Çin çöküşe mi gidiyor?

Batılı “uzmanlar” bir kez daha Çin’in bir mali çöküşe gittiği tellallığı yapıyorlar. Bir yorumcu “Çin sallanıyor.” diyor; bir başkası “Borç bombası patlamak üzere.” diye yazıyor. Bu sözde Nostradamuslar, Çin'in çöküşünün emlak balonunun patlaması, aşırı borç ve hükümetin ülkenin bazı kısımlarını kalıcı olarak kapanmaya mahkûm eden “korkunç sıfır COVID politikası” nedeniyle ekonominin daralmasından kaynaklanacağını düşünüyor. Bir de tabii ki Çin'in ihracatına ve yurtdışındaki yatırımlarına, ABD tarafından dayatılan ve Asya'daki müttefikleri tarafından desteklenen, artan kısıtlamaları sayıyorlar.

EMLAK PİYASASI KRİZİ

Çin'in ekonomik ilerlemesine ilişkin bu son eleştiri furyası ne kadar gerçek taşıyor?

Mülkiyet krizi tehlikeli boyutlara ulaştı. Geçen yıl, Çin'in en büyük ikinci özel mülk firması olan Evergrande iflasın eşiğindeydi. Evergrande emlak modeli, esas olarak bir Ponzi şemasıdır. Buna göre şirket, sürekli artan sayıda dairenin ön satışından ve ayrıca yüz binlerce bireysel yatırımcıdan nakit toplayarak, devam eden inşaatları hızlandırarak ve peşinatları fonlayarak daha fazla satışı finanse eder. Herhangi bir Ponzi gibi, bu da ivme kazandığı sürece çalışır. Ancak piyasa yavaşladığında, gelen nakit akışları, yükselen nakit talebi yayının altında kalmaya başlar. Evergrande'nin şu anda yaklaşık 800 bitmemiş projesi ve taşınmayı bekleyen yaklaşık 1,2 milyon insan var.

Şimdi emlak krizi, milyonlarca Çinli alıcının peşin ipotek ödemelerini ödemeyi bıraktığı bir noktaya ulaştı. Çinli ev alıcılarının ipotek ödemeleri üzerindeki hızla artan boykotları, yaklaşık 91 şehirde en az 301 projeye yayıldı ve ipoteklerin değeri, tahmini 2 trilyon yuana (297 milyar dolar) yükseldi. Çin'de hanehalkı servetinin yaklaşık yüzde 70'i gayrimenkule yatırılıyor. Bazı Çin bankaları, söz konusu duruma, alıcıların tasarruf mevduatlarına el koyarak ve bunların gerçekten “mortgage yatırım ürünleri” olduklarını iddia ederek yanıt verdi. Bunun üzerine halk bazı bankaların önünde açık protestolar düzenledi ve hükümet, bankaları tanklarla çevirdi.

SIFIR COVID: İNSAN YAŞAMINA ÖNCELİK

Eş zamanlı olarak, Çin'in reel GSYİH'deki genellikle muazzam yıllık büyümesi, 2020'deki COVID düşüşünden önce bile azalmaktaydı. 2021'de toparlanma güçlü olsa da yeni COVID varyantları yeni kapanmalara neden oldu. Çin hükümeti, büyük kapitalist ekonomilere kıyasla ölüm oranını çok düşük seviyelere indirerek sıfır COVID politikasında büyük ölçüde başarılı oldu. Ancak bunun sonucunda ekonomik büyüme ve istihdam da bir yara aldı.

Çin ekonomisi, Haziran 2022'ye kadar gelen çeyrekte mevsimsellikten arındırılmış bazda yüzde 2,6 küçüldü. Ülke çapında kentsel ankete dayalı işsizlik oranı mayıs ayında sadece yüzde 5,9'a gerilerken, 16-24 yaş grubu için işsizlik oranı yüzde 18,4'e yükseldi. Hükümetin yüzde 5 üstü hedeflenen reel GSYİH büyüme oranının bu yıl karşılanmayacağı giderek daha açık hale geliyor. Bu hedefin, son on yılın çift haneli yıllık genişlemesi ortadan kalktığı için son birkaç yılda azaltıldığı unutulmamalı.

