Cumartesi mektupları -(TAMAMI)

Dostumuz Onur Öymen, görüşlerini bize gönderirken bilir ki, Aydınlık ve bu sütun onun bilgisine ve donanımına büyük değer verecek ve yayımlayacaktır.

ABD Başkanı Obama’nın söylediklerine değil, asıl söylemediklerine bakmak gerek. Zaten Başkan Obama da satır aralarında söyleyemediklerine ilişkin ipuçlarını vermekte. Türk ulusunun asıl bilmek istedikleri de bu söylenmeyenlerdir.

Obama’nın söyleyemedikleri

İşte emekli diplomat ve CHP’nin eski genel başkan yardımcısı Sayın Öymen bu şifreleri çözmüş:

“Obama’nın gazetecinin bu konularla ilgili sorularını cevaplandırırken şunları da açık yüreklilikle söylemesini beklerdik:

-PKK koşulsuz olarak silah bırakmalıdır. Biz terör örgütleri arasında ayrım yapmayız, Büyükelçiliğimize saldıran örgütle de PKK’yla da aynı şekilde mücadele ederiz. Bir terör örgütüyle siyasi pazarlık yapılmasına ve anayasa değişikliklerinin tartışılmasına karşıyız.

-Türkiye Amerika’nın stratejik partneridir, ama sizin açınızdan stratejik önem taşıyan ve milli mesele sayılan Kıbrıs, Ege, Ermenistan’la ilişkiler, Patrikhane’nin Ekümenik statüsü gibi konularda sizin görüşlerinizi paylaşmıyoruz. AB’ye üyelik sürecinize verdiğimiz desteği buzdolabına kaldırdık.

-Ticaretimiz gelişti ama Türkiye’nin ihracatında hâlâ 7, ithalatında 5. sıradayız. 2012 yılında Rusya’nın Türkiye’ye ihracatı % 11,1 arttı, bizimki % 11,9 azaldı. Aramızdaki dış ticaret açığı 2007 yılında Türkiye aleyhinde 5 milyar TL’ydi, 2001 yılında bu açık 19 milyara çıktı. Türkiye’ye yabancı yatırımlarda ancak 5. sıraya gelebildik. Türkiye’ye yatırımlarımız İspanya veya Avusturya’nın yarısı kadar.

-Demokrasi ve insan haklarıyla ilgili eleştirilerimizi Büyükelçimiz söyledi, ben de bunu genel olarak ifade ediyorum, ama bizim önceliğimiz Suriye ve İran konularında Türkiye’nin desteğini sağlamaktır.

-İran’ın nükleer silah sahibi olmasına izin vermeyiz. Evvelce, Pakistan’ın Hindistan’ın, Kuzey Kore’nin ve İsrail’in bu silahlara sahip olmasını engelleyememiştik ama İran’ın durumu başka.

-Füze kalkanı radarlarının Türkiye’ye yerleştirilmesinden memnun olduk. İran’ın taarruz füzelerinin menzili Avrupalı NATO ülkelerine ulaşmıyor ama İsrail’e ulaşabilir. Füze kalkanının İsrail’i koruması bizim öncelikli hedeflerimizdendir.

-Esad rejimi toprak kaybetmeye devam ediyor. Yalnız Özgür Suriye Ordusu değil, PKK yanlısı PYD de kurtarılmış bölgeler ilan ederek toprak kazanıyor. Amacımız Esad’ın yenilmesi olduğu için bu toprak kayıpları bizi rahatsız etmiyor. Bu aşamada hedefimiz Esad olduğu için muhalefet gruplarının insanlık dışı bazı işkencelerini ve yargısız infazlarını ön plana çıkartmak istemiyoruz.

Obama bunları düşünmüştür de mi söylememiştir yoksa hiç mi düşünmemiştir bilemeyiz.

Obama, gazetecinin:

-Türkiye’nin Kuzey Irak Kürt petrolünün Türkiye üzerinden dünyaya ulaştırılması;

-Erdoğan’ın İsrail’i terör devleti olarak suçlaması,

-Türkiye’nin Şangay Beşlisine katılma girişimi;

-1915 olaylarının soykırım olarak tanınmasını düşünüp düşünmediği yolundaki sorularını cevapsız bırakmış. Bu sorulara vereceği cevapların Türk Hükümetini ve halkını rahatsız edebileceğini düşünmüş olmalıdır.

Türk siyasetçilerinin ve basınının bu konuları daha derinlemesine düşünmelerinin zamanıdır. Sadece büyük devletleri alkışlayarak diplomaside başarı sağlanamaz.

Onur Öymen”

Sayın Gürman’a not: geçen haftaki Cumartesi Mektuplarında sizin mesajınızda adı geçen İlhan Cihaner beni aradı, bazı düşüncelerini paylaştı. Kendisiyle bir temas kurarsanız sevinirim.

K.A.