CHP’nin açık çekleri!
CHP yönetimi, hükümetin izlediği Suriye ve Irak politikalarına mesafeli. Kılıçdaroğlu İdlip operasyonuna destek verdiklerini belirtse de sonrasında söyledikleri destekten çok köstek havasındaydı. Olumsuzlukları öne çıkardı. Uyarıları, “desteği” havada bıraktı.
Sürekli “Ortadoğu bataklığı” kaygısından söz etti.
Dün de bu tavrını sürdürdü. Geçmişte yapılan yanlışlardan dönülmesini desteklemedi. “Yanlış politikalar terk edildi iyi oldu” demedi.
Yani öyle “açık çek” vermedi.
Oysa ki aynı Kılıçdaroğlu “açılım” sürecinde Diyarbakır’da yaptığı konuşmada, AKP’ye “açık çek” vermekten hiç çekinmemişti. Hatta daha da ileri giderek, “kırmızı çizgilerini” kaldırdıklarını ilan etmişti.
ABD İSTİYORSA…
CHP yönetiminin “açık çek” kriterleri dikkat çekici. “Açılım”ı ABD istiyordu, açık çek imzalamakta hiç tereddüt etmediler. Ama ABD’nin karşı çıktığı Irak ve Suriye politikalarına “açık çek” vermekten uzak durdular.
Belli ki CHP’nin “açık çek”lerinde “ABD referansı” öne çıkıyor.
VATAN İÇİN
Kılıçdaroğlu Türkiye’nin güvenliğinden çok “şehitlerden” söz ediyor.
Oysa başında bulunduğu partinin kurucusu ve ilk genel başkanı, Türkiye’nin güvenliği ve bağımsızlığı için askerlerine, “Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum” diye emir verebilen bir askeri dehaydı.
Bunu söyleyince hemen “Suriye, Irak bizim vatanımız değil” diyenler çıkacaktır. Ama Suriye’nin, Irak’ın toprak bütünlüğünün Türkiye’nin güvenliği olduğunu görmemek için kör olmak gerekir. NATO toplantılarına yansıyan BOP haritaları her şeyi anlatmıyor mu?
Suriye ve Irak’ta direnilmezse Türkiye için çok geç olmayacak mı?
ŞEHİT EDEBİYATI
CHP’lilere, “Suriye’de ve Irak’ta yaşananlar Türkiye’nin güvenlik sorunu değil mi? ABD-İsrail koridoru açılırsa Türkiye bölünmez mi?” diye soruyorum, susuyorlar. Irak’ta 1. Körfez Savaşı sonrasında PKK’nın nasıl büyüdüğünü hatırlatıyorum. Suriye’deki PKK varlığının Türkiye’nin güvenliğini tehdit ettiğini vurguluyorum, tepki vermiyorlar.
Sadece AKP iktidarının geçmişteki hatalarını sıralıyorlar. “Şehitler gelebilir” endişesini dillendiriyorlar.
Peki, “açık çek” verilen “açılım” süreci sonrasında kaç şehit verdik? O şehitlerin sorumlusu “açılım” politikaları değil mi?
MURAT ÖZÇELİK
Türkiye’nin Irak Özel Temsilcisi'ydi. Sonra Bağdat Büyükelçisi oldu. Talabani’nin sarayında onun için “Türkiye’nin mi, yoksa ABD’nin Büyükelçisi mi belli değil! Erbil’den çıkmıyor” dendiğini kulaklarımla duymuştum.
Irak eski Başbakanı Maliki ile yıldızı hiç barışmadı. Irak’ta Maliki’nin kendisini “Ayağını denk al” diye uyardığı anlatılır.
Sonra emekli oldu. İşgal sonrasında Bağdat’ta büyükelçilik yapan, işgal valisi gibi davranan Zalmay Halilzad’la birlikte çalıştığı söylendi. Derken birdenbire CHP’ye girdi ve Dış Politikadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı oldu.
ABD KONTENJANINDAN
Kimse bir anlam verememişti. MYK üyeleri için de sürpriz olmuştu. CHP kulislerinde “ABD kontenjanından yönetime girdi” yorumları yapıldı.
Özçelik’in yakın dostlarına CHP’deki “kahramanlığını” anlatırken “Ankara Sheraton Oteli'nde gerçekleşen gizli ABD Büyükelçisi Francis Ricciardone-Kılıçdaroğlu buluşmasını ben ayarladım” dediği hep konuşulur.
BARZANİ’YE DESTEK
Özçelik uzun süredir ortalıkta yoktu. Irak hareketlenince yeniden ortaya çıktı. Zalmay Halilzad’dan sonra o da konuştu. Barzani’ye yakın Rudaw’a röportaj verdi. Barzani’ye destek çıktı. “Referandum Kürt halkının iradesinin beyanıdır” dedi.
Rusya, İran, Türkiye, Irak, Suriye işbirliğini küçümsedi. “Bu işbirliğinden sonuç çıkmaz”a getirdi. Ama bu açıklamasından hemen sonra Irak ordusu Kerkük’e, Sincar’a girdi. Suriye’de İdlip operasyonu ve Afrin kuşatması devam etti.
Bunlarla da yetinmedi, CHP adına da konuştu. CHP’nin izlenen politikaya karşı çıktığını, bunun bilinmesini istedi. CHP’den ise hiç ses çıkmadı.
İnsan ister istemez soruyor: Bu kişi AKP iktidarının “Irak Özel Temsilcisi” idi. Ana muhalefetin genel başkan yardımcılığını yaptı.
Türkiye kimlere emanet edilmiş..!