CHP’nin kıblesi! AKP’nin attıkları, CHP’nin gözdesi!

Bir zamanlar Haşim Kılıç vardı. Dünyada örneği yoktu. Hukukçu değildi. İktisat fakültesi mezunuydu. Ama yıllarca Anayasa Mahkemesi Başkanlığı yaptı. AKP’yle ilişkisi çok tartışıldı. Devlet hiyerarşisi dışında samimiyetleri vardı.
Açılan davalarda hep AKP’den yana oy kullandı. CHP’liler kendisine sert eleştiriler yöneltti.
Gün geldi Erdoğan’la arası açıldı. Birdenbire CHP’nin gözdesi oldu. Kılıçdaroğlu konuşmalarında ondan alıntılar yapmaya başladı. Neredeyse “hukuk dehası” ilan edilecekti.

FETÖ VE PKK

FETÖ, AKP’yle birlikteydi. CHP’yle de temasları vardı. Partiye sızmayı başarmışlardı. Ama esas tercihleri iktidardı. FETÖ iktidarın tamamını isteyince araları açıldı. AKP dışlayınca CHP sahiplenir oldu.
PKK da aynı. “Açılım” sürecinde AKP ile PKK arasında su sızmıyordu. Ama Türkiye bunu kabul edemezdi. Sonunda çöpe atıldı. AKP PKK ilişkileri bozulunca, CHP-PKK/HDP işbirliği öne çıktı.
FETÖ ve PKK/HDP’liler hapse atıldı, CHP “adalet” diye ortalığa döküldü.

ABD, AB

AKP iktidara gelirken en büyük destekçisi ABD ve AB’ydi. Yıllar önce karar verilmişti. Erdoğan’ı Başbakanlığa, Abdullah Gül’ü de Dışişleri Bakanlığına hazırlayan onlardı. Amaçları belliydi.
Türkiye ABD’nin “kara gücü” yapılacaktı. Irak savaşı öncesinde denediler olmadı. “1 Mart Tezkeresi” Mecliste reddedildi. Ama AKP’yi yönetenler risk aldı. Anayasa ihlal edilerek ABD askerlerine her türlü kolaylık sağlandı.
ABD, o günlerde CHP’nin yüzüne bile bakmıyordu. Daha sonra bir Pentagon danışmanının ifadesiyle, “CHP uzağımızda değil, yakınımızda durması lazım” dendi.
Gün geldi, Erdoğan’la ABD’nin arası açıldı. AB ile kavgaya başladı. CHP hemen AKP’nin yerine aday oldu.

BELEDİYE BAŞKANLARI

AKP, parti içinde düğmeye bastı. Çoğu FETÖ’yle ilişkili belediye başkanlarının istifası istendi. Damadı FETÖ’den tutuklu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ile damadı FETÖ’den tutuklu Düzce Belediye Başkanı Mehmet Keleş isteğe uydu.
Sırada Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek var. Erdoğan açıkça işaret verdi. Gökçek’in istifasıyla ilgili olarak, “Şu an böyle bir şey yok ama olmayacağı anlamına kesinlikle gelmez” dedi.
Gökçek önceki gece Beştepe’deydi. Çıkışta “Cumhurbaşkanımıza Külliye’nin karşısına yapılacak müzenin detaylarını sundum” mesajı paylaştı. AKP’lileri bile güldürdü.
59 AKP’li başkanın sırada olduğu konuşuluyor.
CHP yine devreye girdi. “Seçimle gelen seçimle gitmeli” sloganıyla, Topbaş’a, “Adalet” yürüyüşünde geçeceği yola hayvan pisliği döken Düzce Belediye Başkanı Keleş’e, Ankaralı CHP’lilerin büyük tepki gösterdiği Gökçek’e sahip çıkmaya başladı.

MERKEZE ERDOĞAN KONUNCA

CHP tüm politikalarının merkezine Erdoğan’ı koyunca savruldu gitti. “Düşmanımın düşmanı dostumdur” mantığı, CHP’yi ABD emperyalizminin, FETÖ’nün, PKK’nın yanına itti.
Erdoğan’ın ABD’den uzaklaşması onlar için mesele değil. “Açılım” için AKP’ye “açık çek” verenler, emperyalizmden uzaklaşan Erdoğan’a hiçbir şans tanımadı.
“Emperyalizmden uzaklaşanlar düşman, Erdoğan’dan uzaklaşanlar dost”
Hakim politika bu. Türkiye’nin çıkarları umurlarında değil.

ATATÜRK BÖYLE Mİ DAVRANIRDI?

CHP’nin kurucusu Atatürk yaşasaydı böyle mi davranırdı? Kesinlikle hayır!
Atatürk dostunu ve düşmanını emperyalizme karşı tutumuna göre belirlerdi. Kurtuluş savaşı yıllarında da aynısını yaptı. Padişah yanlıları emperyalizmle savaşanların safına geçme kararı alınca Ankara Garı’nda önlerine kırmızı halı serdi.

CHP’DE HOMURTU BAŞLADI

CHP yönetimi ve milletvekilleri sessiz kalsa da CHP’ tabanında homurtular başlamış durumda. Henüz çok belirgin olmasa da dip dalgası yükseliyor. “Adalet” yürüyüşünün rüzgârı dağılıyor. “Nereye gidiyoruz” endişesi yaşanıyor.
“Adalet” yürüyüşü sırasında CHP’liler hemen saldırıya geçerlerdi. Son günlerde saldırının yerini “sorular” aldı.
İsminin açıklanmasını istemeyen bir CHP yöneticisi, “Şimdi CHP’nin başında Atatürk olsaydı hemen Bağdat, Tahran ve Şam’ı ziyaret ederdi. Bölgesel dostluk gelişirken o da içinde olur yön verirdi” dedi.
Tespit sevindirici. Ama CHP yönetimi çok başka yerlerde. Washington’dan iktidar bekleyince bu tür işler akıllarına gelmiyor. Gelse de “sakıncalı” görülüyor.
CHP’de sorun belli. “Kıble!”