometrecik!!

KADINLARA YÖNELİK PAZARLAMA

Bir yerlere not etmişim. Yazarım diye. Aradan epeyce zaman geçmiş.
Ama konu eskimiş mi?
Siz karar verin.
Bu bir seminer haberi.
“Kadınlara Yönelik Pazarlama ve Dev Kârlılık (Sheconomy)” Daha doğrusu, bir önceki çok yoğun ilgi görmüş. Bu tekrarı. Yerinizi ayırtmak için tıklayarak kaydınızı online gerçekleştirebilirmişsiniz. Konu başlıkları şöyle:
Alışverişte kadın/erkek farkı. 1/3 kuralı. Kadınlara pazarlama. Annelere pazarlama.? Eşlere pazarlama.? Tabuları yıkan kazanıyor.? ”Kadınlar sadece gıda, kozmetik ve giyim harcaması yapar...” Hadi canım sen de...? Lastik reklamında mini etek mi? Bisküvi reklamında karın kasları mı daha çok sattırır?? Kadın müşteriler bizden ne bekler?? Başarıya giden yol: “Focus Grup Çalışmaları”. Web’den en çok kimler alışveriş yapıyor?? Kadınlara yönelik “kullanıcı dostu” web sitesi nasıl oluşturulur?? Ek kredi kartı kullanan kadınlara satış nasıl olmalı?
Acaba programa katılıp “nasıl yapmamalı”yı mı öğretsek...
Ya da “savunma yöntemleri” geliştirip eğitimler mi düzenlesek.
Bir kadın olarak böyle nesne durumuna düşürülmekten utandım doğrusu.
Ama sistemin devamının “kodları” buralarda gizli.
Erkekler sanki farklı mı?
Yok.
Onlar da “yiyen-içen-tüketen-güdülen” konumuna düşürülmek isteniyor.
Yalnızca yaklaşım yöntemleri değişik.
Hedef aynı.
Ağzından lokmanı, cebinden hakkını, ayağının altından vatanının toprağını, zenginliklerini alabilmek için cambaza baktırmak.

GÖRMEZ TARTIŞMASI NEREDEN ÇIKTI?

Mehmet Görmez, 25 Nisan 2013’te Fetullah Gülen’e şu mektubu yazmış. “Ehl’i hadisin naçiz bir talebesi olarak bir grup genç alimle birlikte, Resul-i Ekrem’in nübüvvet işkâtından iktibas ile cem’, tebvib ve tasnif ederek şerhettiğimiz ‘Hadislerle İslam Hadislerin hadislerle yorumu’ eserini şahsım da dahil çağımız İslam nesillerinde büyük emekleri olan zât-ı âlilerinin yüksek ıttılâlına tankidâtına arz etmekten şerefyab olduğumu ifade eder, sıhhat, âfiyet, uzun ömürler niyazıyla, selam, hürmet ve muhabbetlerimi takdim ederim.”
Ama tek bu değil. Kutlu doğum haftası tartışması var. Gülen’in doğum tarihine göre belirlenip belirlenmemesi... Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Özafşar görevinden alındı. Diyanet kulislerinde, Özafşar’ın görevden alınmasının Görmez’e verilen bir mesaj olduğu konuşulmuştu. Arkasından Ramazan fitresi ve asgari ücret bağlantısı, o da yetmedi TRT 1’de Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışması konusundaki farklı açıklamalar... derken parmak kesildi.
AKP böyle yapıyor. Fazla kan akıtmadan. Şimdi sıra milletvekillerine geliyor gibi. İşaretler verilmeye başlandı