Davutoğlu Meclis Başkanı olacak mı?
Meclis’in yeni yasama yılı 1 Ekim’de başlayacak. Meclis Başkanı İsmail Kahraman’ın görev süresi doluyor. Meclis yeniden başkan seçecek.
AKP’de “Meclis Başkanı kim olacak?” tartışması başladı. Kararı Erdoğan vereceği için herkes oradan gelecek işareti bekliyor.
Erdoğan’ın İsmail Kahraman’ın görevine devam edip etmemesi konusunda henüz karar vermediği ifade ediliyor. Kahraman, “Cumhurbaşkanlığı sistemi” ile ilgili anayasa değişikliğini başarı ile Meclis’ten geçirmiş olsa da yaşlılığı ve yakınları ile ilgili şikayetler şansını zorluyor.
DAVUTOĞLU SEÇENEĞİ
Tartışmalar sürerken eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Meclis Başkanı olacağı iddiaları gündeme geldi. İddiayı AKP ve Saray çevrelerine sordum. Pek ihtimal veren olmadı. “Davutoğlu’nun son dönemlerde Erdoğan’ın yakın çevresinde boy göstermesini” hatırlattım, güldüler.
Şu anda partide etkin ve Erdoğan’a da yakın bir isim şunları söyledi:
“Abdullah Gül ve Davutoğlu yakın takipte. Kimlerle konuşuyorlar, kimler ziyaret ediyor izleniyor. Cumhurbaşkanımız bazılarını yakınında tutarak yanlış yapmalarını önlemeye çalışıyor. Bu durum başka şekilde yorumlanmamalı. Bana göre Davutoğlu’nun Meclis Başkanlığı hayal bile olamaz.”
Bir şeyler bildiği kesin. AKP’de genel kanı Gül ve Davutoğlu’nun “fırsat kolladığı” şeklinde.
MÜMKÜN DEĞİL
AKP’ye yakın gazeteciler de Davutoğlu’nun Meclis Başkanlığı için şansı olmadığını söylüyorlar. Hatta “Mümkün değil” görüşündeler. Neden bilemiyorum ama, “Sicili kabarık, olmaz” ifadesini kullanıyorlar.
ABD’nin Türkiye’deki faaliyetlerine dikkat çekiyorlar.
Erdoğan’ın yapılacak seçimlere kadar birçok kişiye “katlandığını” vurguluyorlar.
AKP İÇİNDEN YENİ PARTİ
Bu arada, AKP içinden yeni parti çıkıp çıkmayacağı tartışılıyor. Tartışma, yandaş gazetelerin de gündeminde. Köşe yazarları açıkça yazmaya başladılar.
Yeni parti için, “Hem İslamcı, hem Batı’yla iyi geçinen bir parti...” ifadesi kullanılıyor.
Özellikle “Davutoğlu’na yakın” diye anılan Karar gazetesi yazarları bu konuda çok hassas. Karar gazetesi yazarı Hakan Albayrak, AKP’deki durumu, “Gittikçe yükselen bir tepki var. ‘Kuvveden fiile çıkması’ an meselesi” diye özetledi.
Kimleri kastettiğini bilemiyorum. Ama bir kıpırtı olduğu belli. Arkasında içerde ve dışarıda kimlerin olduğu da çok açık.
‘SİYASİ AYAK’LA HESAPLAŞMAYINCA
15 Temmuz ABD/FETÖ darbe girişiminin ve FETÖ’nün “siyasi ayağı”nın üzerine bir türlü gidilemiyor. Bu konuda gösterilen zafiyetin sonuçları ortaya çıkmaya başladı. “Siyasi ayak”ta direniş başlattığına ilişkin işaretler geliyor.
Dün iki büklüm olanlar, belini doğrultmaya başlamış gibi. Pazarlık yapma çabaları bile bunun göstergesi. “Biz gidersek, herkes gider” tehditleri de yapılan yanlışın sonucu.
ERDOĞAN’IN DURUMU
Erdoğan’ın işi giderek zorlaşıyor. Uluslararası kuşatma, parti içi kumpaslar, “içerden vurulma” endişesi...
Yığınakta yaptığı hatalar başına bela...
“Cumhurbaşkanlığı sistemi” adı altında yapılan anayasa değişikliğinin, hem kendisine, hem Türkiye’ye nasıl bir tuzak olduğunu anlatmadık. O, “tuzağı” zafer olarak ilan etti. Şimdi de kıvranıyor.
DANIŞMANLAR
Şu aralar herkesin ağzında danışmanlar var. Bakanların adını bilmeyenler danışmanları tanıyor. Herkes işini danışmanlar aracılığı ile çözmeye çalışıyor.
Ama onların çoğunun derdi başka. Dünyalıklar peşindeler. Önümüzdeki döneme ilişkin de karamsarlar. O nedenle özel işlerinin derdine düşmüş durumda. Kulislerde, “Danışmanlar, şirketlerinin işlerini takip etmekten, devletin işlerine vakit bulamıyorlar” sözleri dolaşıyor.
Erdoğan’ın danışmanları hakkında bir karar vermesi için zaman giderek daralıyor. Çünkü, “danışmanlar” günahları kendisine yazılıyor.
Söylemesi bizden.