Çocuklar ve gelecek

23 Nisan Egemenlik ve Çocuk Bayramı Dolayısıyla

Yirmibirinci yüzyıldayız; hayat memat sorununun sınırına doğru yaklaşmaktayız. Binlerce yıldan bu yana açlık sorunu hâlâ çözümliyemedik. Dünyanın dört bir yanında, dünya çocukları açlıktan ölüyorlar. Sorunları çözümlemek şöyle dursun dünyanın yokolmasına yetecek sorunlar yaratıyoruz. Dünyanın iklimsel dengesini bizler bozduk. Emperyalist güçlerin silah ticareti, çıkarları ve kendilerinden başkalarını ezme hırsıyla çıkardığı savaşlar, çevre kirliliği, doğanın katliamı, canlı türlerin ve bitkilerin yavaş yavaş yok oluşu içinde, nasıl bir gelecek hazırlıyoruz çocuklarımıza?

Bir yandan da, her alandaki bilimsel araştırmaların ve uzay teknolojisinin imgelem sınırlarını zorlayan gelişimini izliyoruz. Çocuklarımız, gezegenlerarası yaşamın kurucuları olacak insanların ataları durumunda. Gelecek için planlanan hedefler, bilimkurgu yazarlarının bile tasarlıyamadıkları boyuttadır. Bugün dört yaşındaki bir insan yavrusu söz dağarcığına en azından "uzay modülü" terimini kattı bile. Yarının dedeleri olacak bu minikler için artık uzay olağan konulardan biridir. Bu minik insanlar, gelecekteki uzay yaşamının belki de ilk kuşağı olacaklardır. Giderek sayıları artan bu geleceğin kuşağını, dededen kalma eski çantadan çıkardığımız kalıplarla, hap haline getirilmiş, dondurulmuş eski fikirlerle, cam toplar, büyü kazanları, cadı süpürgeleri ile doyuramayız! Onların duygularını düşüncelerini anlıyabilmek için yine onlara başvurmalıyız!

Yıllarca önce Muhsin Ertuğrul bir Çocuk Bakanlığı’nın kurulmasını istiyordu. Eğer geleceği güvenle bakmak istiyorsak bir Çocuk ve Gençlk Bakanlığı kurulmalıdır. Gözlerimizi dikkatle çocuklarımıza çevirmeliyiz. Peki ne görecek bu gözler? Sokaklara bırakılmış, ot gibi büyümeye mahkûm edilmiş, sahipsiz yüzlerce çocuk! İyi beslenmeyen milyonlarca çocuk! Ailesine maddi katkı sağlasın diye okuldan alınıp eğitimden yoksun bırakılan yüzbinlerce genç insan! Kent ormanlarındaki şiddetin içinde büyüyen, çoğu kez de bu şiddetin bir parçası olan ve yitip giden yüzlerce minik insan!

Bugünün küçükleri olan yarının büyüklerini hazırlamakta en büyük yardımcı, doğru ve pedagojik çocuk tiyatrolarıdır. Okul çocuğun aklını eğitir, tiyatro ise çocuğun yüreğini… Çocuk tiyatrosunun en önemli hedeflerinden biri çocukları ruhen geliştirmektir. bunun için de, dünyayı tüm karmaşıklığı içinde çocuklara açmak gereklidir. Dünyamızdaki güzellikleri gösterirken çirkinlikleri de ele almalıyız, doğruları verirken yanlışları da vurgulamalıyız. Bizim dünyamızdan daha iyisini yaratabilmeleri için onları şimdiden uyarmalıyız. Büyük düşünür Bertrand Russel'ın belirttiği gibi, "insanları susta durdurarak ve onları çekingen bir duruma getirerek iyi bir dünya yaratamayız. Güzel ve doğru bir dünya, ancak korkusuz, açık sözlü ve başkalarını düşünen insanlarla yaratılabilir!"