Dış politikadaki yeni yaklaşım terörü önleyebilir
Türkiye’de yoğunlaşan terörün, dış destekli olduğu, başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere, Başbakan ve Dışişleri bakanı tarafından da açıkça belirtiyor. Özellikle de ABD’nin, PYD ve PKK’ya silah ve lojistik destek verdiğine vurgu yapılmaktadır. ABD tarafından yıllardır izlenen bu politikanın, NATO müttefikliği ve stratejik ortaklık ilişkileriyle bağdaşmadığı, en sert biçimde söylenmektedir. Bu konuda ABD tarafından yapılan inkarlara da artık itibar edilmemektedir.
Emperyalizmin, özellikle de ABD tarafından Dünya ve Türkiye’de izlenen ve gerektiğinde savaşları ve darbeleri de içeren bu politikalara, sol dünya görüşüne sahip olan bizler tarafından yapılan değerlendirme ve eleştirilere, ABD yanlısı ve güdümlüsü kesimler şiddetle karşı çıkıyorlardı. Bu çevrelerin de giderek yıllardır yaşanan emperyalist politikaları görmüş olmaları önemlidir.
Ne var ki bu politikaları görmüş ve anlamış olmak yetmez. Türkiye’nin zaman kaybetmeksizin, alternatif seçeneklerle yeni stratejiler ve yeni ittifaklar geliştirmesi, kaçınılmaz olmuştur. Emperyalizmin izlediği politikaların önüne boş laflarla geçilemez. Somut stratejiler ve uygulamalarla, bu haklı eleştirilerin kanıtlanması gerekmektedir.
YENİ STRATEJİ VE İTTİFAK KAPIMIZA DAYANMIŞTIR
Türkiye’ye 30 yıldır çok büyük acılar yaşatan PKK terörünün, 2016’da kanlı darbe girişimiyle yeni ölümlere yol açan FETÖ’nün ABD destekli ve güdümlü olduğu bilinmektedir. Irak ve Suriye’deki savaş sonucu hiç yoktan İslamcı maskeyle ortaya çıkan, Türkiye’de ve bir çok ülkede bir dizi kanlı terör saldırısı gerçekleştiren IŞİD`in bile, ABD tarafından projelendirildiği ve sahaya sürüldüğü söylenmektedir.
Bu durumda Türkiye’nin çok yönlü teröre karşı izlemesi gereken yeni strateji ve politikalar, açıkça görülmektedir. Komşu ülke olmaları nedeniyle Türkiye, Suriye, Irak, İran ve Rusya ile kalıcı iyi komşuluk ilişkileriyle birlikte yaşamaya mecburdur. Bu ülkelerin ilişkilerini her alanda geliştirmeleri, kalıcı barış ve hatta dostluk bağlarıyla daha da güçlendirmeleri, bu ülkelerin herbiri için büyük kazanım olacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti, kuruluşundan itibaren Sovyetler Birliği, İran, Irak ve Suriye ile iyi komşuluk ilişkilerinden de öteye, dostluğu da içeren deneyime sahiptir. Türkiye, uzun yıllara dayanan bu iyi komşuluk ve birbirinin içişlerine karışmama geleneğine ve Atatürk’ün “Yurtta Barış Dünya’da Barış” politikasına yeniden sıkı sıkıya bağlanmalıdır.
TERÖRÜN PANZEHİRİ ÇOK YÖNLÜ İYİ KOMŞULUK İLİŞKİLERİDİR
Son aylarda Rusya ile Türkiye arasında yeniden gelişen ilişkiler, Suriye’de savaşın sonlandırılması umudu vermektedir. İki ülkenin bu yöndeki ortak girişimi, Dünya kamuoyu tarafından da büyük dikkatle izlenmektedir. Kuşkusuz Türkiye-Rusya ittifakıyla oluşan, İran’ın da destek verdiği bu umuda, özellikle ABD’nin hiç de sıcak bakmayacağını tahmin etmek, kahinlik değildir. Suriye’deki ABD ve hatta Türkiye destekli bazı savaşçı gurupların, varılan antlaşmayı sabote etmeye yönelik bazı provokasyonları olduğunu izliyoruz. Türkiye’nin de önemli katkılarıyla oluşan bu barış şansının yitirilmemesi konusunda, Türkiye yönetimine büyük görevler düşmektedir. Özellikle de Suriye’de Esad yönetimine karşı izlenen yanlış ve bağnaz politikadan Türkiye yönetimi artık vazgeçmelidir.
Suriye ve Irak’ın toprak bütünlüğü ve tabii ki bu ülke merkez yönetimlerinin içişlerine karışmama politikası, Türkiye’nin inandırıcı bir biçimde izlemesi gereken yeni strateji olmalıdır. Son haftalarda Irak hükümetiyle ilişkilerin düzelmesi ve işbirliği yönündeki adımlar büyük önem taşımaktadır. Irak Başbakanının, PKK’nın Irak toprakları üzerinden Türkiye’ye yaptığı terör saldırılarının asla kabul edilemeyeceği ve PKK’nın Irak topraklarını terk etmesi gerektiği uyarısı, bu yeni girişimlerin sonucudur. Son derece önemli olan bu yeni yaklaşım, Başbakan Binali Yıldırım`ın Irak ziyaretinde yapacağı doğrudan görüşmeyle, önemli bir temele dayandırılmalıdır.
Türkiye’nin, Suriye ve Irak’la 1300 kilometreye varan sınırı bulunmaktadır. Türkiye’nin bu ülkelerden kaynaklanan terörün hedefi olmaktan kurtulması, bu iki ülkede güçlü yönetimlerin bulunmasına ve iyi komşuluk ilişkilerine bağlıdır. AKP yönetimi bu iki komşu ülkeyle var olan iyi ilişkileri bozmakla, büyük hata yapmıştır. Bu yanlışı görerek düzeltmek, ülke yararına büyük erdem ve artık ertelenemez zorunluluktur. Rusya ve İran tarafından da desteklenmekte olan bu yaklaşım, Türkiye için hayati öneme sahiptir.
Türkiye’nin Rusya, İran, Irak ve Suriye ile oluşturacağı iyi komşuluk ve dostluk ittifakı, Türkiye’ye bitmeyen acılar yaşatan ve büyük ekonomik yüke yol açan terörün sonlanmasının yanında, siyasi, ekonomik, ticari ve kültürel gelişmelere de çok büyük ivme kazandıracaktır. Gelin ülke yararına aklımızı kullanalım!