Çin, Hindistan’la savaşmaz!

Türkiye’de en çok bilinen Hintli büyük şair Tagore’nin şu dizeleri Hindistanlılara sesleniyor:

“Ufukta kara bir kış görünüyor.

Ancak birbirimize sokulursak atlatırız o günleri.

Kırın o sert, o ağır kabuklarınızı.

Kurtulun bu yükten.

Korumuyor o kabuklar, aksine zarar veriyor bize.

Yalnızlığa mahkum ediyor bizleri.

Hem hepimiz bir yıldızız.

Ne çıkar ateşböceği sansalar bizi. *

ANADOLU AJANSI’NA NE OLUYOR?

Çin ve Hindistan, Asya’nın iki kadim uygarlığı. Her ikisi de 16. Yüzyıla kadar dünyanın gelişmiş ülkelerinden. Emperyalizmden çok çektiler. Hâlâ da çekiyorlar.

Türk Devletinin Anadolu Ajansı (AA), sürekli Çin ile Hindistan arasında uzlaşmaz çelişki varmış, savaş kapıdaymış gibi haberler, yorumlar geçiyor. Sanırsınız ki bu iki dev Asya ülkesi birbirine saldırsa Türkiye’nin başı göğe erecek!

AA’nın dış haber bültenlerinde Avrasya ülkeleri arasında nifak yaratma çabası göze batıyor. İran, Rusya, Çin hakkındaki tutumuna bakan AA’yı Amerikan Ajansı sanır. Hele Uygur ve Hong Kong’da ABD’nin saldırgan tutumuna uygun adım atıyor! Anlaşılan FETÖ tam temizlenmemiş AA’dan!

ABD’NİN SAVAŞ KUNDAKÇILIĞI

Gerçi, AA’nın haber ve analizlerinin kaynağı ABD denetimindeki haber ve bilgi kanalları. Çin ile Hindistan arasında çatışmanın baş körükleyicisi ABD. Amerikan kaynaklarına bakarsanız, Çin ile Hindistan çok büyük bir savaşa girmek için hazırlanıyorlar. Amerikan Dışişleri Bakanlığı başta, bilindik “düşünce kuruluşları” tarafından dehşetengiz analizler uluslararası medyaya boca ediliyor. Amerikan medyası da “pireyi deve” yapmakta mahir. Google’da arama yaparsanız da Amerikan yayınlarını buluyorsunuz. Ancak Çin kaynaklı ibretlik bir tane bile yorum bulunmuyor. Amerikan güdümlü internet tam Nasrettin Hoca’nın dediği gibi “Taşları bağlamışlar, köpekleri salmışlar!”

ASYA’DA ÇOĞU ÜLKEDE SINIR SORUNU VAR

Çin ile Hindistan arasında sınır anlaşmazlığı var. Asya’nın büyük imparatorluklar altında halkların birlikte yaşama geleneğinden, ulus devletlere geçme sürecinde, hemen her ülkede bu tür sorunlar oluştu. Ancak Çin ile Hindistan’ın sınır anlaşmazlığının temeli Hindistan’ın sömürge dönemine dayanıyor. Çin ile Hindistan arasındaki sınırı, İngiliz sömürgeciler en az dört defa çiziyorlar. Günün koşulları neyi gerektiriyorsa, Hindistan’ın kuzey doğu sınırı ona göre haritalandırılıyor. Tartışma konusu olan bölge aslında Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi’nin doğal bir uzantısı ve ünlü Karakurum geçidinin olduğu coğrafya. Uygur Özerk Bölgesi’nin bitip Tibet Özerk Bölgesi’nin başladığı sınır bölgesi. Yüksekliği 4000 metre. Çin açısından stratejik öneme sahip. Çünkü ABD’nin Çin’den koparmaya çalıştığı Uygur ve Tibet’in Batı’dan giriş kapısı.

Hindistan 1947’de bağımsızlığını kazanınca İngiliz sömürgecilerinden farklı bir sınırı tek taraflı olarak belirledi. Çünkü o sırada Çin’de iç savaş sürüyordu. 1954’te Başbakan Cevahirlal Nehru, sınırların kesinleştirilmesi talimatı veriyor. Nehru bu geniş kapsamlı çalışmanın sonucunda, Çin ile tartışmalı olan Aksai Chin bölgesi için “sınır belirlenmemiş” diye not düşüyor. (1)

Sınırın kesinleşmesi için dostane görüşme dışında bir çözüm bulunmuyor.

DOSTLUĞUN TEMELİNİ ZHOU ENLAY VE NEHRU ATTI

Çin ile Hindistan, Asya’nın iki büyük ülkesi olarak yıllarca çatışmalar yaşamışlar. Ancak, emperyalizmin baskısından kurtulmayla birlikte feodal dönemin komşuyu düşman görme anlayışını geçmişte bırakma olgunluğu gelişiyor. Hindistan, Çin Halk Cumhuriyeti’ni tanıyan ilk sosyalist olmayan ülkeydi. 1 Nisan 1950'de Çin - Hindistan diplomatik ilişkisi kuruldu. Haziran 1954'te Başbakan Zhou Enlai Hindistan'ı ziyaret etti. Bu, Sosyalist Çin’den bir liderin sosyalist olmayan bir ülkeye ilk ziyaretiydi. Bu ziyarette ilk kez “Barış içinde Bir Arada Yaşamanın Beş İlkesi” benimsendi.

