Cumartesi mektupları-(TAMAMI)

Siyaset, Meclis kendi derdinde ve öylesine akıl almaz sorunları dert ediyor ki 4 yılı aşkın süredir Silivri zindanlarında suçlulukları kanıtlanmamış aydınların hatta ulusal iradeyle seçilmiş milletvekillerinin hali milletvekillerinin dikkatini çekiyor da, korkularından- ya da korku imparatorluğunun ürküntüsünden- sadece nutuk atıyorlar. İki milletvekilini zindandan çıkaramayan bir ana muhalefet partisi lideri fincancı katırlarını ürkütmemek, yavru muhalefet fincanı dükkanına aman fil girmesin; bana zararı dokunur diye kıllarını kıpırdatmıyor.

Ya ne yapıyorlar? AKP’nin kuyruğunda Orhan Veli’nin ünlü mısralarını terennüm etmekteler:

“Neler yapmadık bu vatan için?

Kimimiz öldük, kimimiz türkü söyledik”

Meclis’i terk etmek varken, onlar tükürdüklerini yalamakla meşgul. Hele o tek general milletvekili yargısız infaza maruz kalmış Bahçeli’nin partisi o Anayasa’yı kendine göre değiştirecek iktidara can simidi olmaktan çıkıp sesini bile çıkarmıyor. Böyle durumlarda halk ne yapacak?

Milletin vekilleri olduğunuzu gösterin

İşte böyle çağrılarla milletvekillerini uyarmaya devam edecek! Ne demişler:

“-Kim okur kim dinler varak-ı mihri vefayı?” mı diyelim? Hayır o Ulusal Gönüllüler gene çağrılarına devam edecekler. Bakalım seslerini duyuracaklar. İşte o uyarı mektubu. Muhatabı da TBMM’de yan gelip siyasetçilik oynayanlar:

“Sayın Vekiller

Sizleri bir kez daha Silivri’de devam eden zulme DUR demeye çağrıyoruz. Yıllarca ‘hukuk gereğini yapar’’ diyerek bekleyip durduk. Sonucu hep birlikte görmekteyiz. Bugüne kadar ara sıra ve tek tük vekillerin Silivri ziyareti ve verilen demeçlerin bir sonuç vermediği ortadadır.

Zulmün bitmesini isteyen muhalefet parti üyeleri, her oturumda, tam kadro Silivri’de bulunurlarsa bu hareketin ses getireceği kaçınılmazdır.

Bu hareketiniz, yurt içinde ve dışında dikkatleri çekebileceğinin yanında, tutuklu aileleri içinde büyük bir dayanma gücü olacaktır.

Sayın Vekiller,

Bizler vatandaş olarak Silivri’ye gidip destek olabiliyorsak, sorumlu konumundaki sizlerin de yapabileceği pek çok şey vardır. İlişikteki çığlığa kulak vermenizi ve gerçekten milletin vekilleri olduğunuzu halkınıza göstermenizi bekliyoruz.”

Mine Uysal / Ulusal Gönüllü

Hasan Cemal’e hitaben

Sayın Başbakan’ın en yakındaşlarından Cemal Paşa’nın torununu tanırsınız! Bugünlere gelişimizin önemli teşvikçilerinden Kürt sorununu Başbakan’ın çözeceğini söyleyen ve “Cumhuriyeti hiç sevemediğini -gazetesi elbette- ünlü yazar. Hani Şu Milliyet’in tirajının düşmesine neden olan ve satışında payı olan yazar! Bu mektup onunla ilgili. Okuyun ve öğrenin. Mektup Lale Gürman’a yazılmış o da bize göndermiş. Paşaların ne torunları oluyor?

“Sevgili Lale Gürman’ın, Sayın Hasan Cemal’e hitaben yazdığı manidar mektupta vermek istediği mesajı, farklı versiyonda sunmaya çalışırken; Sayın Hasan Cemal’in bilgi saptırmasını aynı şekilde kınıyor, arta kalan (?!) cesaretiyle biran önce aynaya bakmasını ve kendine dönmesini salık veriyorum...

Ruhunu şeytana kiralayanlar

Aynaya bakacak yüzden uzaktır

Zati ikbal için nefse uyanlar

Hakikat yansıtan sözden uzaktır

Baykuş yuvasından olmaz aşiyan

Kimliğini kaybederce yaşayan

Cemalinde utanç izi taşıyan

Baktığını gören gözden uzaktır

Aslını unutur asaletsizler

Böyle bilir, böyle söyleriz bizler

Muhanetten medet uman densizler

Sadakatten uzak, özden uzaktır

Doğruyu eğerek bükerek yazan

Olamaz Hüseyin; olamaz Hasan

Gaflette bulunup, niyette azan

Fikri kokuşmuşlar bizden uzaktır”

Ali Dal