CHP sistemi korumak için kendi belediyelerini mi harcıyor?

11 ili etkileyen deprem.

On binlerce bina yıkıldı veya ağır hasarlı.

Şimdi günah keçisi aranıyor.

İlk akla gelen müteahhitler.

Müteahhit avı başladı.

Yıkılan binalardan sorumlu tutuluyorlar.

Birkaç müteahhidi sallandırın…

Her şey düzelir” havası estiriliyor.

Bazıları elbette suçlu.

Ama yıkılan ve hasarlı olan binaların asıl suçlusu müteahhitler mi?

SİSTEM SORUNU

Atatürk dönemi…

Nerede sebze, meyve üretilecek…

Nerede fabrika kurulacak…

Demiryolları yolcu, yük indirme bindirme istasyonlarının yeri bile düşünülüyordu.

Buralarda yerleşim olacağı için tarım arazilerine yapılmıyordu.

Yani her şey planlanıyordu.

1999 depreminin yaşandığıYalova meyve üretimi,

Sakarya patates üretimi için tasarlanmıştı.

Atatürk dönemindeki planlama sürdürülseydi, depremde kaybımız çok az olacaktı.

ATLANTİK SİSTEMİNE KAYINCA

1945 sonrası gelişmeler…

NATO’ya girişimiz…

Atlantik sistemine bağlanma…

Küçük Amerika” süreci…

Amerikancı 12 Eylül darbesi ve sonrası…

Turgut Özal dönemi…

Çiller, Derviş, Babacan, …

Vahşi kâr sistemi…

Bugün yaşadığımız sorunlar…

Neoliberal sistemin sonucu değil mi?

TEK SUÇLU MÜTEAHHİTLER Mİ?

Fabrikalar neden İstanbul’da yoğunlaştı

Nüfus yığılmasına neden yol açıldı

O gökdelenlere neden izin verildi.

Türkiye’nin her yerinde yapılan yanlışlar…

En son Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman ve diğerleri…

Maliyeti daha ucuz diye fay üzerine, alüvyonlu alanlara  dikilen binalar…

Bütün bunların tek suçlusu müteahhitler mi?

Her seçim öncesi çıkarılan imar aflarına ne demeli…

SANIK SANDALYESİ

Yaşanan ölümler…

Maddi, manevi kayıplar…

Sanık sandalyesine kim oturmalı?

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek.

İnci Sözlük'ün Twitter'daki sohbet odasına katıldı.

Bu sorunun yanıtını şöyle verdi:

Suçlu arıyorsak, 1945'ten bu yana Türkiye'nin ‘Küçük Amerika’ sürecine girmesinin, özellikle 1980'den sonra dünya ekonomisiyle bütünleşmesinin yarattığı sorunlara bakalım. Ben size buradan ideolojik suçluyu ilan edeyim: Neoliberalizm. Türkiye'nin milli ekonomisini çökerten, dünya finans merkezlerine bağlayan program. O program sonunda Türk çiftçisini, işçisini, sanayicisini, çocuğunu, evladını, kadınını, erkeğini düşünmüyor. Finans merkezlerinin çıkarına göre düzenlenmiş o program. O program geçerli olunca sistem ne yapar, Türkiye'nin sanayi merkezlerini fay hatları üzerine kurar.

Eğer suçlu arıyorsak bu ‘Devletçilik ilkesini’ terk eden, finans merkezlerine bağlanan, onların adamlarının çıkarlarına göre oluşmuş programdır. Dolayısıyla müteahhitleri, ruhsatı verenleri suçlamadan önce bizim 1945'ten beri uygulanan programı suçlu olarak sanık sandalyesine oturtmamız lazım.

CHP YÖNETİMİNİN TAVRI

CHP’nin derdi başka…

Onun sistemle bir sorunu yok.

Tam tersine, Batı’nın dayattığı sistemin savunucusu.

Deprem telaşında fark edilmedi.

CHP yönetimi ilginç bir karar aldı.

Hatay’da insanlar enkaz altındayken…

Belediye başkanları durumu toparlamaya çalışırken…

Kılıçdaroğlu bir talimat verdi.

CHP’li Hatay Büyükşehir, Arsuz, Defne ve Samandağ Belediyelerinin deprem felaketinin sonuçlarındaki sorumluluklarının araştırılmasını istedi.

Araştırmaya CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke ve Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun'un başkanlık edeceği bildirildi.

Kendinizi bu belediye başkanlarının yerine koyun.

Yapılan akıl alır gibi değil.

De ki hataları var.

Zamanı mı? Aceleniz ne?

İnsan ister istemez düşünüyor.

CHP sistemi korumak için kendi belediyelerini mi harcıyor?