Çökmüş Britanya - 2
Ulusal İstatistik Ofisi'ne göre Birleşik Krallık'taki servet eşitsizliği gelir eşitsizliğinden çok daha şiddetli olup, en üstteki beşte birlik kesim ülkedeki gelirin yüzde 36'sını ve servetin yüzde 63'ünü alırken, en alttaki beşte birlik kesim gelirin sadece yüzde 8'ine ve servetin sadece yüzde 0,5'ine sahiptir.
Birleşik Krallık, tüm Avrupa'da ücretler açısından en geniş bölgesel farklılıklara sahip ülkedir. Gerçekten de İngiltere'nin kuzey doğusundaki insanlar, ortalama bir Londralının yarısından daha az bir ortalama yaşam standardına sahiptir. Zenginlik de Büyük Britanya genelinde eşit olmayan bir şekilde dağılmıştır. Güneydoğu, İngiltere'nin kuzeyindeki hanelerin toplam servetinin iki katından fazla olan 503.400 sterlinlik medyan hanehalkı servetiyle tüm bölgeler arasında en zengin olanıdır. Yoksulluk ve sağlığa gelince, sözde zengin bir ülkede durum daha kötü olamazdı. Refah kesintileri 2010'dan 2019'a kadar 190 binden fazla ölüme neden olmuştur. Ulusal İstatistik Ofisi'ne göre 2020/22 için doğumda beklenen yaşam süresi "kadınlar için 2010-2012 yılları arasındaki seviyeye geri döndü" ve erkekler için bu kriterin "biraz altında." Bir başka bir deyişle, sıfır veya negatif ilerleme ile geçen koca bir on yıl.
SAĞLIK SEKTÖRÜ VE YOKSULLUK
Hükümetin demografi uzmanları, "İngiltere'nin en yoksun bölgelerinin" 2010'ların ikinci yarısında yaşam beklentisinde "önemli bir düşüş" kaydettiğini bildirdi. Liverpool Üniversitesi ve Sağlık Vakfı analistleri, 2040 yılına kadar bakıldığında (ve 2019 yılı baz alınarak karşılaştırıldığında), çalışma çağında olup uzun süreli önemli bir hastalıkla yaşayan Britanyalıların sayısında 700 bin civarında bir artış olacağını öngörmektedir. Bu artış, büyük ölçüde yoksul toplumlarda zaten yüksek olan kronik ağrı, diyabet ve anksiyete/depresyon oranlarının daha da yükselmesinden kaynaklanmaktadır.
Çocuk yoksulluğu oranları da hızla yükselmiştir.Yoksulluk içinde yaşayan çocuk sayısı 2021/22'de 4,2 milyon iken 2022/23'te 100 bin artarak 4,3 milyon çocuğa ulaşmıştır. Bu rakam Birleşik Krallık'taki çocukların yüzde 30'una tekabül etmektedir. İngiltere'nin Kuzey Doğusundaki çocuk yoksulluğu oranı 2015 ve 2022 yılları arasındaki yedi yılda yüzde 9 artmıştır. Midlands ve Kuzey Batı'da da önemli artışlar görülmektedir. Tower Hamlets, 2021/22'de Birleşik Krallık'taki en yüksek çocuk yoksulluğu yoğunluğuna sahiptir ve konut maliyetleri hesaba katıldıktan sonra çocukların neredeyse yarısı yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır. Birmingham ve Manchester gibi diğer büyük şehirlerde de çocuk yoksulluğu oranları yüksektir.
'Gıda bankalarının' yükselişi son on yılın bir özelliği olmuştur. Son 12 ay içinde gıda bankalarına başvuran hanelerin resmi sayısı üç milyona ulaşmıştır. "Gıda güvencesi çok düşük" olan ailelerin sayısı ise 3,7 milyona ulaşmıştır ve bu sayı sadece geçtiğimiz yıl üçte iki oranında artmıştır. İşçi hareketinin en büyük başarılarından biri, kullanım noktasında ücretsiz olan bir Ulusal Sağlık Hizmetinin kurulmasıydı.
Aradan geçen 70 yılın ardından, bu büyük kamu hizmeti artık paramparça olmuş durumda; fonlardan ve personelden yoksun ve hizmetler giderek daha fazla özel sektörün kârına terk ediliyor. Mali Araştırmalar Enstitüsü, NHS fonlarının 1970'lerden bu yana en büyük reel kesintiyle karşı karşıya olduğu uyarısında bulunuyor. Özel klinikler 2018-19'dan 2022-23'e kadar katarakt ameliyatları için 700 milyon sterlin aldı ve bu paranın yüzde 30-40'ı kâr olarak yok oldu. We Own It tarafından yapılan yeni bir analiz, son on yıl içinde NHS tarafından verilen tüm özel sözleşmelerden elde edilen kârlar şeklinde NHS bütçesinden 6,7 milyar sterlin ya da her hafta 10 milyon sterlin çıktığını ortaya koyuyor. We Own It analizi, NHS'den ayrılan toplam 6,7 milyar sterlinlik kârın 5.2 milyar sterlininin ya da yüzde 78'inin hizmet sözleşmelerinden kaynaklandığını göstermektedir. OECD verilerine göre Britanyalılar şu anda nüfusa oranla diğer büyük ekonomilerin çoğundan daha az hastane yatağına ve diş hekimine erişebiliyor. Ameliyatlar için bekleme listesi ise rekor düzeyde.
