COVAX ve Trump!
Dünyayı saran ve sarsan Kovid-19 koronavirüs salgını, açıktır ki tek tek ülkelerin değil, tüm dünyanın sorunu. Çünkü sınır-yaş-ırk-din-cinsiyet vb. tanımadan hızla ve öldürücü bir biçimde bulaşıyor insanlara.
Hemen her fırsatta küreselleşmeye övgüler düzen neo-liberalizm düzeninin ağa babası ABD ise, sıra aşıda küresel işbirliğine gelince yan çiziyor.
Birleşmiş Milletler’e üye olan ülkelerin oluşturduğu Dünya Sağlık Örgütü (WHO) üye ülkeleri ve aşı geliştiricilerini global çapta bir iş ve güç birliğine davet etti.
COVAX adı verilen (Kovid-19 Vaccines Global Access Facility) aşı ve koruyucu sağlık malzemelerinin üretim ve dağıtımında dünya çapında erişim ve etkinliği sağlayacak bir organizasyon oluşturuldu.
Amaç, fakir ülkeler başta olmak üzere eşitsizliği ortadan kaldıracak bir organizasyon ve kaynak sağlamaktı.
DSÖ Direktörü, 2021 sonuna kadar 2 milyar doz aşıya ihtiyaç duyulduğunu, bunun için 15 milyar dolarlık bir fona gereksinimin olduğunu açıkladı. ABD her zamanki bencil ve hegemonik tavrıyla bu “küresel ve insani” işbirliğine yanaşmadı, hatta DSÖ ile ilişkilerini askıya aldı.
Hâlbuki COVAX’a katılan 172 ülke arasında Avrupa Konseyi, Japonya, İngiltere, Avusturalya ve Kanada gibi ekonomileri gelişmiş ülkeler var.
172 ülkenin 64 tanesinin ekonomik olarak yüksek gelirli olan devletler olduğunu açıkladı DSÖ Direktörü.
Trump, DSÖ’yü Çin yanlısı olmakla eleştirirken, Çin Devlet Başkanı ise “pandeminin siyasallaştırılmaması” çağrısı yaptı.
Ancak bu aşı ittifakına aşı üreten ülkelerin tamamının hala dahil olmaması endişe verici.
“Bu bir hayır işi değil, her ülkenin çıkarına, birlikte batıyoruz ve yürüyoruz” diyen DSÖ Direktörü, zengin ülkelerin dünyanın küresel aşı kapasitesinin yarısından fazlasını kendileri için ayırdıklarını ve stoklamaya başladıklarını söyledi.
Herkes kazanana kadar kimse yarışı kazanamaz diyor COVAX yönetimi.
Hayatları kurtarmak ilkesiyle hareket etmeliyiz diyorlar. Bugün Türkiye’nin yeterli, zamanında ve etkili bir aşı tedarik ve uygulamasını hayata geçirememesinin altında, siyasi iktidarın, başarısız-beceriksiz basiretsiz, plansız ve programsız hareket etmesinin ve ülkenin yeterli döviz rezervine sahip olamamasının yattığı bir gerçek ise de, açgözlü bencil ve saldırgan Trump ve benzerlerinin icraatları da, bu sıkıntılara da tuz biber ekmiştir.
Trump, koronavirüs salgınında ülkesini ve insanlarını perişan etti. En çok can kaybı yaşanan ve halen en çok vakanın görüldüğü ABD’de, salgın hem sağlık, hem ekonomik, hem de toplumsal alanda, büyük bir tahribat yarattı. Buna rağmen, “America First” diyerek, insanlık ve sağlık için iş ve güç birliğini reddeden ve DSÖ ile ilişkilerini askıya almaya kadar ileri giden Trump, arkasında bir sağlık enkazı bırakarak ve seçimleri de kaybederek gitti.
Aşı tedarikinde panik halinde, aşırı bir hırs içinde, bencil davranan zengin ülkeler, global çabaları, aşının üretimi ve dağıtımda eşitliği ve tüm insani değerleri yerle bir ediyorlar ne yazık ki.
Maske, kişisel koruyucu ekipman ve giysiler, solunum cihazları ve aşılar hayat kurtaran sağlık gereksinimleri olarak dünya çapında eşit erişime ve üretime konu edilmelidirler.
Hiçbir ülke kendi sınırları içine kapanarak, salgını yendim diyecek kalıcı bir sağlık güvencesini veremez insanlarına.
Umudumuz, bencil ve muhteris zihniyetin yerini, paylaşımcı, yardım sever, iş ve güç birliğine açık bir anlayışın hızla alması ve dünyanın bu küresel salgınla baş edecek başarıya ulaşabilmesidir.