Damadının şirketi için İsrailli bakanla konuştu mu?
CHP İzmir Milletvekili Aytun Çıray, Meclis’in en yiğit adamlarından biri...
Adalet Partisi’nin Gençlik Kolları’nda yetişmesine, DYP, ANAP, Demokrat Parti gibi partilerde siyaset yapmasına rağmen; 2011’den beri CHP Milletvekili...
Üstelik diğer “dışarıdan gelenler” gibi CHP’yi kendisine uydurmaya çalışmıyor; tüm eylem ve söylemleriyle kırk yıllık “sözde” CHP’lilere bile “gerçek CHP’lilik” dersi veriyor.
Atatürk ilke ve devrimlerinden zerrece sapmıyor, kimseye yalakalık etmediği için de vekili olduğu İzmirlilerin gönüllerinde yaşıyor.
Aytun Bey dün Meclis’te bir basın toplantısı düzenledi ve hepimizin uyuduğu bir konuda, Recep Tayyip Erdoğan’a şu soruları yöneltti:
***
“Cumhurbaşkanı, kendi inisiyatifiyle İsrail Enerji Bakanı’yla görüştü:
Bir: Bu görüşmede Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın, Kuzey Irak’ta petrol faaliyetleri yürüten aile şirketi adına birtakım angajmanlara girdi mi?
İki: Cumhurbaşkanı’nın, Berat Albayrak’ın aile şirketinin ya da yakınlarının şirketinin çıkarlarını İsrail ile müzakere masasına koymuş olması, Türkiye’nin milli çıkarlarını nasıl etkilemiştir ve etkileyecektir?
Üç: Şirketin çıkarları adına, ülkemizin çıkarlarından tavizler verilmiş midir?
Dört: İsrail’le barışma sürecinin gizli tutulan maddeleri nelerdir? Enerji ile ilgili maddeler neden gizlidir?
Beş: Albayrak’ın enerji ile ilgili maddelerde rolü ne olacaktır?
Altı: Albayrak görüşmelerde Kuzey Irak’la petrol ticareti yapan aile şirketinin mi yoksa devletin çıkarlarını mı savunuyor?”
***
Bu soruları sorabilmek mangal gibi yürek gerektirir.
Yanıtlamak ise... Demokrasi gereği ve hatta emridir!
Hadi bakalım; yiğitler; söyleyin!
O kadar “İsrail Şovu”ndan sonra...
Para için bunu da yaptınız mı?
İNSAN-I SEFİL!
Şiddetsiz Toplum Derneği’nin dünkü açıklamasından öğrendik; “Namaz kılmayan hayvandır”dan sonra TRT’de bu kez, “Kadınların arkasından bakmak normal, ancak Bektaşi gibi bakmamak gerek” denilmiş... Hem de aynı programın, başka bir bölümünde!
Bektaşilik, Hacı Bektaş-ı Veli’nin kurduğu bir İslami tarikattır. Aleviliğin temel esaslarına bağlıdır.
Bu öğretinin esasında “insancılık” vardır.
Amacı “İnsan-ı Kâmil”e, yani olgun, yetkin insana ulaşmaktır.
Bu yüzden Bektaşilik, “barışçı” bir yoldur.
Farklı inançtan, dilden, dinden, ırktan, cinsten tüm insanlara saygı göstermeyi gerektirir.
Şimdi görüyoruz ki... Ülkeyi bin parçaya bölmeyi kafaya koyan zihniyet, bu kez “Bektaşiler”i hedef almış...
Onları kışkırtmaya, yoldan çıkarmaya çabalıyorlar!
Nafile çaba...
Çünkü “İnsan-ı Kâmil”i arayan Bektaşiler, bu uzun yolculukta ne yazık ki “İnsan-ı Sefil”le milyonlarca kez tanıştı.
Yani bu konuda hepsi oldukça deneyimli...
Bu alçakça tuzağa düşeceklerine ihtimal bile vermiyorum.
MHP!
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, dün şiddetli bir darbe daha yedi. Daha iki hafta önce, “Onunla aramızda hiç soğulukluk olabilir mi? Kendisi beni Meclis’te temsil eden kişidir” dediği MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, görevinden istifa etti.
Bu son gelişme de gösteriyor ki sadece MHP’de değil, Türk siyasetinde Devlet Bahçeli dönemi bitti.
Umarım “gelen” bu kez olsun “giden”i aratmaz!
GÜNÜN SORUSU
Lübnan’da yayınlanan Es Sefir Gazetesi, Menbic Operasyonu’ndan hemen önce İncirlik Üssü’nde ABD-Türkiye-PKK heyetleri arasında bir görüşme yapıldığını, ABD’nin Türkiye’yi Öcalan’ın koşullarını iyileştirmeye ikna ettiğini, “müzakere süreci”nin de tekrar başlayacağını öne sürmüş... Sorum düşük profilli Başbakan’a:
Bu haberi neden yalanlamıyorsunuz?
Şimdi de ifade gerginliği!
Dokunulmazlıkları kaldırılan HDP’li vekillerden Ahmet Yıldırım ve Burcu Çelik Özkan, dün savcılık tarafından ifadeye çağrılmış... HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Arkadaşlarımız ifade vermeye gitmeyecek” demiş...
Savcı çağıracak da ifadeye gitmeyeceksiniz... Bu, “Polis zoruyla götürülmek istiyorum” anlamına gelir.
Çünkü bu ülkede savcılar ifade çağırınca gitmeyen ve bu yüzden de başı belaya girmeyen tek ayrıcalıklı “beşer”, Cumhurbaşkanı’nın oğludur!
HDP’li vekiller:
Cumhurbaşkanı’nı ikna edin; hepinizi nüfusuna geçirsin... Böylece siz de savcının davetine uymama hakkı (!) kazanırsınız!
***
İşin şakası bir yana, “hukuk bir kere delinince”, işte böyle kevgire döner!
156+340!
Abdullah Gül’e “yazmaya” devam ediyoruz. Sıra, Özlem Ilgazlı’da:
“Abdullah Bey...
Halka hesap vermeyen siyasetçi, gün gelir Hak’ka hesap verir.
Ancak ben bu işin öbür dünyaya kalmaması gerektiğine inananlardanım. Siz Huber’deki marafların da... Yirmi milyon liralık yeni evinizin de... Suudi Kralı’nın hediye ettiği mücevherlerin de... Bosna paralarının da... ABD’yle yaptığınız gizli anlaşmaların da hesabını bu dünyada vermelisiniz.
Sıradan bir vatandaşım ama sizin bu konularda konuşmanız için elimden geleni yapacağıma yemin ediyorum.”
GÜNÜN İSYANI
Fransız Le Monde Gazetesi, Türkiye’de de faaliyette bulunan dünyanın bir numaralı çimento devi Lafarge’ın, bölgedeki işlerinin devam edebilmesi için IŞİD’e finansman sağladığını ortaya çıkarmış... İsyanım “para”ya:
Senin de sana tapanların da senin için katillerle kol kola girenlerin de... Boyunuz devrilsin!