Çin bilimsel gelişmede ABD’yi geçti

Bu alanlarda öne geçen ülke, uygarlığı ileriye taşıyor demektir. Avrasya’dan yeni bir uygarlığın yükseldiğinin en önemli kanıtı da bilimi geliştirme bayrağını üstlenmesidir. Sosyalist Çin, yeni uygarlığın lokomotifi olarak hareket ediyor. Batı’nın önemli kurumları bu gerçeği saptayıp, açıklıyor.

‘NATURE INDEX’ İLAN ETTİ

Almanya merkezli, bilimsel araştırmaları kayıt altına alıp, sıralayan en önemli merkez olarak hizmet veren Nature Index, 19 Mayıs 2023’te doğa bilimlerinde Çin’in ABD’yi geçtiğini ilan etti. Çin ilk kez, doğa bilimlerindeki araştırma makalelerine yapılan katkılarda bir numaralı ülke oldu ve ABD'yi geride bıraktı.

Nature Index, yazar bağlantıları ve kurumsal ilişkileri açık olan bir veri tabanı. Endeks, bağımsız bir araştırmacı grubu tarafından itibara dayalı olarak seçilen 82 yüksek kaliteli doğa bilimleri dergisinde yayınlanan araştırma makalelerine yapılan katkıları izleyip, yayınlıyor.

Nature Index araştırmacısı Simon Baker, 2022 yılında yüksek kaliteli doğa bilimleri araştırmalarına en büyük katkının Çin'den geldiğini açıkladı. (1)

Nature Index’in verilerine göre Ocak-Aralık 2022 döneminde Çin'in payı, 19.373 olarak belirlenirken ABD'nin payı ise 17.610’de kaldı.

Nature Index, söz konusu sıralamaya 2014 yılında başlamış. Endeks, son 9 yılda bilimsel araştırmalarda hızını en çok artıran ülkenin Çin olduğunu saptıyor. “Çin Halk Cumhuriyeti, 2021 yılında fizik ve kimya alanlarında lider ülke oldu. Son veriler Çin'in ilk kez yer bilimleri ve çevre bilimlerinde de ABD'yi geçtiğini gösteriyor. Geriye sadece bir doğa bilimleri kategorisi kalıyor: Yaşam bilimleri.”

ABD’NİN HAKİMİYETİ BİTTİ

Bilimsel etkinliğe ilişkin farklı ölçütler, 2010'ların ortalarından bu yana uluslararası alanda bilimsel gelişmedeki öncünün değiştiğine işaret ediyor. 2018 ABD Ulusal Bilim Vakfı raporu, en fazla bilimsel makalenin Çin tarafından yayınlandığını saptıyor. Çin’in sadece nicelik olarak değil nitelik olarak da ABD’yi geçtiği saptanıyor. Japonya Ulusal Bilim ve Teknoloji Politikası Enstitüsü'nün 2022 raporuna göre, 2018-2020 yılları arasında Çin'de yapılan araştırmalar, ABD'de yapılan araştırmalara kıyasla, en sık atıfta bulunulan makaleler olmuş.

ABD’deki Ohio Eyalet Üniversitesi'nde bilim ve politika araştırmacısı olan Caroline Wagner, Scientometrics dergisinin 127. Sayısında Çin'in en çok atıf alan makalelerde ABD'yi geride bıraktığını saptayan bir araştırması yayınladı.

ÇİN, YERKABUĞUNDA 10 BİN METRELİK KUYU AÇIYOR

Xi Jinping önderliğinde, Çin’e Özgü Sosyalizmin Yeni Dönemi’nde bilimsel araştırmalara ayrılan kaynaklar artırıldı. Her yeni gün, Çin’in bilimsel atılımlarının haberi geliyor. Son önemli gelişme: Çin, yerkabuğunda 10.000 metre derinliğinde bir kuyu kazmaya başladı. Xinhua haber ajansına göre, ülkenin şimdiye kadarki en derin sondaj kuyusunu kazma çalışmaları 30 Mayıs Salı günü Sinciang Uygur Özerk Bölgesi’nin Tarım Havzasında başladı.

