Demir Kubbe yetmedi!

Gazze’de İsrail ile HAMAS arasında yapılan ateşkes Savunma Bakanı Lieberman’ın istifası ile sonuçlandı. Bu gelişme ise bir hükümet krizine yol açtı. Netanyahu hâlihazırda iktidarını pekiştirecek 61 milletvekilini bulamıyor. Bilindiği gibi İsrail parlamentosunda (Knesset) toplam 120 milletvekili bulunuyor.
Erken seçim çağrılarına ise Netanyahu şimdilik olumlu bir yanıt vermiyor.
NİÇİN ATEŞKES OLDU?
Peki, ne oldu da savaş ve kandan beslenen İsrail ateşkese razı olmak zorunda kaldı? En kısa cevap, HAMAS’ın füzelerini engelleyen Demir Kubbe (Iron Dome) sisteminin yetersiz kalması ve İsrail vatandaşlarının evlerini tek etmesi! Tarafsız kaynaklara göre Hamas, 12 Ekim 2018’den bu yana 400 kadar füze/roket attı. İsrail bunların 100’ünü havada vurduğunu ileri sürüyor. 470 km. uzunluğunda ve 135 km. genişliğinde olan İsrail coğrafi konumu itibarıyla kısa menzilli füzelere karşı bile hassas bir durum arz ediyor. Önemli şehirler ve kritik tesisler sınıra yakın bölgelerde bulunuyor.
Füze Kalkanı ihtiyacını İsrail ilk kez 1991 yılındaki Birinci Körfez Harbi’nde hissetti. Irak, Rus yapımı SCUD-B füzelerini şehirlere attı. O dönemde kullanılan PATRIOT-2 sisteminin yetersiz olduğu ortaya çıktı. Mart 2000’de ARROW ve ARROW-2 sistemleri devreye sokuldu. Stratejik bir silahlanma programı olan ARROW-2 sistemi 3000 km. içindeki tehditleri kapsayabiliyordu. Ancak Hamas ve özellikle Hizbullah’ın kısa menzilli (6-210 km.) füze ve roket envanteri beklenmedik bir etki yarattı. İsrail-Hizbullah 2007 Lübnan savaşında Hizbullah, 13 Temmuz ile 13 Ağustos 2007 arasında İsrail’i 4230 kadar füze/roket ile hedef aldı. Ciddi bir etki yarattı. Böylece taktik bir füze kalkanı tesis edilmesi, İsrail açısından bir harekât ihtiyacı olarak ortaya çıktı.
DEMİR KUBBE NEDİR?
İşte bu nedenle İsrail Demir Kubbe taktik füze kalkanı sistemini kurdu ve 2011 yılında faaliyete geçirdi. Sistem, kısa menzilli (4-70 km.) füze, roket, havan ve top mermilerini havada imha etmek için dizayn edildi. Asgari tesir menzili 4 km. olan sistem, aynı zamanda uçak, helikopter ve insansız hava araçlarına karşı da kullanılabiliyor. Mobil olan her bir sistem 150 km. kare içinde koruma sağlayabiliyor. Sistem, tasarruf için boş arazilere düşmesi beklenen hedeflere yönelmiyor. İsrail’in hava savunma sistemlerinin bütünüyle ABD’nin yardım ve desteği ile tesis edildiğini de vurgulayalım.
İsrail Haziran 2018’den itibaren Demir Kubbe’yi ihraç etmeye başladı. Kanada, Azerbaycan ve Hindistan ilk alıcılar oldu. Güney Kore, Singapur, Suudi Arabistan ve ABD’nin de sistemle ilgilendiği ifade ediliyor. ABD, Irak ve Afganistan’daki üslerini korumak için Demir Kubbe’yi düşünüyor. İsrail sistemin yüzde 84 oranında başarılı olduğunu iddia ediyor ama bu Amerikalı uzmanlara göre hiç de gerçekçi gözükmüyor.
Hizbullah’ın roket envanterinin 130 bin kadar olduğu söyleniyor. Mevcut silahları ile Hizbullah’ın İsrail’in yüzde 75’inde etkili olabileceği tahmin ediliyor. İsrail’in resmi raporlarına göre 2005 yılında Hizbullah 3770 roket saldırısı gerçekleştirmiş ve 901 adedi İsrail şehirlerini vurmuştur.
SONUÇ VE DEĞERLENDİRME
Sınırlı yeteneklere sahip HAMAS karşısında İsrail’in ateşkese razı olması Demir Kubbe’nin daha büyük ve sistematik bir saldırı karşısında yetersiz kalacağını göstermektedir. On binlerle ifade edilen roket ve füzelerden, gözden çıkarılan bazıları sadece sistemin kapasitesini zorlamak ve yanıltmak için kullanılabilir. Aynı anda farklı yönlerden yapılacak ateşlemeler önemli bir etki yaratabilir. Bu alandaki teknik ve taktik ilerlemelerin sistemi daha da zora düşüreceği anlaşılmaktadır. Bu çerçevede İsrail’in rakiplerinin sistemin zafiyetlerini ortaya çıkaracak arayışlar içinde olacağı, İsrail’in ise sistemi geliştirmek ve etki yüzdesini artırmak için çaba sarf edeceği anlaşılmaktadır. Ancak unutulmamalıdır ki füze savunmasında yüzde yüz başarı bir ütopyadır. Genel hedef, olası hasarı en aza indirmektir.
Arkasına bir güç koymadığınız takdirde, diplomasi masasında söyledikleriniz rakibiniz için hoş bir sadâdır. Gazze’deki acımasız ve vahşi İsrail saldırılarına uluslararası toplum adı verilen ikiyüzlü menfaat topluluğu hiçbir çare bulamadı. ABD-İsrail ikilisinin hukuk tanımaz girişimlerini protesto bile edemedi! Trump ve damadı Jared Kushner Filistin’i kana boyamak için ellerinden geleni yaptı. Hatta Suudi Arabistan ve Mısır arkadan onları destekledi. Hayatın garip bir cilvesi olarak ateşkesi Hamas’ın füze ve roketleri sağladı. İsrail’i ciddi bir siyasi krizin içine soktu! Yalın gerçek budur. Bu ise İslam dünyasının en büyük ayıbıdır.