Dijitalde de 'Dünya 5'ten büyüktür' deme vakti

Geçen hafta bütün dünya bir siber güvenlik krizi ile sarsıldı. Milyonlarca cihazın etkilendiği kriz yüzünden havayolu ulaşımından finans kesimindeki işlemlere kadar birçok alanda ciddi aksaklıklar yaşandı. Konuyu artık bilmeyen kalmadı; Bill Gates'in patronu olduğu Microsoft'un Windows platformunda çalışan yazılımlardan biri olan Crowdstrike'da yaşanan sıkıntıdan dolayı küçük çaplı bir distopya izledik. Bu bize dijitalleşen dünyada küresel hizmet sağlayıcıların yanında yerli ve milli yazılımlarımızın olması gerektiği gerçeğini bir kez daha gösterdi.

TİTANLARA ZİNCİR ŞART

Bu noktada 5 Mart 2018'de kaleme aldığım ve Economist'in 20 Ocak 2018 tarihli "The new titans" kapağına atıfla “Ve titanlar yükselirken, merkezler savaşa tutuşur” adlı yazımı anımsadım. Orada küresel bir ağ gibi bütün dünyada hakim olan Google, Amazon, Microsoft, Meta, Alibaba gibi dijital alanda artık birer dev olmuş şirketlere dikkat çekerek, ülkelerin sınırlarını askeri harcamalarla, ekonomilerini gümrük duvarlarıyla ve finansal sistemlerini sermaye kontrolleri ile korumaya çalışırken, dijital alanda kendilerini nasıl koruyacaklarına değinmiştim.

Gün geldi çattı. Her yere nüfuz eden bu titanlar esasen çok kültürlü medeniyetimizi tehdit etmeye başladı. Onlarla yatıp onlarla kalıyoruz. Verilerimiz onların elinde. Ülkelere giriyorlar. Teşvikler alıyorlar. Kendi sistemlerini dayatıyorlar. Ancak Crowdstrike ile dijital bağımsızlığın bir hüsnü kuruntu olmadığı, her anlamda tek bir merkeze bağlılığın medeniyetimizi nasıl birden çöküşe de götürebileceği endişesi yaşandı.

BAYRAKTAR'IN ÇAĞRISINA DİKKAT

Bu kriz yaşanırken, geliştirdikleri İHA ve SİHA'lar ile savunma sanayiinde ülkemizi bir üst lige taşıyan Baykar'ın Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, X hesabından şu mesajı paylaştı:

“Tek işletim sistemi, tek arama motoru, bir iki sosyal medya platformu, birkaç alışveriş sitesi... Sadece birinin çökmesi bile dünyada bağlı olan tüm devletlerin kritik altyapısının neredeyse çökmesine neden oluyor. Refahı tüm dünyaya yayması umulan yüksek teknoloji ve inovasyon, an geliyor, dünya sistemini kilitliyor. Yüksek teknoloji küresel düzeyde tekelleştiğinde, işte bu kadar kırılgan. Yaşadığımız siber fiziksel ağlarla örülü dünyada, teknolojinin her alanında bağımsızlık toplumlar için vazgeçilmez. İşte tam da bu nedenle; tam bağımsız ve müreffeh bir Türkiye için Milli Teknoloji Hamlesi diyoruz.”

Bayraktar'ın mesajı bana bir anlamda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler'de defaatle ifade ettiği üzere “Dünya beşten büyüktür.” şiarını artık dijital alana da taşımamız gerektiği hissiyatı uyandırdı.

TÜRK GİRİŞİMLERİNE SAHİP ÇIKALIM

Türkiye yine Cumhurbaşkanı'nın vizyonu çerçevesinde TOGG ile mobilite alanında bir adım attı. Turkcell arama motoru Yaani ile, Türk Telekom sosyal medya platformu Yaay ile, Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Hanzade Doğan Hepsiburada ile, Alper Öktem Martı TAG ile dijital alanda Türkler'in de başarılı işler ortaya koyabileceğini ve Türk kalabileceğini gösterdi.

Elbette Demet Mutlu ve arkadaşlarının kurduğu Trendyol, Nevzat Aydın'ın kurduğu Yemeksepeti, Nazım Salur'un kurduğu Getir gibi girişimler de her ne kadar yabancılar tarafından çoğunluk hisseleri alınsa da Türk girişimleri olarak varlıklarını sürdürüyorlar. Elbette bunlar değerli ancak temel platformlar anlamında baktığımızda YouTube ile, Facebook ve İnstagram ile, TikTok ile yarışabilecek Google'a kafa tutabilecek bir noktada değiliz. Microsoft'un yaygınlığına ulaşamasa da bir Pardus'umuz da var elbette ama kaç Türk bundan haberdar. SAP yerine mesela bir yerli alternatif koyabildik mi?

YİNE YANGINDAN MAL KAÇIRIR GİBİ

Şimdi mesele böyle iken geçen hafta kaleme aldığım bir Temu hadisesi var. Ona karşı mutlaka bir düzenleme yapılmalı belki de e-ticaret yasamız yeniden düzenlenmeli derken bir baktık 18 Temmuz itibarıyla eski Bakan, AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Varank'ın da imzasının yer aldığı bir yasa teklifi TBMM'ye sunuldu. TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu'nda görüşüleceği belirtilen "Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" ile e-ticaret sektöründe önemli değişiklikler olacak.

Detayları dünkü Aydınlık'ta sizlere aktardık. Bu yasa eski Ticaret Bakanı Mehmet Muş döneminde hazırlanmış ve yasalaşmıştı. O dönem bu düzenleme yangından mal kaçırır gibi kamuoyunda özellikle de medyada detaylı bilgilendirmeler yapılmadan çıkarılmaya çalışılınca eleştirmiştik. Milyonlarca insanı ilgilendiren bir konu bu.

Mesela vergi düzenlemesi yapılırken haftalar öncesinden kulisler kamuoyuna yansıyor ve tartışılıyor. Ancak nedense bazı yasalar hızlıca el altından gidiyor. E-ticaret yasası da belli ki lobilerin gücü sayesinde yapılıyor; şimdi de değişiyor; en son vatandaş duyuyor. Elbette yeni gelişmeler karşısından bir düzenleme şart. Ancak bu yasayı değiştirmeden de yapılabilir mi? Tartışmak lazım. Yasa değişirken de yüzde yüz yerli sermayeli girişimleri küresel şirketlere karşı koruyacak mantıkla hareket etmek lazım bana kalırsa. Aksi halde yukarıda saydığım Türk girişimler gibi elde kalanlar da yabancılara satılabilir!