Çocuk, kadın ve yatırımsever bir aile

İnsanların en hassas oldukları çocuklar ve kadınlar, Emperyalizm ve Siyonizm’in habis emellerini örtbas etmek için maske olarak kullanılmaktadır. ‘Ölüm Meleği’ olarak bilinen Angelina Jolie, Hollywood’un meşhur yıldızları George Clooney gibi milyonların tanıdığı, benimsediği veya sevdiği artistler özel amaçlar için seçilir Emperyalizm ve Siyonizm’in memurları olarak sahaya sürülür. Suriye için uluslararası bir operasyon mu çekilecek devreye Angelina Jolie girer. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğinin (UNHCR) özel temsilcisi sıfatıyla Hatay’da inşa edilen Suriyeli mülteci kamplarını ziyaret eder. Dünya medyası ve Ahmet Davutoğlu refakat eder. Çocukları okşarlar, kucaklarına alırlar, duygusal konuşmalar yaparlar, poz verirler, acıların dinmesi, zulmün bitmesi için Dünya kamuoyunu Suriye devletine karşı harekete geçmesi çağrısında bulunurlar. Irak’a, Sudan’a, Türkiye’ye operasyon mu yapılacak George Clooney başroldedir. Yanında medya ordusuyla Sudan Büyükelçiliği önünde oturma eylemi yapar. Ermeni kardeşlerimizin acıları üzerinden Türkiye’ye karşı lobi faaliyeti mi olacak Lübnan asıllı Ermeni avukat eşi Emel Clooney ile uluslararası mahkemelerde boy gösterir. Ermenistan’ı ziyaret eder timsah gözyaşları döker. Filistin’de soykırım yapan Neo-Nazi Netanyahu ve Savaş kabinesine karşı olmak bir yana bu vahşeti haklı ve meşru bulurlar. Çocuklar ve kadınlar konusunda hassas rolü yapan bu artist mahfil için Filistinli çocukların, annelerin kıymeti yoktur. 1982’de Beyrut kasabı Siyonist Ariel Sharon ve Lübnanlı işbirlikçileri Falanjist faşist örgütün Sabra ve Şatila kampında yüzlerce çocuk, kadın, ihtiyar, eşek, köpek ve önlerine çıkan her canlıyı katlederken sessiz ahraz kaldılar.

DİLSİZ ŞEYTANLAR

Bugün Filistin’de bombalanan BM denetimindeki mülteci kampların, 2006’da BM denetiminde olan Kana çocuk ve kadın kamplarını bombalayan İsrail uçaklarının katlettiği yüzlerce çocuk ve anne için dilsiz şeytan oldular. Iraklı, Yemenli, Afganlı, çocukları dağa kaçırılan Kürt annelerin, Emperyalizme ve Siyonizm’e karşı mücadele eden Ermenilerin, Afrikalıların, ABD ve İsrail’in beslediği Latin Amerikalı mafya ve faşist örgütlerin katlettiği, Suriye devletine destek veren aileler, okullar, öğretmenler, memurlar, çocukları, kadınları vahşice katledilirken hep sustular. Meşhur sinema yıldızlarıdır ancak en önemli özellikleri İsrail ve Siyonizm aşığı olmalarıdır. Yoksa Mel Gibson, Marlon Brando da en az onlar kadar meşhur ve etkilidir. Ancak İsrail ve ABD’yi rahatsız eden bir duruşunuz varsa nüfuzlu uluslararası kuruluşların kapıları size kapalı olur. Müziğiniz, ticaretiniz, sanatınız, kitaplarınıza ambargo uygulanır. Fazı Say’ın konseri iptal edilir. Rusya’ya casusluk yapıyor ithamlarıyla Türk şirketlerine karşı yaptırım gelir.

