CIA-MİT-Hürriyet-Barzani

Mesut Barzani denilen aşiret reisi, Kuzey Irak’ta bir devlet kurmak için referanduma gitme kararı aldı. Türkiye’nin hemen hemen tamamı buna karşı çıkarken Aydın Doğan’ın elindeki medya bu yıkım projesini desteklemek için her atağı yaptı. CNN Türk’teki tartışma programında sunuculuğunu unutan Şirin Payzın, oturuma katılanları “Referandum Kürtlerin hakkıdır!” demeye zorluyordu.
Hürriyet Gazetesi, geçen cuma günü Erbil propagandası yapmaktaydı.
Peşinden, Aydın Bey’in özel adamı Ertuğrul Özkök hükümeti tehdit etti. Cumartesi günkü yazısının başlığına bakın ne demek istediğimi anlarsınız: “Bir adım içeri girerseniz dünya karşınıza dikilir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, askeri seçenekten söz ediyor ya onu korkutmaya çalışıyor. Yani, “Bırakın Kürdistan kurulsun!” diyor. Bu yıkım projesinin başındaki Mesut Barzani Türkiye’nin birçok ilini Kürdistan’ın malı gibi gösteriyor. Yani asıl hedef Türkiye... Ama Aydın Doğan için bunun önemi yok...
Aydın Doğan’ın Hürriyet’ten yurtsever, millici birçok yazarını atıp Ertuğrul Özkök’e dokunmamasının sırrı da budur.
Bu göstermelik referandumun ardından Hürriyet’in özel kalemleri hükümeti tehdide devam ettiler. Sedat Ergin, dün yayımlanan “İki önemli otoritenin gözünden Barzani krizi” başlıklı yazısında, Türkiye’yi, yeni kurulacak bu devletle iyi geçinmeye çağırıyor ve bunun Türkiye’nin yararına olacağını vurguluyordu. Önemli otorite gösterdiği isimler de Amerikancı iki eski büyükelçi idi.
Hürriyet’in iktidarı temsil eden yazarı Abdulkadir Selvi de aynı çizgide. Dünkü yazısını bitirirken diyor ki: “AK Parti, ciddi bir Kürt seçmene sahip. Barzani’ye gösterilen tepkinin dozu kaçarsa, muhafazakâr Kürtleri Hüda Par’a, seküler Kürtleri HDP’ye kaptırabilir. 2019 Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde aman dikkat.”
Bay Selvi, oy uğruna Türkiye’yi parçalayacak bir projeye evet denilmesini istiyor. “Kürdistan’ın kurulmasına karşı çıkma, yoksa 2019 seçimini yitirirsin. Ver gitsin...” diyor.

MİT DENETİMİNDEKİ GAZETE

Aydın Doğan’a Hürriyet Gazetesi zamanında işte böyle projeler için verildi.
1983 yılında Hürriyet Gazetesi’nde çalışmaya başladım. Bir süre sonra yazı işlerindeki bir arkadaşım, ortalıkta dolaşan siyah takım elbiseli birisini işaret etti. “Bu MİT elemanıdır!” dedi ve başladı anlatmaya. Anladım ki gazete MİT’in denetimindedir.
Biliyorsunuz ki MİT o sıralarda CIA’nın bir hizmet bürosu gibiydi. Eski MİT başkanlarından Fuat Doğu’nun söylediği gibi MİT başkanları, CIA elemanlarının teşrifat memuru konumundaydılar...
Gazeteden ayrıldığım yıl, Hürriyet, Aydın Doğan’a satıldı. Kanaatime göre Hürriyet, CIA üstünden Aydın Doğan’a aktarıldı.
Kanıtın nedir diye soracaklara cevabım şu: İnceleyin, anlarsınız... Hürriyet Gazetesi’nin haberleri, köşe yazıları hep Amerikan politikalarını destekleyecek biçimde şekillendirilmiştir.

28 ŞUBAT’IN NİMETİNİ YEDİ

28 Şubat Süreci’nde Aydın Doğan, Amerikancı askerlerle sıkı ilişki içindeydi. Bunu kullandı ve Turkcell’i kurarak büyük bir çıkış yapan Çukurova Holding’in patronu Mehmet Emin Karamehmet’e savaş açtı. O sıradaki DSP-ANAP-MHP iktidarı içindeki elemanlarından yararlanarak yol aldı. Sayın Karamehmet’in bankaları elinden gitti, şirketleri yağmalandı. Yetmedi; 50 milyar dolar vergi vermiş o işadamına anlaşmalı kredi kullandığı iddiasıyla 12 yıl hapis cezası bindirdiler. Bu işi organize eden Fetullahçılar, daha sonra Sayın Karamehmet’e, “Seni kurtarabiliriz!” diye yanaşmaya çalıştılar ama iyi biliyorum ki o, bu çeteden uzak durmaya çabaladı.
28 Şubat’taki büyük medyadan Sabah’ın patronu Dinç Bilgin de piyasadan silindi ama Aydın Doğan gücüne güç kattı. Bu güçlenme AKP iktidarı döneminde de sürdü.
Peki bu sihirli güç nereden geliyor?
Başlığa bakın, anlayacaksınız.

TÜRKİYE İSTERSE SİLAHSIZ DA ÇÖKERTİR

Güneyimizde bir Kürt devleti kurma projesi Mesut Barzani’nin değil; İsrail ve ABD’nin projesidir. PKK elebaşısı Öcalan’ın da Mesut Barzani’nin de projelerinde Türkiye’nin doğusu bu Kürdistan’ın parçası sayılmaktadır. Bunlar Irak’ta başarılı olurlarsa sıra Türkiye’ye gelecektir.
Bu tehlike büyümeden Türkiye onu engelleyebilir. Bunun için silahlı güç kullanmasına bile gerek yoktur. Sınır kapılarını kapatsın. Uçuşlara engel olsun... Petrol ticaretine son versin... Bunu da İran-Irak-Suriye hükümetleriyle ortaklaşa yürütsün yeter... Bir sene içinde Mesut Barzani Erbil’de duramaz hale gelecektir.
Yeter ki Sayın Erdoğan televizyonlarda bizlere nutuk atmayı bırakıp bunları yapsın... Yani gürlemek yerine bir uygulama bekliyor millet ondan... Eğer bunu yapmaz ise toplum onu bu projenin bir parçası olarak suçlamaya başlayacaktır. O zaman 2019’daki seçimlerde Barzani oyları hiç mi hiç yetmeyecektir kendisine...