Çürüyenler
AĞIR DEVİR
Çürüyenler
Onlar çürüyenlerdir, ölüme üreyenler,
Çürürler ağır ağır, acı duymazlar.
Saldırırlar insana kalubeladan beri,
Sömürürler hayat ağacının iliğini, aymazlar.
Mecliste, mescitte, her cinste onlar.
Yemekte, Rabbin yamacına otururlar,
Halkı kırdırırken bürünürler hak suretine.
İmanları semirir yurttaş etiyle,
Aynı dili konuşurlar, eksiksizdir imlaları.
Yaktıkları ateş insan üşütür.
Çürürler yedikçe, içtikçe, nefes aldıkça,
Emerler umudun özünü, doymazlar.
Dilleriyle dil koparır, elleriyle el keserler,
Kemirirler evreni kök hücresinden,
İçirdikleri su insan boğar.
Onlar çürüyenlerdir, ölüme üreyenler,
Çürütürler köşe taşını Selimiye duvarında,
Galata Kulesi’ni İstiklal’de asarlar.
İzin vermezler gülün duvarı aşmasına,
Baktıkları kadın çocuğunu düşürür.
Namusu, nommus diye okurlar,
Ayaküstü satarlar kapı bir komşularını,
Yürekleri ödlerinde, onurları ceplerindedir.
Maktulden, katilden tahvil kaparlar,
Dokundukları süt kesilir bardakta.
Ağaç nasıl kurtulursa kurdundan,
Mikrobundan nasıl temizlenirse ırmak,
Esecek, estikçe nefsini kayırmayan boran,
Kurtaracak insanlık kendi kendini:
Bir kutuptan bir kutba deniz gibi yayılan,
Menzili başlangıç olan o sonsuz hayatta!
Nommus (Latince): Bozuk para.
Kıssaca: Bir de çürüyenlerin zayıf karakter özelliklerine sahip olanları vardır. Toplumda kurtuluş ateşinin harlandığı zamanlarda, yükselen ısıyla birlikte davranış sapması gösterirler: Tanınmaz hale gelerek en ön saflarda direnen insana saldırırlar. Onlar için bir nevi intihar girişimidir bu. Çünkü zehirlerini boşalttıktan sonra amaç ve yaşamsal enerjilerini yitirirler. Buna karşın saldırdıkları insan daha da güçlenir. Çürüyenlerin bu türünün erken tespit ve teşhisi neredeyse imkânsızdır.