ZOR ŞARTLARDA BARINMA YÜZDE 60 ARTTI
Bir de konut meselesi var.1989'dan bu yana geçen 30 yılda, talepteki güçlü artışa rağmen, önceki 30 yıla kıyasla üç milyon daha az konut inşa edilmiştir. Arz ve talep arasındaki bu uyumsuzluk ciddi bir satın alınabilirlik krizine katkıda bulunmuştur. 1997 yılında İngiltere ve Galler genelinde medyan konut fiyatının medyan gelire oranı 3,6 iken Londra'da bu oran 4 idi. 2023 yılına gelindiğinde Londra'daki medyan ev, medyan kazancın 12 katına mal olurken, en düşük gelirli bölge olan kuzeydoğu İngiltere'de bile bu oran 5 olmuştur. Bu artış, yalnızca ebeveynleri - hatta büyükanne ve büyükbabaları - ev sahibi olan gençlerin artık satın alabilecekleri konusunda makul ölçüde iyimser olabileceği anlamına geliyor. Ancak Birleşik Krallık'ta konut maliyetleri gelire oranla geçmişe ve diğer ülkelere kıyasla daha yüksek. Mayıs 2024'e kadarki iki yılda kiralar yüzde 13 artmıştır; son otuz yılın en hızlı artışı ve Fransa ve Almanya'daki oranın üç katı. Konut 'piyasasının' diğer ucunda İngiltere'de zor şartlarda barınma oranı son iki yılda yüzde 60 artmıştır ve (korkunç) geçici barınma yerlerinde sıkışıp kalan ailelerin sayısı 2010'dan bu yana iki katına çıkmıştır.
EĞİTİMİN VE KAMU HİZMETLERİNİN DE BAŞI DERTTE
Sağlam bir eğitim sistemi hizmet sektörünü destekler: OECD verilerine göre 25-34 yaş arasındaki Britanyalıların neredeyse yüzde 60'ı en az yüksekokul - üniversite ya da kolej - seviyesinde eğitimlidir. Bu oran gelişmiş ekonomiler arasında altıncı en yüksek orandır. Britanya'daki öğrenciler okuma, matematik ve fen bilimlerinde Fransa, Almanya ya da İtalya'daki akranlarından daha iyi performans göstermektedir. Ayrıca yıllık Dünya Üniversite Sıralamasına göre dünyanın en iyi bin 500 üniversitesinden 90'ına, Fransa ve Almanya'nın toplamından daha fazla erişime sahipler. Ancak şu anda okul finansmanında kesinti yapılması için baskı yapılıyor ve Birleşik Krallık üniversiteleri uluslararası sıralamalarda gerilerken, denizaşırı öğrenciler azaldıkça birçoğu iflas ve kapanma ile karşı karşıya. Öğrencilere gelince, İngiltere 1960'larda ücretsiz yükseköğrenim sağlarken, şimdi yüksek ücretlerle finanse edilen kredilere dönüştü.
Son olarak, kamu hizmetleri var. Thatcher döneminde büyük ölçüde özelleştirilen bu şirketler, kullanıcılar için bir felakete, hissedarlar için ise bir kâr cennetine dönüştü. Avrupa'da sadece Birleşik Krallık'ta su özelleştirildi ve bu su şirketlerinin özel sermaye sahipleri, suyun kalitesini ve çevreyi tahrip ederken halkı milyarlarca dolar sömürdü. Mart ayında, İngiltere'nin özelleştirilen su firmaları tarafından 2023 yılında su yollarına ham lağım suyu boşalttığı ortaya çıktı; bu rakam 2022 yılındaki rakamın iki katından daha fazla. Rivers Trust tarafından yapılan araştırma, Guildford seçim bölgesinde geçen yıl bin 372 saat boyunca kanalizasyon suyu döküldüğünü ortaya koymuş ve yerel kampanyacılar tarafından yapılan son su testlerinde, geçen ay nehirde hükümet standartlarındaki güvenli oranın yaklaşık 10 katı koli basili bulunmuştur. Ülkenin çeşitli bölgelerindeki hanelerde hastalıklar yaşandı ve musluk suyunu içmemeleri söylendi. Bu bozuk Britanya'da kurtarıcı bir özellik var mı? KPMG UK danışmanlık şirketinin baş ekonomisti Yael Selfin, Britanya'nın İngilizce dili ve Londra'daki iş gününün dünyanın dört bir yanındaki finans piyasalarıyla çakışması anlamına gelen Greenwich Ortalama Saati gibi bazı "uzun süreli avantajlara" sahip olduğunu söyledi. Yani Britanyalılar İngilizce konuşuyor ve dünya saati ölçütüne sahipler, vay be!
FT başka bir değeri, Asya kökenli bir eski Başbakan'ı öne çıkardı: "Batı'da beyaz olmayan birini hükümet başkanlığına getirecek tek ülke burası değil. Ancak bu kadar az tartışma yaratacak tek ülke de olabilir. Sessiz bir mucize yine de bir mucizedir." Birleşik Krallık parlamentosunun en zengin adamı bir mucize mi? Başbakan Sunak, BBC'de yayınlanan Sunday with Laura Kuenssberg programına verdiği mülakatta partisinin son 14 yıldaki hükümet performansını savundu. "Burası yaşamak için 2010'da olduğundan daha iyi bir yer." 2010'dan bu yana Britanyalıların daha yoksul ve daha hasta hale geldiği ve kamu hizmetlerinin kötüleştiği yönündeki iddialar kendisine sorulduğunda ise şunları söyledi: "Ben bunu kabul etmiyorum." Araştırma şirketi Capital Economics'in ekonomisti Paul Dales ise şunları belirtti: "Konut, altyapı, eğitim ve sağlık alanlarına daha fazla yatırım yapılması bazı zayıf yönlerin güçlü yönlere dönüştürülmesine yardımcı olacaktır." Yeni İşçi Partisi hükümetinin ekonomik programına ayrıca bakacağım.