Ekim 1954'te Hindistan Başbakanı Cevahirlal Nehru, Çin Halk Cumhuriyeti’ni kuruluşunun beşinci yılında ziyaret etti. Devrimden sonra Çin'i ziyaret eden ilk yabancı liderdi.

Nisan 1955'te Bandung’ta ilk Asya-Afrika Konferansı yapıldı. Ünlü Bandung Konferansı’nda Zhou ve Nehru yakın işbirliği yaptılar ve toplantının başarısını bu iki liderin tutumu sağladı. Bandung Konferansı, Bağlantısızlar Hareketi’ni doğurdu. Mazlum ülkeler güçlerini birleştirerek, emperyalizmi sınırladı. Bu büyük mücadelenin sonunda Vietnam, Kamboçya, Laos’ta Amerikan işgali yenildi. Afrika ülkeleri bağımsızlıklarını kazandılar.

Zhou ile Nehru arasındaki görüşmede ilan edilen barış içinde yaşamanın beş ilkesi, 1963’te Birleşmiş Milletler tarafından kabul edildi.

SOVYETLER’İN KIŞKIRTMASI

Çin ile Hindistan’ın dostane ilişkilerine ilk kama sokan Kruşçev önderliğindeki Sovyetler Birliği oldu. 1959’da Çin’i sıkıştırmak için Tibet’in bağımsızlığını hedefleyen bir ayaklanma teşebbüsü denendi. Hindistan Dalai Lama’ya ev sahipliği yaptı. Bu Çin ile Hindistan arasında ilişkilerin soğumasına neden oldu. Sovyetlerin desteğini alan Hindistan, 1962’de Çin ile arasındaki tartışmalı sınırda Çin sınır birliklerine saldırdı. Hindistan, İngiliz sömürgecilerinin çiztdiği sınıra sahip çıkarak kendini savundu. CIA’nın Hindistan Genelkurmay Başkanı’nı “Çin kesinlikle yanıt veremez” diyerek kışkırttığı bu askeri macera Hindistan’ın büyük kayıp vermesiyle sonuçlandı. Çin tarihinden gelen bir olgunlukla sorunu barış yoluyla çözmek için, ilerlediği alandan 20 km geri çekildi ve Hindistan’ı görüşmeye davet etti.

1976’DAN BU YANA İLİŞKİLER GELİŞTİ

Uzun bir gerginlik döneminden sonra, taraflar ikili ilişkilerin önemini fark etti. Temmuz 1976'da, Çin ve Hindistan büyükelçilik ilişkilerini yeniden kurdular. Şubat 1979'da Hindistan Dışişleri Bakanı Vajpayee Çin'i ziyaret etti. Çin, barışçı yolla sorunları çözmede ısrarlı olduğunu gösterdi ve sınır sorunları için anlaşma önerisi yaptı. Haziran 1981'de Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Huang Hua, Hindistan'ı ziyaret etti. Aralık 1981'de iki ülke ilk sınır görüşmelerini Pekin'de başlattı.

Aralık 1988'de Hindistan Başbakanı Rajiv Gandhi Çin'i ziyaret etti. Aralık 1991'de bu kez Çin Başbakanı Li Peng Hindistan'a gitti. İki ülke diplomasi, sınır ticareti ve uzay teknolojisi konusunda işbirliği ile ilgili beş anlaşma ve mutabakat zaptı imzaladı. Eylül 1993'te Hindistan Başbakanı Narasimha Rao’nun ziyaretinde sınır sorunlarını çözmede büyük atılım olan Çin-Hindistan Sınır Bölgesi'ndeki Fiili Kontrol Hattı (LAC) boyunca Barış ve Huzurun Korunması Anlaşması imzalandı. Kasım 1996'da ise Çin Cumhurbaşkanı Jiang Zemin Hindistan'a resmi konuk olarak gitti. Çin devlet başkanının Hindistan'a ilk ziyaretiydi.

BRICS VE ŞİÖ’DE BİRLİKTELER

2000’li yıllarda Çin ile Hindistan ilişkileri çok gelişti. Hem Hu Jintao hem Xi Jinping Hindistan’ı ziyaret ettiler. Görevdeki Hindistan Başbakan Modi de Çin’de ağırlandı. 2013’te Çin ile Hindistan arasında “Sınır Koruma İşbirliği Anlaşması” imzalandı. İki ülke bölgesel işbirliklerini kurmada birlikte inisiyatif gösterdiler. 2006’de Hindistan’ın önayak olmasıyla Brezilya, Rusya ve Çin’in de katılımıyla BRIC kuruldu. 2011’de birliğe Güney Afrika katıldı ve adı BRICS oldu. BRICS’in bankası da Hindistan’da faaliyet yürütüyor. 2017’de ise Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping’in gayretiyle Hindistan, Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ)’nün tam üyesi oldu. Pakistan ile birlikte ŞİÖ’ye katıldılar. Hiçbir uluslararası ortamda yan yana gelmeyen Hindistan ile Pakistan’ın ŞİÖ’de birlikte tam üye olması, Avrasya’daki barış iklimini geliştirdi.