"Çin'in derin Dünya araştırmalarında bir dönüm noktasını temsil ediyor ve gezegenin yüzeyin derinliklerindeki bölgelerini incelemek için benzeri görülmemiş bir fırsat sunuyor." (2)

Bloomberg'e göre, 2021'in başlarında Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, ülkenin önde gelen uzmanlarıyla yaptığı konuşmada, derin yeryüzü araştırmalarında ilerleme kaydedilmesini istedi. Bu görev bilim insanlarının değerli mineralleri ve enerji kaynaklarını keşfetmesine yardımcı olabilir. Ayrıca, depremler ve volkanik patlamalar gibi çevresel felaketlerin neden ve sonuçlarını değerlendirmek için de kullanılabilir.

Çin’in açtığı kuyunun tasarımı 11.100 metre derinliğe göre yapıldı. Xinhua’ya göre, 2.000 ton ağırlığındaki iş makinesi yeryüzünü delerek on kıtasal tabakayı ya da kaya katmanını geçecek.

Bloomberg'e göre sondaj aynı zamanda 145 milyon yıl öncesine uzanan kayaların bulunduğu Kretase sistemine de ulaşmayı amaçlıyor.

Britannica, sondaj kuyusunun Tarım Nehri tarafından beslenen büyük bir çöküntü olan Tarım Havzası'nda inşa edildiğine dikkat çekiyor. Çin'in en büyük çölü olan Taklamakan Çölü bu havzanın ortasında yer alıyor ve 342.000 kilometrekarelik bir alanı kaplıyor. Sondaj kuyusu çölün iç kesimlerinde açılıyor. Tarım Havzası'ndaki "sert zemin ortamı ve karmaşık yeraltı koşulları" nedeniyle yer kabuğuna bu kadar derin bir delik açmak kolay olmayacağı belirtiliyor. (3)

RUSYA, ABD, ALMANYA VAZGEÇTİ ÇİN YAPIYOR

10 kilometrelik bir kuyu kazmak iddialı olsa da dünya üzerinde açılmış en derin çukur değil.

Bu konudaki ilk başarılı deneme Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ne ait. Neredeyse 20 yıl süren Kola Kuyusu'nun sondaj işlemi 1970 yılında başladı ve 1989 yılında 12,262 metre derinlikteki kuyu açıldı.

BBC'nin bir raporuna göre Kola Kuyusu, üç yıl sonra Sovyetler Birliği'nin çöküşü ve bu tür keşif programları için fon yetersizliği nedeniyle kapatıldı.

ABD’nin girişimi ise daha kısa sürede iflas etti. Amerikalılar 1960'ların başında, mantoya ulaşmak ve araştırmak için Mohole Projesi'ni başlattılar. Meksika'nın Guadalupe kenti yakınlarında Pasifik Okyanusunun tabanını kazdılar. Ancak deniz tabanının 183 metre altına ulaştıktan sonra artan masraflar nedeniyle proje iptal edildi.

Almanya ise 1990 yılında, dokuz kilometre derinliğe ulaşan Alman Kıtasal Derin Sondaj Programı (KTB) ile Bavyera'da yeryüzü keşif girişimini başlattı. Bu proje de sonunda kapatıldı.

Programın yöneticilerinden Uli Harms'ın sözleriyle, "Bu keşifleri sürdürmek önemli miktarda para gerektiriyor." (4)

Çin devletinin yürüttüğü proje ile insanoğlu, nihayet Dünya'nın mantosunu keşfedebileceği güne yaklaşıyor.

GÖKYÜZÜ ÇALIŞMALARI İÇİN EN HIZLI RÜZGÂR TÜNELİ

Yerin kabuğunda 10 kilometrelik delik açma çalışmasının başladığı gün, 30 Mayıs’ta Çin, saniyede 10 km'lik hava akış hızı üretecek olan dünyanın en güçlü rüzgâr tünelini hizmete aldı.

Çin'in kendi geliştirdiği JF-22 Rüzgâr Tüneli’nin inşası 2018'de başladı ve Ağustos 2021'de tamamlandı. Tünel 167 metre uzunluğa ve dört metre çapa sahip ve saniyede üç ila 10 kilometre hava akış aralığına sahip.

