Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun

Geçen haftadan devamla bu hafta Britanyalı Müslüman, siyasetçi, Barones Saeeda Warsi’nin son yazdığı kitap “Müslümanların Önemi Yok” hakkında yazacaktım. Ancak gündeme ülkemizde ortaya çıkan, PKK’dan hükümlü doktorun kurduğu içlerimizi parçalayan yenidoğan bebek çetesi oturdu. PKK’nın bir bunu yapmadığı kalmıştı, bunu da yaptı. Böylece Warsi’nin kitabını erteledim.

İsrail’in Lübnan’a artan saldırıları, Gazze’de hiç durmadan bir yıldır devam eden saldırılar, bir bombanın çadırlarına düşerek feci şekilde yaktığı, öldürdüğü anne/oğul, bu can pazarını insaniyetini unutmuş, umursamadan izleyen dünya siyasetinin yöneticilerini de yazacaktım ama en değerli bayramımız olan Cumhuriyet Bayramımız öncelik kazandı. Bunu da erteledim.

ALİCENGİZ OYUNLARINA DİRENİYORUZ

Bu hafta gündem Cumhuriyet Bayramımız. Yaşlı, yorgun, kapitülasyonlar ile kanı emilmiş Osmanlı’nın Sevr Anlaşmasıyla başlayan çöküşü, Kurtuluş Savaşıyla yükselip, çok değerli Cumhuriyetimizin kurulmasıyla tamamlandı. İkinci Dünya Savaşına, Atamızın ölümüne kadar devrimlerle, yapılan fabrikalarla, yollarla, son hızla yükselmeye devam etti ancak Atamızın ölümü, İkinci Dünya Savaşı ve sonrasında devrimlerimizde, gelişimimizde bir gerileme de başladı.

Dört yanımızdan savaşlarla çevrilmiş, PKK’dan FETÖ’ye, genelde yalnızca Batı’ya çalışan Birleşmiş Milletlerden, ekonomik oyunlara, her çeşit Alicengiz oyununa direnmeye çalışan ve direnen güçlü Cumhuriyetimiz, başka ülke olsa çökerdi, dimdik direniyor. Atamız ve dedelerimiz temeli öyle sağlam atmışlar ki, düşmanlarımızın bunca uğraşmasına karşın o temel hala sapasağlam. Gencimiz, yaşlımız, hala vatansever…

OSMANLI’DAKİ DOKTOR DEDEM

Baba dedem Osmanlı’da doktormuş. Osmanlı’nın 347 doktorundan biri. Babamın dayısı da doktormuş, 347nin bir diğeri… Ben dedemi göremedim, ben doğmadan o bu dünyadan göçmüş. Tifüs geçiren bir hastasını özveriyle sağaltmaya çalışırken kaptığı tifüs mikrobuna savaşlardan yorgun, İngilizlere savaşta esir düşüp iki yıl esir kampında kaldığı Bombay’dan yeni cumhuriyetimize, o yorgun kalbi dayanamamış. Ben onu cismiyle göremedim ama manevi mirasını ilkokulda olduğum 60’lı yıllarda gördüm. Kapımızı çalıp meyve, sebze, tavuk, yoğurt gibi sepet sepet armağanlar getiren, dedeme bin teşekkür ve şükredenlerle gördüm. Cumhuriyetimiz dedelerimizin bu özverileri ile kuruldu, o dönemin doktorları güvenilen insanlardı…

Dünya ne kadar kirlendi… Kendi canını esirgemeyen, Türk, Kürt, tüm Anadolu halkının elele Çanakkale, Kut Savaşlarından Kurtuluş Savaşına, Cumhuriyetin kurulmasından devrimlere milletimizin çoğunluğu hala daha insansever, vatansever ve özverili. Ancak diğer yanda, yeni yeni icatlarla, şimdilerde doktor diplomasını hak etmeyen caniler yeni doğan bebeklerin kanlarını mı çaldılar, yalnızca SGK ücreti için mi o bebecikler öldü, yoksa derinlerde daha kirli nedenler de var mıydı, zamanla belki ortaya çıkacak ama halkta doktorlara olan güven dibe vurmuş durumda. Şimdinin doktorları komisyon almak için gereksiz tomografi mi istediler, gereksiz ameliyat mı yaptılar para için, herkes huzursuz, güvenmiyor.

EMANETİ HER DAİM KORUYACAĞIZ

Tüm bu olumsuzluklara ve güvensizliklere karşın, yüzyılı devirdiğimiz Cumhuriyet Bayramımızı gururla, onurla kutlarken Atamıza ve tüm şehitlerimize, özveriyle bu Cumhuriyeti kurmuş kadın erkek tüm büyüklerimize şükranlarımızı iletiyoruz. Bizler, bu Cumhuriyetin çocukları, kirli dünyanın bir ferdi olmayacağız. Her zaman kalbimizde masumiyetimizi koruyup, kirli işler yapanlara pabuç bırakmayacağız. Emanetlerini her daim koruyacağız, evlatlarımıza güzel bir ülke bırakmak için…

Bayramımız Kutlu Olsun.