Dernekleri yönetmek zor iş!
Özellikle dernek statüsünde olan sosyal ve spor kulüpleri yüzlerce hatta binlerce üyesi olan kuruluşlardır. Amaçları ve faaliyetleri tüzüklerinde belirlenmiştir. Sosyal kulüpler üyelerine faaliyet konusu ile ilgili hizmet verirler ve bu kulüpte olmalarından dolayı onların memnun olmalarını sağlamaya çalışırlar.
Derneklerde en üst karar organı üyelerden oluşan derneğin meclisi diyebileceğimiz genel kuruldur. Genel kurul üyelerinin seçtiği belli sayıda üyeden oluşan yönetim kurulu da derneği yönetir. Yine genel kurulun seçtiği belli sayıda üyeden oluşan denetim kurulu de dernek faaliyetlerini her yönden denetler ve genel kurula rapor sunar. Bu iki temel organ dışında tüzükle kurulan balotaj, sicil, yüksek divan, danışma, disiplin kurulları gibi yönetim kuruluna yardımcı organlar da vardır. Derneği ve kulübü yöneten yönetim kuruludur. Yönetim kurulları seçimle göreve geldiklerinden derneğin başkanı bu işin lideridir. Seçimler başkana göre şekillenir. Başkan (lider) yönetim kurulunu kendi ve çalışma ekibinin tercih ve ölçütlerine göre oluşturur.
DERNEĞİN LİDERİ ÇOK ÖNEMLİDİR
Derneklerde yönetim kurulunun yönetim anlayışı ve başkanın kişiliği, deneyimi ve yönetme becerisi derneğin ve kulübün başarısında önemli rol oynar. Öte yandan yönetim kurulunu oluşturan kişilerden dernek için yararlı olacak ve katkı sunacak çalışmaya istekli olmaları beklenir. Çünkü dernekler, kulüpler ve vakfılar gönüllülük esasına dayanır. Burada yönetim kurulunu ve diğer organlarda görev alanların kendi iş ve özel yaşamlarından fedakarlık yapması gerekeceği için bu görevi bihakkın yapmaya istekli olmaları şarttır.
YÖNETİMDE OLMAK NEDEN İSTENİR?
Bir dernek ve kulüp üyesi neden yönetim kurulu başkanı veya üyesi olmak ister? Sayalım:
1- Derneği kullanarak maddi veya manevi çıkar sağlamak amacı önemli bir neden olarak ortaya çıkar.
2- Bir üye olarak kulübün yönetim anlayışını beğenmez ve daha iyi yönetme iddiası ile görev almak ister. Kendine bir misyon yüklemiştir.
3- Bir derneğin ve kulübün yönetiminde olmanın keyfini sürmek ve prestijine sahip olmak ister.
4- Emekli yaşamında bir meşguliyetim olsun diye yönetime girilir.
5- Dernekte ve kulüpte sosyal yönden ve/veya iş olanakları bakımından çevresini geliştirmek isteyen için yönetimde olmak bir avantajdır. Çünkü üyelerle ilişki kanalları açılabilir.
6- Başkanın veya diğer üyelerin ricası veya zorlaması ile kerhen yönetimde bulunulur.
7- İleride kulübün başkanı olma isteği olanlar yönetim kurulu üyeliğini bir hazırlık dönemi görebilirler.
YÖNETİM KURULLLARIN UYUMU
Yönetim kurulu üyeleri genellikle farklı eğitim, kişilik, deneyim ve mizaçta olduklarında tam bir uyum içinde çalışamazlar. Beklenti ve amaçlar çatışabilir. Gerekli katkı sağlayamayan üye eleştiriye uğrayabilir. Zamanı uygun ve çalışma konusunda istekli olanlar daha öne çıkar. Ben daha iyi yönetirim diyenler de çalışma ve tavırları ile öne çıkarlar. Şu veya bu sebepten öne çıkan yönetim kurulu üyeleri eleştiriye açık hale gelirler. Çünkü bir çok doğru veya yanlış tasarrufun sahibidirler.
ELEŞTİRİ VE DEDİKODU
Hemen yerde, her kurumda, kuruluşta yönetimde olanlar eleştiri ve dedikodunun muhatabıdırlar. Bu doğal bir durumdur. Düzeyli ve yapıcı eleştiriler bir haktır ve iyi yönetmek için gereklidir. Ancak yönetimi beğenmeyenler, kişilerle sorunu olanlar eleştiri yapmaktan ziyade olayları ve kişileri dedikodu malzemesi yaparlar. Kulaktan dolma bilgilerle hareket ederler. Gerçeği öğrenerek düzeyli ve yapıcı eleştiri için zahmete girmezler. Kolayı seçerek “ben olsam böyle yapardım. Çok yanlış yapılıyor. A kişisi bu işten anlamıyor. B kişi beceriksiz.. vb gibi” iddialarla kesin yargıya varırlar. Oysa ortada paylaşılamayan bir şey yoktur.
Bir de bu eleştiri veya dedikoduyu yaparken haklı olmak için de derneğin ve kulübün gelişmesine , gelirinin artmasına katkı sunmak gerekir. Buna da önem verilmez ve bu nedenle derneğe ve kulübe ara sıra çay içmek için gelip en ağır eleştiriyi yapmak da hakkaniyet ölçülerini aşar.
ŞEFFAFLIK VE EMANETE SAYGI
Dernek yönetim kurullarının başarılı bir yönetim için başta kendisine emanet edilen mal, malzeme, belge, para, hakları gözü gibi bakması gerekir. Ticarette buna “basiretli iş adamı “gibi davranmak denir.
Mal ve hizmet alımlarında üyenin hakkını en iyi şekilde savunmak, kişisel çıkarlar temin etmemek ve ettirmemek, samimi ve yüksek ahlakla derneği yönetmek gerekir.
Şeffaf, her an bilgi verilebilir, bilgi paylaşımından korkulmayan bir yönetim anlayışı başarının temelidir.
SONUÇ
Ülkemizde spor ve sosyal kulüplerin çoğuna baktığımızda yukarıda saydıklarımızın birçoğunu görürsünüz. Sevgi, dayanışma, hoşgörü ve yapıcı eleştiri, düzeyli davranma pek yoktur. Bu da dernek ve kulüplerin gerilemesine ve itibarlarının azalmasına yol açmaktadır.