Çin ekonomisi canlanıyor

2016 yılında yaklaşık 22 trilyon dolar gayri safi milli hasılasıyla(GSYH) dünyada birinci olan Çin’de 3. çeyrek GSYH artışı, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 6,8 ve bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 1,7 oldu. Çin'in 2. çeyreğe ilişkin büyümesi, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 6,9 ve bir önceki çeyreğe kıyasla da yüzde 1,8 düzeyinde gerçekleşmişti.

EKONOMİ BÜYÜYOR

2014’de yüzde 7,3 ,2015’de yüzde 6,9,2016’da yüzde 6,7 olan ekonomik büyüme 2017 yılında da yüzde 7’ye yakın olacak gibi.
Büyümeyi sağlayan en önemli etken arz yanlı politikalar. Talep de artırılıyor. Yoğunlaştırılmış reform ve yenilikler uygulanarak reel ekonominin canlanması için aksiyonlar alınmasının da bu büyümeyi gerçekleştirmiş olduğu öngörülüyor.
GSYH’nın yüzde 51,6’sını hizmetler, yüzde 39,8’ini sanayi, yüzde 8,6’sını tarım sektörü yaratıyor.
Çin reel büyüme oranında dünyada 14’nci sırada yer alıyor.
Kişi başına düşen milli gelir(KBMG) 14-15 bin dolar arasında.Bu tutar Çin’i dünya sıralamasında ancak 106. sıraya koyuyor.

ÇİN TASARRUF EDİYOR

Çin’de tasarruf oranı GSYH’nin yüzde 45-50’sini oluşturuyor ki bu oran Çin’i dünyada 2.sıraya taşıyor.
Hane halkı tüketimi GSYH içinde yaklaşık yüzde 37 oranında yer alıyor.
Hane halkının en düşük gelir elde eden yüzde 10’u tüketimden yüzde 2,1 oranında pay alıyor.En yüksek gelire sahip yüzde 10 nüfus tüketimden yüzde 31,4 oranında paya sahip.
Gini endeksi( Gelir dağılımındaki eşitsizliği ölçmede kullanılan bir araçtır. Bir toplumda gelir adaletli olarak paylaşılmışsa (herkes eşit gelir elde ediyorsa) Gini katsayısı "0" değerini almakta, toplumdaki gelirler yalnız bir kişi tarafından alınmışsa Gini katsayısı "l"e eşit olmaktadır.) 46,5.Bu da Çin’in dünyada gelir dağılımı adaleti bakımından 30’ncı sırada yer almasını sağlıyor.

ENFLASYON-BÜTÇE

Çin’de enflasyon oranı yıllardır yüzde 2’yi aşmıyor.
2016 yılında bütçe gelirleri 2,3 trilyon dolar, Bütçe harcamaları ise 2,5 trilyon dolar. Vergiler bütçe gelirlerinin yüzde 21,4’ünü oluşturuyor. Bütçe açığı veren Çin bu açığı GSYH’nın yüzde 5’inden aşağıda tutmayı başarıyor.
Kamu borcu GSYH’nın yaklaşık yüzde 16’sı.

DIŞ TİCARET-DOĞRUDAN YATIRIM

İhracatı 2 trilyon doları aşıyor.Başlıca ihraç ettiği ürünler; elektrikli ve diğer makineler, veri işleme ekipmanı, konfeksiyon, mobilya, tekstil, entegre devreler.
İhracatında ülke payları şöyle: ABD% 18.2, Hong Kong % 13.8, Japonya% 6.1, Güney Kore % 4.5
İthalatı 1,5 trilyon dolar.Başlıca ithal ettiği ürünler; elektrikli ve diğer makineler, yağ ve mineral yakıtlar; nükleer reaktör, kazan ve makine parçaları; optik ve tıbbi ekipman, metal cevheri, motorlu taşıtlar; soya fasulyesi.
Başlıca ithalat ortakları şunlar:Güney Kore% 10, Japonya% 9.2, ABD% 8.5, Almanya% 5.4 ve Avustralya% 4.4.
İhracatta 1.sırada olan Çin ithalat da ise 2.sırayı alıyor.
Cari hesap fazlası 200 milyar dolara yaklaşıyor.Bu rakamla da dünyada 3’ncü.
Çin’in dünyada birçok ülkede yaptığı doğrudan yatırımların tutarı tahmini 1,4 trilyon doları buluyor.Yabancı yatırımcı ülkesi olarak dünyada 11. sırada.

REZERV-DIŞ BORÇ

3 trilyon doların biraz üstünde döviz ve altın rezervlerine sahip olan Çin bu rakamla dünyada en fazla rezervlere sahip ülke durumunda.
Yaklaşık 1,5 trilyon dış borcu ile de dünyanın en borçlu 15’ncü ülkesi

AVRASYA’NIN DEVİ

Çin dünyanın giderek devleşen bir ülkesi. Böyle bir ülke artık küresel ekonomiye ağırlığını koymuş durumda. Bu ekonomik güç bir anlamda askeri gücü de yaratıyor. Çin’in geldiği nokta Avrasya’nın yeni dünya güç dengesinde yerini almasını sağlıyor.
Ülkemizin de artık bu dev ekonomi ile daha yoğun ilişkilere girme zamanı. İthalatımızda birinci sırada olan Çin’e daha çok mal ve hizmet satmalıyız. Daha çok Çinli yatırımcıyı ülkemize çekmeliyiz. Yani Çin’in yeniden keşfetmeliyiz.
Avrasya ile yakın ilişkiler bize büyük bir kapı açacaksa fena mı olur? Bu anlamda da Batı bizi daha fazla önemser hale gelmez mi? Ben nerde yanlış yaptım, demez mi?...