UNİCEF’İN AMACI

UNICEF veya resmi adıyla ‘Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu’, dünya genelinde çocuklara insani ve gelişimsel yardım sağlamaktan sorumlu bir Birleşmiş Milletler kuruluşudur. BM gibi İkinci Cihan harbinden sonra Aralık 1946’da New York’ta kurulmuş. Amacını özellikle de savaşlardan etkilenen Dünya çocuklarının sağlığı, esenliği, güvenliği ve eğitimi için belirlemiş. Birleş Milletler Örgütünün (BM) 193 resmi üyesi var. BM’nin 2022-2023 bütçesi 3,4 milyar dolar. Buna mukabil UNICEF’in bütçesi 8 milyar dolar. Konu çocuklar, kadınlar olduğunda özel bağışlar sayesinde toplam geliri BM bütçesinden daha fazla. Dünyanın 190 ülkesinde 15.000 personeli ile hizmet veren bir kurum. Ne iç açıcı bir tablo değil mi? Ancak gelin görün ki, bu kurum, iyi niyetle çalışan ve hizmet verenleri tenzih ettik, silah tüccarlarının ve ABD istihbaratının, diğer birçok uluslararası kuruluşları kullandıkları gibi suiistimal edilmektedir.

UNICEF VE BLACKROCK

UNICEF’in başında bir kadın var. Adı Catherine Russell. Bir avukat. 2007’de ABD’nin derin devleti olarak bilinen, Henry Kissinger gibi Siyonistlerin üst akıl olduğu, Dış İlişkiler Meclisinin Başında Senatör Joe Biden vardı. Catherine Russell bu mecliste Biden’in asistanıydı. 2014’te ‘Kızlarımızı Güçlü Kılalım’ mottosuyla Dünyanın birçok noktasında, ABD Dış İşleri bakanlığı ile birlikte çalışarak Emperyalizmin sivil toplum silahları olan Barış teşkilatı (Peace Corps), ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) ve Milenyum Meydan Okuma Ajansı-Şirketi (Millenium Challenge Corporation) üzerinden işbirlikçi sivil toplum örgütleri ve medyasına milyonlarca dolar aktardı. Afganistan ve Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde Büyükelçilik yaptı. Ardından ABD Adalet bakanlığı federal Başsavcı yardımcısı yapıldı. Başkanlık seçimi esnasında Biden’in danışmanıydı. UNICEF’e atanmadan önce Biden’ın Beyaz Saray Personel Daire Başkanlığını yapmıştı. Catherine, Thomas Donilon ile evli. Bu adam Obama’nın Ulusal Güvenlik danışmanıydı. Thomas’ın kardeşi Mike Donilon, Bill Clinton'ın Dışişleri Bakanlığı'nda özel kalem şefiydi. Şimdi de Biden’in en önemli baş danışmanı. ABD devleti ve BM kuruluşlarının her köşe başında iz bırakan bu ailenin sırrı Eşi ve kayınçosunun Dünyanın en büyük yatırım firması olan BlackRock şirketinin en büyük hissedarları ve CEO’ları olmalarıdır. Haziran 2023 itibarıyla yönetilen varlıkları 9,42 trilyon ABD dolarıdır. ABD başkanları, aile efradı, senatörler ve büyük haramilere iyi para kazandırmaktadır. 30 ülkede 70 ofisi ve 100 ülkedeki müşterileriyle dünya çapında faaliyet göstermektedir. BlackRock, borsada işlem gören fonlardan oluşan Shares grubunun yöneticisidir. ‘Aladdin’ adlı yazılımı birçok büyük finans kurumunun yatırım portföylerini takip ediyor ve BlackRock Çözümleri bölümü finansal risk yönetimi hizmetleri sağlıyor. BlackRock, gelir açısından Amerika Birleşik Devletleri'nin en büyük şirketlerinin yer aldığı Fortune 500 listesinde 184. sırada yer almaktadır. Petrol ve doğalgaz ile silah endüstrisinde tekel konumunda olan şirketlere milyarlarca dolar yatırım yapmıştır. Catherine’nin eşi Thomas 2012’de İsrail’de Netanyahu ile 5 saat süren bir görüşme yapmış. Suriye’den kurtulmanın İsrail’e sağlayacağı avantajları konuşmuş. Rusya’nın Şam’a destek vermemesi için ikna edilmemesinin önemli olduğunu vurgulamış. Buradan Moskova’ya giderek Putin ile buluşmuştu. Rusya’nın ekonomik kalkınması karşılığında Moskova’ya Esad’tan kurtulmak için işbirliği teklif etmişti. Blackrock, Türkiye’de “seçimi muhalefetin kazandığı senaryoda ekonomi politikalarına yaklaşımda bir değişikliğin mümkün olabileceğini” ifade etmişti. 2024'teki yerel seçimler nedeniyle Türkiye’ye yatırımlarda büyük ve geniş kapsamlı değişiklikler beklenmemesi gerektiğini belirtmişti.