CHP’nin başarısızlığının nedenleri

CHP’de sol siyasete önemli katkıda bulunabilecek ama CHP tarafından ıskalanmış Cezmi Doğaner ve Avrupa’nın beş ülkesinden sosyal demokrasi birikimi ve deneyimi yüksek altı arkadaşı yayınladıkları bir bildiri ile CHP’nin bir kimlik bunalımı yaşadığını ve iktidar olabilmek için mutlaka yeni bir sosyal demokrat program hazırlanması gerektiğini ileri sürmüşlerdir. Onlara göre bugün Avrupa’da yaşayan altı milyon Türk bir emek göçünün ürünüdür ve bulundukları ülkelerde siyaset ile yakından ilgilenmiş ve bilinçlenmişlerdir. Bu nedenle onların CHP’de temsilinin CHP’ye önemli katkı sağlayacağı inancındadırlar. Avrupalı sosyal demokrat Türkler CHP’nin siyaseten yenilenmesini, örgütsel yapısının ve çalışma tarzının değişmesini kaçınılmaz olarak görmektedirler.

ATATÜRK SONRASI CHP’NİN BAŞARISIZLIĞI
Bu bildiriden sonra CHP ortamına 20.Dönem Adıyaman Milletvekili Celal Topkan’ın adı ara başlıkta yazılı Karınca yayınlarınca hazırlanmış 368 sayfalık ilginç kitabı düştü. İlginç diyorum çünkü bugüne kadar kimse CHP’de yaşanan bunalımı ve iktidar olamama sendromunu Celal Topkan gibi lider sorununa bağlamadı. Atatürk’ün CHP’yi halkçılık esaslarına dayalı, üyeleri arasında kimseye ayrıcalık tanımadan yenilikçi ve dönüşümcü bir parti olarak kurduğunu söylüyor.
Atatürk’ten sonra bu değerlerin terkedildiğini, parti yönetiminde bir ideolojiye dayanmayan, değişime kapalı, genel başkanın düşüncesinin parti düşüncesi yapıldığı döneme geçildiğini vurguluyor. Atatürk’ten sonraki liderlerin ülkede iktidarı değil parti içinde kendi iktidarını düşünerek siyaset yaptıklarını söylüyor. CHP’de hiçbir ideolojiye dayanmayan değişmez genel başkan kültürünün CHP’nin en büyük yanlışı olduğunun altını çiziyor. Bu nedenle CHP Atatürk’ün öngördüğü gibi, “halka siyaseti öğreten parti” olamadığı ve Atatürk devrimlerinin, çağdaşlaşma karşıtı partilerin iktidar olduğunu ve olmaya devam edeceğini öne çıkarıyor.

KENDİNİ YENİLEYEMEYEN YOK OLUR
CHP duruşunu, yapısını, çalışma yöntemlerini mutlaka sorgulamalı ve halka ulaşmanın yollarını aramalıdır. Bütün çabasını liderin parti içi iktidarını sürdürmeye odaklayan bir parti asla halkın umudu olamaz. Ülke büyük bir karanlığın içine doğru sürükleniyor. Demokrasi kurum ve kuralları ile çoktan rafa kaldırıldı. İktidarın tek amacı bir adamın ihtirasına kendini adayarak fiilen var olan tek adam yönetimine hukuki bir kılıf hazırlamak. Polis devletine gidiş bu nedenle hızlandı, bu nedenle Türkiye hiç dostu olmayan yapayalnız bir ülkeye dönüştü.
Hitler’in ihtirasının Almanya ve dünyaya ne kadar pahalıya mâl olduğu kimsenin aklına gelmiyor mu? Bu gidişi durduracak tek seçenek CHP olabilir mi? Eğer Atatürk’ün CHP’yi kurduğu ilkelere sımsıkı sarılır, eğer çağdaş, halkçı bir ideolojinin gergefini işlerse, genel başkanlık dönüşümlü yapılır ve parti örgütüne yeni bir heyecan verilirse neden olmasın? Bu soruları günışığına çıkaran Celal Topkan’a teşekkür ediyor ve CHP’lilerin bu kitabı okumasını öneriyorum.