Çok barajlı ama demokratik de!
Yalanlanmayan haberlere bakılırsa, Trabzonspor Başkanı ve yönetimi de, yıllardır hakkında demediğini bırakmadıkları Futbol Federasyonu Başkanı Demirören’in peşine takıldılar sonunda.
Sen; şike olmadığına hükmeden federasyona karşı “Şike yoktur diye kim söylüyorsa, namussuzun dik âlâsıdır” diyeceksin, aynı federasyon için “Ahlaksız, it gibi karar verdi” diyeceksin, “Pislik ve adaletsizlik düzelmezse, o koltuklarda oturamazlar” diyeceksin ve sonra o koltuklarda yeniden oturmalarına payanda olacaksın.
Bugünkü Futbol Federasyonu Genel Kurul’u öncesi, dünkü son durum bu. İnsana bunca ağır lafını yediren ne olabilir? Tahmin etmek zor değil. İşaret büyük yerden gelmiş belli ki... Sonuçta futbol, bu insan kategorisinin eline kalmış ne yazık ki.
Yaşadığımız dönemde, Futbol Federasyonu seçiminden ne anlamamız gerektiğini açıklayayım. Başkanlığa aday olabilmek için, önce biat edeceksiniz “egemen”e. Sonra icazet alacaksınız “egemen”den. Bunlar, gayriresmi barajlar.
Sonra, işi garantiye almak için, TFF Statüsü’nün 38/2 maddesine yerleştirilmiş şu resmi baraj çıkacak karşınıza: “Ayrıca başkan adayları, Genel Kurul toplantısında delegelerinin beşte birinin yazılı teklifini de Genel Kurul Divan Kurulu’na sunmak zorundadır. Ancak her delegenin bir başkan adayı gösterme hakkı vardır.” Bunu da aşabilirseniz, adaysınız demektir.
Statüdeki bu gibi anti demokratik hükümleri yürürlüğe koyan da, aynı genel kurulun delegeleri. Yıllardır federasyon kongrelerini izlerim. Mesela; girişte, oldukça kapsamlı 300-400 sayfalık Faaliyet Raporu tutuşturulur delegasyondakilerin eline, yüzde 5’inin bile 1 sayfasını okuduğuna tanık olmadım. Bir bölümü salonda bırakıp gider hatta. Tek rakamlık, tek kelimelik bilgileri olmadan, faaliyetleri, harcamaları doğan ve doğacak sonuçları ibra eder bu üyeler.
Tıpkı meclisteki partilerin grup başkanvekilleri gibi, memleket futboluna yön veren söz konusu heyetin de, kıbleledikleri kişiler vardır. Olağandışı oylamalarda, onların tavrına paralel pozisyon alırlar. Başkanlık gibi genel tercihleriyse zaten baştan bellidir. Kongre boyunca, elleri kalkar ve iner, sorsanız çoğu bilmez neye oy verdiğini.
Türkiye’nin işleri gibidir, federasyonun işleri de. Bir gün burun üstü çakılana kadar, işine gelen mevcut kuralları fevkalade demokratik ve âdil bulan şimdiki başkan Yıldırım Demirören bakın ne diyor:
“Aday adayları, Genel Kurul sabahı 61 imza toplayabiliyorsa aday olabiliyor. 235 ıslak imzam var. (Toplam delege: 297- ÇS) Bu güveni sağlayan herkese teşekkür ediyorum. Herkes demokratik kararını verdi. Kulüpler Birliği, mevcut başkanı destekleme kararı aldı. Bunu herkes böyle kabul etmeli. Baskı var diyorsanız siyaseti siz sokuyorsunuz.” Fıkradaki gibi, oradan bakınca öyle görünüyor demek ki...
Son olarak, 27 maddelik yoğun bir gündemi olan Genel Kurul’un alacağı en önemli kararlardan birisinin, çok önemli işlevleri varken atıl bırakılan Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’nun kaderine ilişkin olacağını ve futbol emekçilerinden yana bir karar çıkmasını dilediğimi belirteyim.