ABD KIŞKIRTMALARI BAŞLADI

ABD’nin 2018’deki Savunma Stratejisi’nde Çin’i baş düşman olarak belirlemesinden sonra Hindistan’da olağanüstü Çin karşıtlığı pompalanmaya başladı. ABD’nin dış politika yorumcuları ısrarla Çin’in geliştirdiği Kuşak ve Yol Girişimi’nin Hindistan’ı hedef aldığını ileri sürdüler. Çin ise ısrarla paylaşarak gelişmenin, kadim komşusunun katılımıyla gelişeceğini belirtti. Çin, Hindistan’ı KYG’ye davet etti.

Kasım 2019’da Türkiye’yi temsilen katıldığım Dördüncü Deniz İpek Yolu Uluslararası Think-Tank Forumu’nda, Hindistan’ın eski bakanlarından Başbakan Mori’nin danışmanı ve milletvekili Subramanian Swamy, Hindistan’ın Kuşak ve Yol Girişimi’ne mutlaka katılacağı müjdesini verdi. İnsanlığın Asya çağına girdiğini, geçen yüzyılın yoksul ülkeleri olan Çin ve Hindistan’ın, geleceğin yenilikçi ülkeleri olduğunu, Asya’nın Asyalılara ait olması gerektiğini söyledi. (2)

Ancak, 15/16 Haziran 2020’de tartışma konusu olan bölgede yine Hindistan’ın kışkırtmasıyla çatışma yaşandı. İki taraftan 63 askerin öldüğü yazıldı. Çin hükümeti sayı vermedi. ABD basını Çin’in Fiili Kontrol Hattı’nı geçtiği suçlamasını yöneltirken Hindistan Başbakanı Modi, Çin askerlerinin sınırı geçmediğini duyurdu. (3)Taraflar bir kez daha sınırdaki çatışmaları durdurdu ve diplomatik çözüme yöneldi.

Ancak Emperyalist basın “Çin’in Savaşçı Kurt diplomasisi” yaptığı uydurmasını piyasaya sürdü. ABD Başkanı Trump ise Çin ile Hindistan arasında arabuluculuk yapma isteğini ilan etti.

SONUÇ: ESKİ ÇAMLAR BARDAK OLDU

Çin, Hindistan ile savaşmaz. Çünkü Çin, Cumhurbaşkanı Xi Jinping’in ağzından, insanlığa daha adil ve eşit bir dünya oluşturma vaadinde bulunuyor. Bu kadar büyük hedefi olan bir ülke Himalaya tepelerindeki insansız bir arazi için savaş yolunu seçmez.

Türklerle derin tarihsel bağlara sahip Hindistan’ın da Çin ile savaşmayı arzu etmediğini biliyoruz. Çünkü böyle bir savaş en çok Hindistan’a zarar verecek. ABD’nin işine yarayacak.

Asya’daki güç dengeleri de böyle bir savaşa izin vermiyor. Rusya hem Hindistan hem Çin ile çok sıkı ilişkilere sahip. Ancak Çin ile ilişkisi stratejik. Güney Asya’da bu çatışmadan memnun olacak tek bir ülke bulunmuyor. Yalnızca Avustralya, ABD’nin tetikçisi olarak ilişkileri gerginleştirmeye çabalıyor.

Emperyalizmin, feodalizm döneminde kalan kavimler arasındaki çatışmaları kaşıma, gerici, şoven anlayışları kışkırtma çabaları artık sonuç vermiyor. Hele Korona salgınından sonra, ABD’nin Hindistan ile Çin’i çatıştıracak bir takati bulunmuyor.

Büyük insanlığın anavatanı Asya. Asya’nın iki kadim uygarlığı çatışmaz. İnsanlıkta bütünleşirken, kendi kişiliğiyle parlamayı da dile getiren Tagore’un dizeleriyle bağlayalım: “Hem hepimiz bir yıldızız./Ne çıkar ateşböceği sansalar bizi.”

*Bu şiirin çevirmenini bulamadım. Internet’te bu şiire yer veren sayfalar çevirmeni bildirmiyor. Yayınlanmış kitaplarda da bulamadım. Çevirmenin emeğini takdir ediyorum.
1. Noorani, A.G. (30 August 2003), "Fact of History", Frontline, vol. 26 no. 18, archived from the original on 2 October 2011
2. https://www.aydinlik.com.tr/vatan-partisi-cin-de-dunyaya-mujdeledi-turkiye-atlantik-blogundan-koptu-dunya-kasim-2019
3.https://www.hindustantimes.com/india-news/chinese-troops-did-not-enter-our-territory-says-pm-modi-at-all-party-meeting-on-ladakh-standoff/story-QGgGUyL3sVRYB7mp3Y8bBI.html