ÖZEL SEKTÖRÜN HATALARI

Peki bu durum, gerçekten Çin kalkınma modelinde bir çöküş noktası ve “sosyalizme doğru ilerleme” ve benzeri tüm o konuşmaların sonu anlamına mı geliyor? Birçok Batılı uzman böyle düşünüyor. Onlara göre bu çöküşe neden olacak şey, Çinli liderlerin ekonomiyi “serbestleştirme” ve onu kapitalist şirketlere ve piyasalara daha da fazla açma konusundaki başarısızlığıdır. Batı'da “başarıyla yapıldığı gibi” (aynen böyle diyorlar!) sıfır COVID politikasını durdurma ve kısıtlamaları gevşetme zamanı olduğunu söylüyorlar. İşin bam telinde söyledikleri ise şu: Çin'in daha fazla kapitalizme ihtiyacı var. Özel sektörü genişletmesi gerekiyor.

Ama durun bir dakika. Önce mevcut emlak krizinin ve borç genişlemesinin nedenlerini anlamamız lazım. Bu durumun nedenleri, özellikle finans ve emlak sektörlerinde, Çin liderliğinin büyük bir bölümünün teşvikleriyle genişleyen Çin'in özel sektörünün kapısına dayandırılabilir.

Çin'in yatırım genişlemesi, finans ve gayrimenkul gibi verimsiz sektörlerde giderek artıyor. Neden Çin’de, gelişmekte olan şehirlerde ev inşa etme görevi, ipotekle satış yapan özel sermaye geliştiricilerine bırakıldı? Neden devlet tarafından kiralık evler yapılmadı? Sonuç, devletin şimdi temizlemek zorunda olduğu klasik bir Batı emlak piyasası çöküşü vakası oldu. Bu, devlet (yerel yönetimler) tarafından projeleri bitirerek ve ipotek haklarından gelen paraları geri ödeyerek çözülmek durumundadır.

FİNANSAL ÇÖKÜŞÜN PANZEHRİ EKONOMİDE DEVLET DENETİMİ

Çin'de finansal bir çöküş olmayacak. Bunun nedeni, hükümetin iktidarın tüm mali kaldıraçlarını kontrol etmesidir: merkez bankası, dünyanın en büyük bankaları olan dört büyük devlete ait ticari banka ve kötü kredileri, büyük varlık yöneticilerini ve en büyük şirketlerin çoğunu yutan sözde “batık bankalar”. Hükümet, dört büyük bankaya temerrüde düşmüş kredileri öz sermaye hisseleri ile takas etmelerini ve işlerine bakmalarını emredebilir. Merkez bankası olan Çin Halk Bankası'na durumu düzeltmek için ne gerekiyorsa onu yapmasını söyleyebilir. Devlete ait varlık yöneticilerine ve emeklilik fonlarına, fiyatları desteklemek ve şirketleri finanse etmek için hisse senedi ve tahvil satın almalarını söyleyebilir. Devletin “batık bankalarına”, ticari bankalardan “batık borç” almasını söyleyebilir. Yerel yönetimlerin emlak projelerini tamamlamasını sağlayabilir. Devlet tam da bankacılık sisteminin tamamını kontrol ettiği için bir finansal kriz ihtimali söz konusu değildir.

Ancak mevcut mülkiyet karmaşası, Çin ekonomisinin, kâra dayanan kesimin kaos ve kaprislerinden daha fazla etkilenmeye başladığının bir işaretidir. COVID sırasında ve sonrasında kötü giden esas olarak özel sektör olmuştur. Sadece küçük bir örnek: Şanghay'daki COVID kapanmalarında gerekli işler, özel sektöre verildi ve kötü sonuçlandı. Pekin'de yerel yönetim işi doğrudan çok daha başarılı bir şekilde yaptı.

