Cumhurbaşkanlığı seçimi
Spartaküs Antik Roma İmparatorluğu’nda köle isyanını MÖ 70 yılında başlattı. Kapua’da başlayan isyan kısa süre içinde İmparatorluğun her yerine yayıldı. 70 kişi ile başlayan hareket kısa süre içinde 70 bine ulaştı. Köle ordusunun başına geçen Spartaküs, Roma kapılarına dayanacak kadar güçlendi. Ama bu isyanın başarı şansı hiç yoktu! Çünkü Spartaküs, sadece kölelere özgürlük vaat etti. Oysaki bir düzen ancak yerine konulacak başka bir düzenle yıkılabilirdi. Spartaküs Roma için yeni bir sistem önermiyordu. Bu isyan dünyada daha sonra gerçekleştirilecek direniş hareketleri için ilham kaynağı oldu. Spartaküs artık bir efsaneydi ama isyanın Roma ordusu tarafından kanlı bir şekilde bastırıldığını altını çizmeliyiz...
YENİ SEÇİM YAKLAŞIRKEN
Ülkemiz daha şimdiden seçim sath-ı mailine girdi. Cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimleri için 3 Kasım 2019 tarihi belirlendi. Ama söylem de olmasa bile iktidar partisi eylemleri ile bir baskın seçime hazırlık görüntüsü veriyor. Cumhurbaşkanlığı seçimi yaşamsal bir önem taşıyor. Çünkü seçilecek kişi, deyim yerindeyse tek başına hükümet olacak! Hatta devlet görevleri de göz önüne alındığında, hiçbir sorumluluğu olmadan hükümetten de öte yetkilerle donatılacak! Ayrıca 5 yıllık güvenoyu garantisini de cebine koyuyor. Mevcut Cumhurbaşkanı, AKP’nin siyasi gücü ve MHP’nin desteği ile yarışa girecek! AKP’nin bilinen politikaları çerçevesinde seçmenlerden oy isteyecek...
Bu seçimde çeşitli siyasi gruplara dayanan aday ya da adaylar gerçekten yarışın içine girmek istiyorlarsa, AKP’nin dünya görüşünü sarsacak yepyeni bir düzen ya da sistem önermek zorundadır. AKP’nin çeşitli politikaları ve yöneticileri tabii ki eleştirilecektir. Siyaseten bu alan zengin bir maden kaynağı gibidir. Bu alanda AKP’yi ve yöneticilerini yıpratacak çok çarpıcı siyasi malzeme bulunacaktır. Ancak bu alan bütünüyle tamamlayıcı ya da destekleyici bir mahiyet taşımaktadır. Bunların tamamı, ne kadar etkin kullanılırsa kullanılsın, seçimi kazanmaya yetmez! Geçmiş dönemlerde bu tür politikaların sonuç almaya yetmediğini yaşayarak öğrendik. Öncelikle Cumhurbaşkanı adayları ve arkasındaki siyasi gruplar, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP zihniyetine gerçek anlamda alternatif olacak somut bir program ortaya koymalıdır.
“AKP politikalarını ben daha iyi uygularım; AKP şehirleri beton yığınına çevirdi; ücret ve maaşları iki misline çıkarırım; asgari ücreti 5 bin TL yaparım!” diyerek hiçbir aday iktidara uzanamaz! Önce inandırıcı bir seçenek ile toplumun karşısına çıkılmalıdır. Bu programın dış boyutunun, bölgesel denkleminin, ekonomik modelinin, temel ideolojik doktrininin AKP’den tamamıyla farklı olduğu seçmenlere ikna edici şekilde anlatılmalıdır.
ZAMANIN RUHU
Ayrıca zamanın ruhunu yakalamak gerekir. Türkiye, bölge ve dünyadaki güncel dinamiklerin iyi algılanması zorunludur! Türkiye’de antiemperyalist eğilimler şaha kalkarken, emperyalist merkezlerin kuyruğunda dolaşanların iktidar şansı olamaz! Diğer taraftan, seçim için yarışan her Cumhurbaşkanı adayı, ülkenin birlik ve bütünlüğünü sağlayacağı konusunda seçmenlere güçlü bir mesaj vermelidir. Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz! Eğer bölücülük yanı ağır basan siyasi gruplarla flört ederseniz, birlik ve bütünlük konusundaki söylemleriniz inandırıcı olmaz ve toplumda karşılık bulmaz! Ayrıca iç tehdit alanları ile mücadele konusunda da sağlam bir irade ortaya konulmalıdır.
Temel ekonomik meseleler bu seçimde önemli bir rol oynayacaktır. AKP’nin borçlanarak ve kamu müesseselerini satarak zorlukla yürüttüğü bu sistem tıkanma noktasına gelmiştir. İthalata dayalı, katma değer yaratmayan ve her yıl ortalama 50 milyar dolar cari açık veren bu bozuk düzen artık dikiş tutmuyor. Üretim durma noktasına gelmiştir. İktisadi sorunların çözümünde de Cumhurbaşkanı adayları yeni ve devrimci yaklaşımlarla halkın karşısına çıkmalıdır.
Bu temel sorunlara kulak tıkayarak, eski siyaset yöntemleri, Batı başkentlerinin desteği ve holding medyasına dayanarak yarışa katılanların bir kez daha hüsrana uğrayacağını şimdiden söyleyebiliriz.
Not: Tüm okurlarımın Yeni Yılını candan kutlarım...