Derviş’e ABD’den yeni görev: CHP liderliği...

Dikkatinizi çekti mi bilmem; “ABD’nin Türkiye Paşası” Kemal Derviş yeniden sahneye çıktı. 

Anımsarsınız; CHP’nin gazetesi Yurt, seçimlerden sonra AKP-CHP Koalisyonu’nun gündeme geleceğini, Ekonomiden Sorumlu eski Devlet Bakanı ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı eski Başkanı Kemal Derviş’in de bu hükümette “dışarıdan” Ekonomiden Sorumlu Bakan olarak yer alacağını yazmıştı. 

Hatta; Kılıçdaroğlu ile Derviş’in bu konuda el sıkıştıkları bile iddia edilmiş; bu iddiaya da hiçbir yalanlama gelmemişti. 

*** 

Şimdiki senaryo ise farklı: 

Evet; CHP’nin ortak olacağı olası bir koalisyonda Kemal Derviş’in Ekonomiden Sorumlu Bakan olması kesin... 

Ancak ABD, CHP’nin iktidara gelememesi durumunda da bu “paşa”yı işsiz bırakmamaya kararlı! 

Uygun bulduğu görev de CHP Genel Başkanlığı!  

*** 

Adım adım gidelim: 

Kılıçdaroğlu ile görüşüp el sıkışan Derviş, ABD’ye döndü. Ancak bir süre önce yeniden Türkiye’ye geldi. Kasım Gülek’in kızı, Devlet eski Bakanı Tayyibe Gülek’in Tarabya sırtlarındaki evine yerleşti. 

Yakın çevresine, “seçime kadar havayı koklamak istediğini” söyledi. 

Bu arada kaldığı ev ziyaretçi akınına uğradı. 

*** 

Peki; kimdi gelenler? 

Y-CHP’nin olası bir seçim yenilgisi halinde, “Yeninin de Yenisi CHP”yi kurgulamakla görevli “ABD dostu CHP’liler...” 

Kemal Derviş bu tiplerle gö-rüştü; izleyecekleri taktiği anlatıp talimatlarını verdi. 

Sonra da “en hakiki ABD dostu” olan CNN Türk’e çıktı. 

Bir not daha ekleyeyim; Kemal Bey, evinde kaldığı Tayyibe Hanım’ı da aslında ABD’ye yakınlığı yüzünden seçti... Yoksa Türkiye’de çok daha yakın dostları vardı ama o, bu ziyarette gerçek bir “ABD dostu”nun evinde kalmalıydı. Tayyibe Hanım biçilmiş kaftandı; çünkü kimi çevreler bir zamanlar onun “ABD vatandaşı” olduğunu bile iddia etmişti 

*** 

Biliyorum; sözü çok uzattım. Sadede geliyorum: 

CHP’nin seçimlerden yenilgiyle çıkması durumunda kendisi de bir “ABD dostu” olan Kemal Kılıçdaroğlu istifa etmek zorunda kalacak...  

İşte; onun koltuğuna, “ABD’nin en has adamı olan Kemal Derviş” oturtulacak...  

Yani Mustafa Kemal Atatürk’ün koltuğu, ne pahasına olursa olsun; asla bir Kemalist’e kaptırılmayacak... 

*** 

Kemal Derviş, bu yüzden Türkiye’de ve bu ikinci görev için harıl harıl çalışıyor! 

Eğer seçimlerden sonra CHP’nin Olağanüstü Kurultay’a gittiğini ve Genel Başkanlık için Kemal Derviş’in adının geçtiğini duyarsanız... 

Sakın şaşırmayın... 

Çünkü, her şey ortada!  

AÇIKLA! 

Uluslararası Şeffaflık Derneği , milletvekili adaylarına iki ay önce bir çağrıda bulundu: 

“Mal varlıklarınızı ve seçim bütçenizin kaynaklarını açıklayın...” 

Bu çağrıya sadece 31 aday uydu... 

Peki; adaylar, demokrasinin “şeffaflık” ilkesine neden uymuyor; neden mal varlıklarını ve seçim kampanyalarını hangi bütçeyle gerçekleştirdiklerini açıklamıyor? 

Neyse... 

Ben, saklayacak hiçbir şeyleri olmayan Vatan Partisi’nin tüm adaylarını bu kampanyaya katılmaya davet ediyorum. 

GÜNÜN SORUSU 

YSK tarafından önceki gün yasaklanan AKP’nin seçim şarkısı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katıldığı Hakkari Yüksekova Havalimanı açılış töreninde dün ısrarla çalınmış... Sorum ortaya: 

Dünyada, Erdoğan’ın “sorumsuzluğuna” sahip kaç kişi var? 

BUGÜN RESMİ BAYRAM(DI)... 

Bugün Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ülke yönetimine ilk kez el koyduğu 27 Mayıs 1960’ın 55’inci yıldönümü... 

Son yıllarda her ne kadar yerden yere vurulsa da Adnan Menderes Hükümeti’nin faşizan baskıları o denli tırmanmıştı ki; TSK’nın o gün itibarıyla başka çaresi kalmamıştı. 

Zaten askerler kısa bir süre sonra Türkiye Cumhuriyeti’nin en demokratik ve özgürlükçü anayasasını hazırlatarak yönetimi yeniden sivillere devretmişti. 

*** 

27 Mayıs tarihi, 1963’ten 1982 darbe Anayasası’nın yürürlüğe girmesine kadar Hürriyet ve Anayasa Bayramı olarak kutlandı. 

Yani 1960 darbesinin getirdiği özgürlükçü ve demokratik bir hukuk düzeni, Kenan Evren’in 1980 gerici darbesiyle son buldu. 

Siz söyleyin: 

27 Mayıs’la 12 Eylül’ü aynı kefeye koymak mümkün mü?  

Eğer ikisi de aynıysa; o zaman neden ikincisi, birincisinin getirdiklerini yok etmeye odaklandı? 

BAY TAKMAZ! (156+30) 

Ben soruyorum; Bay Takmaz, “takmamaya” devam ediyor: 

Huber’de kendisi ve ailesi için yapılan harcamalar karşılığında kaç lira ödediğini soruyorum; takmıyor. 

Kanlıca ‘daki 20 milyon lira değerindeki evi almak için gereken parayı nereden bulduğunu soruyorum; takmıyor. 

“Suudi Arabistan Kralı’nın yıllar önce getirdiği pahada ağır hediyeleri ne yaptınız?” diyorum; takmıyor! 

Şimdi kulislerde bir haber: 

Bay Takmaz , 30 Mayıs’ta düzenlenecek olan sözüm ona “Fetih Şenliği”ne katılacakmış ve otobüsün üzerinde Erdoğan’la el ele tutuşarak örtülü olarak AKP’ye oy isteyecekmiş... 

Ne diyeyim; kendisini takmayan Bay Takmaz’ı bu halk hâlâ takacaksa...  

Ona da helal olsun! 

GÜNÜN İSYANI!  

Başbakan Ahmet Davutoğlu önceki gün İzmir’deki Konak Tüneli’ni hizmete sokmuş... Ancak kurdelayı makasla kesmek yerine, kendi kullandığı makam arabasıyla koparmayı tercih etmiş... İsyanım kendisine: 

THY’nin hat açılışına katılsa, kurdelayı uçakla mı koparacak? Yaptığı şeye “şımarıklık” denildiğini biliyor mu?