Devlet Bahçeli: Kadrolu erken seçimci

Gündem Suriye idi.

Şimdi ikizi geldi.

Devlet Bahçeli: Kadrolu erken seçimci.

Yine konuştu (17.4.2018).

Yine “erken seçim” dedi.

***

Öyle görünüyor ki: Cumhurbaşkanı ve yeni meclis için...

Yaz sonunda...

26 Ağustos 2018’de sandığa gideceğiz.

Normalde 3 Kasım 2019’du.

***

Sürpriz mi?

Hayır.

Uzun süredir konuşuluyordu zaten.

Hele Afrin harekatının başarısından sonra.

Biraz şaşırtıcı olan başka.

Çağrının Tayyip Erdoğan’dan değil de...

Koalisyonun gayri resmi ortağından gelmesi.

Şimdilik şöyle izah edelim: Erdoğan nezaket gösterdi...

Ortağından rol çalmadı diyelim.

***

İlk akla gelen sorular belli.

Gerekçe?

Bahçeli’nin vurgusu: “Kaosa oynayanların oyununu bozmak şarttır.”

Demek ki: “Dış” kaynaklı istikrarsızlık hamlelerinden korkuluyor.

***

Bahçeli, Erdoğan’la önceden istişare etti mi?

Ortaklık adabı, böyle olmuştur dedirtiyor.

***

Fakat...

Bahçeli’nin çağrısından yarım saat kadar sonra.

Erdoğan grupta konuştu.

Önceden hazırlanan metni okudu yine.

Konuya hiç girmedi.

***

Evet, üç defa seçime değindi.

Hatta birinde şu ifadeleri kullandı: “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, inşallah 3 Kasım 2019 seçimden sonra yürürlüğe girecektir.”

Fakat: Bahçeli’nin çağrısı bağlamında değildi bunlar.

***

Şöyle bir tablo çıktı ortaya.

Devlet Bey, erken seçim çağrısı yaptı.

Hatta tarih bile verdi.

Tayyip Erdoğan ise...

MHP’nin de cumhurbaşkanı adayı olmasına rağmen...

2019’da seçim vurgusu yaptı.

Yine de: Uyumsuzluk ihtimali çok düşük.

Aksi, sürprizden de öte olur.

Çünkü: Bahçeli’nin Suriye konuşması AKP’nin adeta kopyasıydı.

***

Erdoğan cephesinden bir duyuru yapıldı.

Bahçeli’yle bugün (18.4.2018) buluşacaklar.

Soruların azalacağı bir görüşme olacağını sanıyorum.

***

Dün, AKP cenahından iki açıklama, bir de ziyaret oldu.

Erdoğan, gruptan sonra kısa konuştu: “Şu an söyleyecek bir şeyim yok.”

Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ: “Bu çağrıyı değerlendireceğiz. Ayrıca bu erken seçim çağrısı yetkili organlarda değerlendirilebilir.”

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül...

Gruptan sonra Bahçeli’yi ziyaret etti.

Belli ki: Seçimin teknik hazırlığı konuşulacak.

***

Bir yorum:

AKP liderliği kendini fazla bağlamıştı...

Seçim erken olmayacak diye.

“Sözden dönme” görevi Bahçeli’ye düştü.

***

Devam edelim.

26 Ağustos tarihinin “taktik” anlamı var mı?

MHP-İyi Parti bağlamında bazı iddialar dolaşıyor.

Hatırlansın: İyi Parti büyük kongresini 1 Nisan 2018’de yaptı.

Gerekçeleri: Seçime katılma hakkını kazanmaktı.

Malum: Yeni kurulan bir parti...

Seçime katılabilmek için...

En geç 6 ay önce kongresini toplamak zorunda.

Sonuç: Meral Akşener’in partisi Ağustos seçimine katılamayacak.

***

İyi Parti yönetiminin konuştuğu formül şöyle.

Seçime Saadet Partisi ya da Demokrat Parti ile girmek.

Zaten bu partiler arasında ittifak konuşuluyordu.

***

Ağustosta seçimin diğer “taktik” değeri de tatilciler.

Her “yaz seçimi”nde konuşulur.

Tez şu: Yazlıkçılar, tatilciler CHP seçmenidir.

Dolayısıyla: Muhafazakar seçmenli AKP avantaj kazanır.

***

Sanıyorum bu tez artık geçersiz.

AKP’li orta sınıfa sürekli gelir transferi yapılıyor.

Yaşam kültürleri de hızla değişiyor.

Onlar da “tatilci”, özellikle “yazlıkçı” oldular.

Üstelik: Köylü kökenli AKP seçmeni de...

Yazlığa gitmese bile...

Her yaz memleketinin yolunu tutar.

Sonuç: Eğer “mevsim” hesabı yapıldıysa, tutmaz.

***

Partilerin ilk tepkilerine gelince.

Gelenektir: Muhalefet partileri seçimden kaçıyor görüntüsü vermez.

Zaten ilk açıklamalar da o yönde.

CHP: “Hodri meydan... Biz hazırız” dedi.

Vatan Partisi...

Genel Başkan Doğu Perinçek’le konuştum.

“Hazırız” diyor o da.

Seçim güvenliği endişesi?

Cevabı ilginç: “En büyük hile yüzde 10 barajıdır.”

***

2018 yazı...

İster seçimli, ister seçimsiz...

Suriye’siyle...

Ege’siyle...

Seçim kampanyasıyla “sıcak” geçecek.

“İç” ve “dış” birbirini besleyecek.

Şimdiden belli olan şu:

Türkiye hiçbir yaz olmadığı kadar emperyalizmi...

Vatanı...

Milli olmayı konuşacak.

Partiler bu kavramlar üzerinden saflaşacak.