Demokrasi geleneği yoksa eğer
Anadolu çözülüyor. Bu öyle AKP iktidarıyla başlayan bir olgu değil. Ama bu süreç her şeyi hızlandırmıştır, ülke bambaşka bir yörüngeye girmiştir. Söylemeye gerek bile yok, “15 Temmuz” kuşatma harekâtı bunun kanıtıdır.
Cumhuriyet, kurulduğu günden beri yıkılmaya çalışılmıştır. Bunun ilk tanıkları da kurucularıdır. Kazım Karabekir’in kızı Timsal Hanım’dan dinlediklerim de bir tanıklık öyküsüdür aslında.
Mustafa Kemal’in varlığı 1938’e kadar bu süreci bertaraf etmiştir. 1920-38 arası yaşanan olayların / komploların kronolojisine bakınca; 1938’den 1960’a, oradan da 1980’lere uzanan süreçte yaşananlar, bir bakıma “kuruluş”la “yıkılış”ın nasıl iç içe geliştiğini anlatır bizlere. Bu konuda yazılıp edilenler sayısızdır. Ama gazeteci Soner Yalçın’ın 1994’ten beri yayımladığı kitaplara göz attığımızda, adım adım bu süreçlerin tanığı olursunuz. Bu da, öyle bir tanıklıktır ki; yazarın kurdurduğu bağlantılar ülkenin yakın tarihinin karanlık yönünü ortaya çıkarır.
TARİHİ BİLMEK VE İKTİSAT
Yalçın’ın son kitabı “Galat-ı Meşhur: Doğru Bildiğiniz yanlışlar”ı* okurken, ister istemez onun yazıdaki bu tanıklıklarına uzanarak başka kıyılara vardığımı söylemeliyim. Ayrıca bu “gayri resmi notlar”ı okurken, bilginin vicdan duygusuyla buluşmasının ne anlama gelebileceğini düşündüğümü de söylemeliyim.
Yalçın, çok da sevmediğim bir tanımın -araştırmacı gazeteci- olmanın ötesinde bir niteliğe sahip bana göre; o sadece bir araştırmacı gazeteci değil, aydın vicdanı taşıyan biri.
Onun şu düşüncesine katılırım: “Tarihi bilmek, kavramak için olaylara iktisat perspektifinden bakmak gerekir.”
O, bir gazeteci olarak bu bakışın / bilincin de ötesinde biridir. Tarih yazmaz, ama yaşanıp edilenleri iyi gözleyip, irdeleyip, inceleyip, belli bir bakışın süzgecinden geçirip buluşturarak tarihe kayıt düşer.
Meraklısı dönüp onun biriktirip buluşturduklarının üzerine, hatta daha fazlasını öğrenmeye yönelebilir.
Bu anlamda; elimizdeki son kitabı “belge” ötesi bir “değer” taşır.
Vicdan duygusuyla yaşamak kadar yazmanın da önemini ortaya koyan bir kitaptır bu.
Yalçın’ın kitabını okurken, yer yer, “Siz Kimi Kandırıyorsunuz”a (2008) döndüm.
“Gerçeklerle yüzleşmek” deyimi ne denli sizi ilgilendirir bilemem! Ama yaşadığınız ülkenin getirildiği yeri görmek, nelerin / nasıl yaşandığını bilmek; ötesi ne tür bir talan / yağma yapıldığını öğrenmek için Soner Yalçın’ı okumak yeterlidir diyebilirim.
NEREDE BU ÜLKENİN BELGESELCİSİ
Yalçın, tüm bu okumalarda bana başka bir şeyi daha hatırlattı: Nice zamandır derslerimde izlettiğim Arjantinli ünlü sinemacı Fernando Solanas’ın “Yağma Anılar: Toplumsal Soykırım” (2004) adlı belgeseli...
Arjantin’de Carlos Menem’in on yıllık (1989-1999) iktidarı döneminde ülkeyi nasıl yağmaladığını anlatan bir belgesel.
Ülkemizde böylesi bir belgeseli çekebilecek sinemacı / belgeselci yok ne yazık ki! Ama yürekli gazeteciler / yazarlar hâlâ var. Okuyun Soner Yalçın’ı, bunu daha iyi anlayacaksınız.
Bir ülkede kurulamayan demokrasi geleneğinin neden / niçinlerini ayan beyan ortaya koyan bu bakışı, birikimi alkışlıyor; onun vicdan duygusuyla yazma yolculuğunun hep sürmesini diliyorum.
* Soner Yalçın, Galat-ı Meşhur: Doğru Bildiğiniz Yanlışlar; 2016, Kırmızı Kedi Y., 470 s.