Çin Bilimler Akademisi Mekanik Enstitüsü'ne göre tesis, ses hızının 30 katına kadar hipersonik uçuş koşullarını canlandırabilen dünyanın en büyük ve en hızlı rüzgâr tüneli. (5)

Pekin'in kuzeyindeki dağlık Huairou bölgesinde bulunan rüzgâr tünelinde bir uzay aracının atmosfere yeniden girdiği ortamı laboratuvar ortamında canlandırılabiliyor. JF-22 Rüzgâr Tüneli’nin uydu ve uzay aracı fırlatma maliyetinin yüzde 90 oranında azaltılmasına yardımcı olabileceği belirtiliyor.

Çin’in JF-22 ve JF-12 rüzgâr tünelleri ile Batı'dan yaklaşık 20 ila 30 yıl ileriye ulaştığı saptanıyor.

ABD'nin hipersonik testler için dijital simülasyon kullandığı ancak bugüne kadar rüzgâr tünelleri kadar işe yaramadıkları belirtiliyor.

ASPI’NIN İTİRAFI: YARIŞI KAYBETTİK

Avustralya Stratejik Siyasetler Enstitüsü (ASPI), 1 Mart 2023’te yayınlanan ve 6 Haziran 2023’te zenginleştirilen “Kritik Teknoloji Takibi” Raporu, Batı’nın teknolojik rekabeti kaybettiğini ilan etti. ASPI’nin araştırması önde gelen 44 ileri teknolojiden 37’sinde Çin’in birinci ülke olduğunu saptıyor.

Şöyle deniyor: “Araştırmamız, Çin'in kritik ve gelişmekte olan teknoloji alanlarının çoğunda yüksek etkili araştırmalarda bazen çarpıcı bir liderlik kurarak kendisini dünyanın önde gelen bilim ve teknoloji süper gücü olarak konumlandıracak temelleri inşa ettiğini ortaya koymaktadır. Çin'in küresel liderliği, savunma, uzay, robotik, enerji, çevre, biyo-teknoloji, yapay zekâ, ileri malzemeler ve önemli kuantum teknolojisi alanları dahil, bir dizi vazgeçilmez teknoloji alanını kapsayan ASPI'nin şu anda takip ettiği 44 teknolojiden 37'sine uzanıyor.”

ASPI Rapor’u, bazı teknolojilerde dünyanın önde gelen ilk 10 araştırma kurumunun tamamının Çin'de bulunduğunu ve ikinci sıradaki ülkeden (çoğunlukla ABD) dokuz kat daha fazla yüksek etkili araştırma makalesi ürettiklerini saptıyor. Çin'in teknoloji alanındaki liderliği, Xi Jinping ve selefleri tarafından defalarca belirtildiği üzere, bilinçli bir tasarımın ve uzun vadeli politika planlamasının ürünüdür.” (6)

TÜRKİYE ÇİN İLE BİLİMSEL İŞBİRLİĞİNE HIZ VERMELİ

Çin bu ilerlemeyi yaparken, kapitalist ülkeler gibi bencilce hareket etmiyor. Kuşak ve Yol Girişimi temelinde geliştirilen “Paylaşarak gelişme” ilkesini bilimsel çalışmalarda da izliyor.

ABD ve Avrupa üniversiteleri pek çok araştırma için Çin üniversiteleri ve araştırma kurumlarıyla yoğun ilişki kurmuş durumda. Türkiye’nin üniversiteleri ise maalesef Çin ile akademik araştırma ve bilimsel çalışmalar için ortaklıkta çok geride. Tam da burada, büyük devrimci peygamberimiz Hz. Muhammed’in çağrısını hatırlatalım: “İlim Çin’de olsa da gidip alınız!”

1- https://www.nature.com/articles/d41586-023-01705-7

2- https://english.news.cn/20230530/e2a8a41e2b9d402cb0babdc6bfd78111/c.html

3- https://www.wionews.com/world/explained-why-is-china-drilling-its-deepest-ever-hole-in-earths-crust-599249

4- https://www.wionews.com/world/explained-why-is-china-drilling-its-deepest-ever-hole-in-earths-crust-599249

5- https://asiatimes.com/2023/06/chinas-jf-22-hypersonic-wind-tunnel-blows-by-us/?mc_cid=6f6719419d&mc_eid=25c3708d5f

6- https://www.aspi.org.au/report/critical-technology-tracker