'Dava yönünden, en müsait müessese yurt!'(2)
Öğrenci yurtlarıyla ilişkisi bağlamında, Diyanet İşleri’ni irdelemeye ayırdığımız yazının ilk bölümünü: “Neden doğru dürüst bir kaynak planlamasıyla, herkes kendi işini yapmaz da, KYK gibi bunun için kurulmuş bir teşkilat dururken öğrenci yurdunu yaptırmak ve işletmek Diyanet’e düşer? Cevap basit, iktidar siyaseten bu yolu tercih ettiği için…” diye bitirmiştik. Kaldığımız yerden devam edelim.
Anayasa Mahkemesi’nden TÜBİTAK’a, DPT’ye, TSE’ye dek birçok çağdaş ve hayati kurum gibi Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu da(KYK), 27 Mayıs 1960 Devrimi’nin ürünüdür. Bu toprakların-Sened-i İttifak’ı da sayarsak-iki asrı aşkın süre içinde gördüğü en ileri anayasa metni diyebileceğimiz, 1961 Anayasa’sının 50.maddesine dayanılarak çıkarılan, 351 sayılı kanunla 1961 Ağustos’unda kurulan KYK, sosyal devlet adına atılan önemli bir adımdı.
Tarihi 60 yıla yaklaşan bu kurumun internet sitesinde, bugün, ne yönetim kurulunun ne de genel müdürün isimleri yer alıyor. Bir kamu kurumu, yöneticilerini saklar mı? Saklıyor işte… Bari biz söyleyelim bu devlet sırrını… KYK’nin önceki genel müdürü imam hatip kökenli tarih öğretmeni Sinan Aksu’yu, AKP’nin reisi, 2018 Temmuz’unda Gençlik ve Spor Bakan Yardımcılığı’na terfi ettirdi.
Teyze oğlundan Genel Müdür…
Boşalan makama da Recep Ali Er’i, yani “Teyze oğlu Ali’yi” atadı. Nepotizm söylemlerine kulaklarını tıkayarak ve liyakate dayanarak tabii ki(!) Ancak Kuzen Recep Ali beyin liyakat bilgilerine ulaşamadığım için size aktaramıyorum. Bu isme ait belleğimdeki tek anı; eski spor bakanlarından ‘Suat Abi’nin, medya önünde kendisine çektiği zılgıt!
Bir de yönetim kurulu var KYK’nin. 2 yılda 1 gerçekleşen ‘göstermelik’ genel kurulla seçilen… İşin özü; önceden ‘işaret edilen’ kişinin seçildiği bir formalite toplantısı. Mesela 2017 Aralık’taki son genel kurulda, yönetim kurulu başkanlığına; imam hatip üstü ilahiyat tahsil etmiş, yani arasan bulunmaz 45’lik bir ‘profesör’ seçildi! Makamında Atatürk ile AKP reisini eşitleyen fotoğraflar asılı kendilerinin…
KYK’nin 7 kişilik yönetim kurulunda, bir kişilik kontenjanda öğrencilere ayrılmış. Ne hikmetse, hep türbanlı kadın öğrenciler seçiliyor buraya! 2015’de Gazi Üniversitesi’nden C.B., 2017’de Pamukkale’den B.K. hanımefendiler layık görüldü. AKP’nin, sözde ‘kucaklayan’, ‘birleştiren’ samimiyetsiz kafasını temsil ediyorlar olsa gerek, tesettürleri ve bilinmeyen üstün özellikleriyle…
Mesele barınma değil, anlasana…
Eski bakan Akif Kılıç 2017 Genel Kurul’unda, “Biz, Kredi ve Yurtlar Kurumunu sadece barınma imkânı sağlayan bir kurum olarak görmüyoruz. Bizler KYK’yı, gençlere hayat dersi verilebilecek, onların gelişimini destekleyecek, milli ve manevi değerlerine bağlı olarak kendilerini yetiştirebilecek şekilde onlara imkânlar sunabilen bir kurum olarak görüyoruz.” demişti. Bu itirafa, toplumu dönüştürme çabalarının sinsi adımlarından biri daha, demek yanlış olmaz.
Öğrenci yurtlarının, daha doğrusu ailesinden uzakta öğrenim gören gençlerin güvenli, sağlıklı ve ekonomik barınma-beslenme sorununun ne denli önemli olduğunu, yaşayanlar ve ebeveynler kadar iyi bilen bir kesim daha var: İslamcı tarikatlar, cemaatler…
Fetullahçıların, iktidar desteğiyle azdığı dönem, üniversiteler açılırken otogarlarda yandaş gazetelerden şeriatçı yurtlara kadar tüm gericilerin, öğrenci karşılama masaları vardı. Şemsiye tersine dönünce yurtlardan sorumlu Spor Bakanı çıkıp, kasılarak açıkladı: FETÖ’ye bağlı 821 öğrenci yurdu kapatıldı! İyi de, bu 821 yurt açılırken birlikte kurban kesiyor, halaya duruyordunuz, onu da söylesene bay bakan!
Aslında fark eden bir şey yok, sadece Fetocular devre dışı bırakıldı. Yerlerini de hızla yenileri, muadilleri doldurdu. (KYK) yasası son 12 yılda 6 kez değiştirilerek, törpülene törpülene neredeyse tüm yetkileri bakanlığa devredildi ve bugün içinde ‘Kurum’ ibaresinin yer almadığı bir hâle getirildi.