KAMU SEKTÖRÜ GENİŞLİYOR

Çin’de sanayi firmalarının kazandığı karlar, Ocak-Mayıs 2022 aralığında yüzde 1 artışla 34,41 trilyon yuana ulaştı. Bu, COVID-19 kısıtlamalarından kaynaklı yüksek hammadde fiyatları ve tedarik zinciri kesintilerinin kar marjlarını daralttığı ve fabrika faaliyetlerini sekteye uğrattığı bir ortamda gerçekleşti. Yüzde bir oranı, bir önceki dönemdeki yüzde 3,5 olan artıştan nispi bir düşüş anlamına geliyor. Devlete ait sanayi şirketlerindeki karlar %9,8 arttı; özel sektörde ise %2,2 düştü. Sadece devlet sektörü siparişleri aksatmadan yerine getirmeye devam ediyor. Bu, Çin'in “sallanan” kapitalist sektörün yerini almak için devlet yatırımını genişleterek zararlarını önlediği 2008-9 küresel mali krizinde yaşanan şeydir. Xi ve Çinli liderlerin hep söylediği gibi “sermayenin düzensiz genişlemesi”nden kaçınılmaktadır.

Xi döneminde bile reel GSYİH büyümesi, yatırım ve istihdamdaki yavaşlamanın yanı sıra kapitalist kesim Çin'deki boyutunu ve etkisini artırmaya devam etti. Yakın tarihli bir araştırma, Çin'in özel sektörünün yalnızca mutlak anlamda değil, aynı zamanda, gelir veya piyasa değeri ölçümlerine göre, ülkenin en büyük şirketlerine oranla da büyüdüğünü gösteriyor. Bu oran, Xi’nin bir sonraki lider olarak onaylandığı 2010’da oldukça düşük bir düzeyen bugünkü kayda değer paya ulaşmıştır. KİT'ler gelir bakımından en büyük şirketler arasında hâlâ hâkim durumda, ancak üstünlükleri giderek azalıyor.

DÜŞEN BÜYÜME BİLE BATI’DAN 4 KAT FAZLA

Çin’in mini krizini aşması için kapitalizm yönünde “serbestleştirici” reformlardan daha fazlası gerekiyor. Çin’in özel sektörün genişlemesini tersine çevirmesi ve devlet yatırımı için daha etkin ve verimli planlar yürürlüğe koyması gerekiyor. Ancak bu sefer bankaların dışındaki tanklarla değil, Çin halkının sürece demokratik katılımıyla. Aksi takdirde, liderliğin 'ortak refah' hedefleri sadece laftan ibaret olacaktır.

Bütün bunları söyledikten sonra, kamu sektörünün hakim olduğu Çin ekonomisinin Batı'daki G7 ekonomilerinden daha iyi durumda olduğu hala geçerli.

Bu yıl bile, Çin sadece yüzde 4 civarında reel GSYİH büyümesine ulaşmayı başarırsa, G7 ekonomilerindeki herhangi bir büyüme oranından daha hızlı bir büyüme olacaktır. Ve IMF, Çin'in 2023'te yüzde 5'in üzerinde büyüyeceğini, G7 ekonomilerinin ise yeni bir küresel durgunluk olmadığını varsayarsak bu oranın yarısına ulaşabilecek kadar şanslı olacağını tahmin ediyor. Gerçekten de, daha uzun vadede IMF, Çin'in yılda yüzde 5 gibi düşük bir oranda büyüyeceğini tahmin ediyor, ancak bu oran ABD'nin iki katından ve G7'nin geri kalanının dört katından daha hızlı olacak.

İÇERİDEN ÇÖKERTEMEDİLER DIŞARIYA ÇEKİYORLAR

Batılı uzmanların, Çin'in düşen çalışma çağındaki nüfusu ve yavaşlayan üretkenlik artış hızının, Çin'in başarısız olmaya başlayacağı anlamına geldiği iddiasını daha önceki yazılarda uzun uzun tartışmıştım . Bu argümanlar zayıf ve hatalıdır. Gerçekten de, COVID döneminde işgücü verimliliği artışına ilişkin düzeltilmiş Batı ölçütlerinde bile Çin, sözüm ona “dinamik” ABD'den çok daha iyi performans gösterdi.

Nitekim, Batılı uzmanların Çin'in erimek üzere olduğuna dair tahminleri (ve umutları), ABD ve NATO'daki sermaye stratejistleri tarafından açıkça reddedilmektedir. İç parçalanma gibi bir beklentileri bulunmuyor ve bu nedenle Çin ekonomisini dışarı çekerek zorlamaya ve boğmaya devam ediyorlar.