Cumhurbaşkanı’nın ekonomiye ilişkin iddiaları
Cumhurbaşkanı, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, 365 oda ve borsa başkanı ile Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda yapılan istişare toplantısında ekonomi ile ilgili iddialarda bulundu. Bunları analiz etmek ve havada bırakmamak gerekiyor.
İddia 1: ‘Ekonomi bir yıl bir adım ileri gitse ertesi yıl 10 adım geriye gidiyordu.’
Cumhurbaşkanı’nın bu iddiası önceki dönemlerdeki siyasetçi ve bürokratlara ciddi bir haksızlık.Tablo incelendiğinde 1978-1983 arası hariç büyüme oranı yüzde 5’den büyüktür. Yani 10 yıl geriye gidiş yoktur.
İddia 2: ‘Yüksek faiz olmamalı.’
“Başbakanlığım döneminde dünya krizi yaşarken biz yatırımlara asla dur demedik. Kriz döneminde siz yatırımları durduracak olursanız orada bitersiniz. Türkiye şu anda da asla yatırımlarına dur demeyecek. Dur dememesi için yüksek faizin olmaması gerekir. Yatırımlarla birlikte üretim, istihdam artacak.”
Cumhurbaşkanı yüksek faiz uygulanmamalı diyor ama AKP dönemi yüksek faiz-düşük kur politikasının en sert biçimde uygulandığı dönemdir. Faiz oranları devamlı yüksektir.
AKP’nin 2010’dan itibaren uyguladığı faiz oranları:
İddia 3
“Uluslararası medya Türk ekonomisini kötülemek için yalan üstüne yalan yazıyor.
Kredi derecelendirme kuruluşları... Vay hallerine... İstedikleri zaman istedikleri gibi. Türkiye’yi düşürmeye gayret ediyor. Batan ülkelerin kredi notlarını artırırken Türkiye için yalan yanlış puanlar çizebiliyorlar.”
Burada Cumhurbaşkanı haklı. Kredi derecelendirme kuruluşları not verirken siyasi ve subjektif ölçülerle hareket edebiliyorlar. Ama AKP döneminde ertelenen kredi not açıklamalarını ve seçim zamanlarına denk getirilen açıklamaları dikkate aldığımızda kredi derecelendirme kuruluşlarına Cumhurbaşkanının sitem etmesi vefasızlık olur.
Üstelik bu kuruluşların diğer ülkelere verdiği notlara baktığımızda bazen bize bonkör davrandıklarını da söyleyebiliriz.
Görüş: İnşaat sektörüne asla dur demedik.
“Bizi özellikle o sıkıntılı dönemlerde biz yapan şu olmuştur: Biz inşaat sektörüne asla ‘Dur’ demedik. İnşaat sektörüne ‘Yürüyün’ dedik. Başı da TOKİ çekti. İnşaat sektörüne dur, sanayiye ilerle derseniz çöküntü başlar.
Türkiye’nin kentsel dönüşümlerle birlikte bu sektörü ayakta tutması gerekir. Birine dur derseniz olmaz. Bunların atbaşı gitmesi lazım.”
İnşaat ve inşaattan yaratılan rant konusunda AKP dönemi Özal dönemini üçe-beşe katladı. Ama Cumhurbaşkanı’nın dediği gibi inşaatta yaratılan canlılık ile katma değer yaratan üretim at başı gitseydi ve keşke alınan borçlar ve gelen sıcak paranın bir bölümü yatırım ve üretime gitseydi... Olmadı.
Tabii Cumhurbaşkanı bu görüşü ile haftalardır inşaat sektörünün haksız rant yarattığı hususunda görüş beyan eden Ali Babacan’a da bir yanıt niteliğinde.
TAVSİYESİ
“Ekonomimize ilişkin pompalanan olumsuz haberlere karşı hassas, dikkatli olmanızı rica ediyorum.Türkiye ekonomisine ilişkin çıkan haberlere temkinli yaklaşmanızı sizlerden rica ediyorum. 12 yıldır ne söyledilerse tersi oldu. Aylardır olumsuz haber yapıyorlar, peki ne oldu? İhracatta Kasım sonunda yine rekor bir seviyedeyiz.”
AKP tarafı hep ihracat rakamını kullanıyor. Başka rakam vermiyor. Kaygılanmak,bunun için tedbirli olmayı önermek, üretim ekonomisi istemek, gelir eşitsizliğinden dem vurmak, ekonominin gidişatı ile dikkat çekmek Cumhurbaşkanı’nı ve ekonomiyi yönetenleri rahatsız etmemeli.