Yandaşa can feda…
Bazı akçeli işleri, geçen yıl çıkarılan KHK ile Devlet İhale Kanunu kapsamından ve Sayıştay denetiminden muaf tutuldu. 2017’deki değişiklikle; dernek ve vakıf yurtlarında kalanlara da barınma ve beslenme yardımı yapılabileceği yasalaştı. 2 bakanlık ve 2 müsteşarlığa ortaklaşa verilmiş en önemli ihale yetkisi, KHK değişikliğiyle tek başına Cumhurbaşkanı’na bırakıldı.
Ayrıca Çevre Bakanlığı, dernek ve vakıflara kamu arazileri üzerinde yurt kurup, işletme hakkı tanıdı. Bu kapsamda, Diyanet’in ‘Uygundur’ onayı yeterli denildi. Yarın öbür gün, KYK yurtlarının işletme yetkisini 49 yıllığına, canlarının istediği dernek ve vakıflara verirlerse hiç şaşırmayın. Tank Palet Fabrikasını “babalar gibi” Arap’a satanlar için öğrenci yurtları çerez sayılır.
Nitekim 2 yıl önce Afyon Bolvadin’de böyle bir örnek yaşandı. İlçede devlete ait erkek yurdu olmadığı halde, KYK kayıt ücreti bile aldığı yurdu ani bir kararla kapatıp İlim Yayma Cemiyeti’ne devretti ve yurdu Cemiyet açtı. Keza, İstanbul Fatih’te el konulan Fetö yurdu da KYK dururken Erdoğan’ın Türgev’ine verildi.
Diyanet, ille de Diyanet…
Diyanet’in yükseköğrenim gençliğine olan ilgisinden söz etmiştik. Bazı örnekler verelim.
Diyanet’in ilk kez 2016 yılında 43 ilde 83 personel ile pilot proje olarak başlattığı KYK’ye ait yurtlarda ‘manevi rehberlik’ uygulaması, imzalanan işbirliği protokolüyle tüm illere yayıldı. Görevlendirilen, kerameti kendinden menkul bu ‘abla’ ve ‘abi’lerin, her konunun uzmanı olduklarını astıkları ilanlardan anlaşıldı. Ancak esas hedeflenenin din temelli sohbetler olduğu da ortaya çıktı.
Önceki Diyanet Başkanı, KYK’nin yanı sıra Ensar Vakfı ile de işbirliği yaparak Ankara yurtlarında kalan öğrenciler için sabah namazı etkinliği düzenlemişti. Şimdiki başkan da yurt ziyaretlerini eksik etmiyor. Refakatçisi ise Spor Bakan Yardımcısı ve eski KYK Genel Müdürü Sinan Aksu.
KYK faaliyetlerinde; Hayrat Vakfı ile Osmanlıca kursları, yarışmaları... Kültür ve Medeniyet Mirası adı altında cami gezileri... Ramazan neşesi… Cumhurbaşkanı ile sahur gibi etkinlikler öne çıkarılıyor. Geçmişte Nakşibendi şeyhi Kotku’yu anma töreni yapmışlıkları da var. Dahası Isparta’daki yurda ‘Said Nursi’ adını verdiler. Mesela 15 Temmuz milli irade nöbeti, KYK için haber değeri taşırken, 19 Mayıs’ın 100.yılından hiç bahsedilmiyor haber arşivlerinde.
Bir yandan, KYK işlevi azaltılıp geri plana çekilerek, alternatifi olan tarikat yurtlarını yükseltmek için kaldıraç olarak kullanılırken; öte yandan açık açık dile getirilen dindar ve kindar gençliğin inşası için gereken adımlar bu alanda da atılıyor. Karma yurtlar, yerini harem-selamlık yurtlara bırakıyor.
Örneğin, Bilal Erdoğan’ın Türgev’ine bağışlanan/kiralanan kamu varlıklarının listesi deprem toplanma bölgelerine dek uzayıp giderken, bu yarışta başı çeken AKP’li belediyelerin, neden KYK’ye aynı imtiyazları sağlamadıkları kafa kurcalıyor.
Fesli Kadir’in itirafı!
İslamcı vakıf-derneklerin yurt işindeki muratlarını; siyasi, ticari, dini ve geleceğe dönük yatırım gibi başlıklarda değerlendirebiliriz. Bu konudaki en net ifade, gençliğinde 7 tane yurt açıp işlettiğini söyleyen, ‘Fesli’ Kadir Mısıroğlu’na ait: “Dava yönünden genç insanlarla meşgul olmak için en müsait müessesenin yurt olduğunu ilk keşfeden benim, desem herhalde yanlış olmaz.”
Eğer tarikatlar yurt üzerine yurt açıp, hâlâ müşteri sıkıntısı çekmiyorlarsa sorumlusu, KYK yönetimi üzerinden siyasi iktidardır. Betoncu AKP iktidarı, 17 yıldır yurt konusunda gerekli yatırımları yapmış olsa, tablo bu olmazdı herhalde.
Futbola ilgisi sınırlı olan illere bile 40 binlik statları diken iktidar, iş öğrenci yurduna gelince pintileşiyor. Ne demek istediğimizi daha iyi anlatabilmek için birkaç rakam verelim: İlim Yayma Cemiyeti’nin 177 adet, Ensar Vakfı’nın 58 adet, Türgev’in 60 adet yurdu var.
IMF’ye borç verecek kadar zengin bir ülke olduğumuzu söyleyen AKP ileri gelenleri, neden hasta çocuklarına ilaçlarını temin etmediğini, neden yoksul kızlarının yobaz yurtlarında diri diri yanmasına, erkek çocuklarının tacize uğramasına karşı çözüm üretemediğini, neden bir avuç otoyol-köprü-hastane müteahhidine saçtığı hazine parasını okuyan gençlerine çok gördüğünü açıklamak zorundadır.