Diyanet-Mısıroğlu
Diyanet İşleri Başkanlığı Olağanüstü Din Şurası kararları çerçevesinde Cumhuriyet devrimleri vahim hatalarla ve bilgisizce suçlanırken, FETÖ darbe teşebbüsünün Cumhuriyet'in devrimlerinin getirdiği sorunlar nedeniyle ortaya çıktığı iddia edilmektedir.
Said-i Nursi'nin yandaşlarından olan ve ta 1960 yıllarından gazeteci olarak tanıdığımız, bildiğimiz başındaki fesle ekranlara çıkan Kadir Mısıroğlu, “Keşke Yunan galip gelseydi. Ne şeriat yıkılırdı. Ne medreseler lağvedilirdi. Ne hocalar asılırdı. Hiçbiri olmazdı” demiş.
Ne ilgi çekicidir ki, Diyanet raporunun açıklanmasıyla Kadir Mısıroğlu'nun açıklamaları aynı güne rastlamaktadır.
31 MART 1909
Diyanet Olağanüstü Din Şurası kararlarında Cumhuriyet'in devrimleri suçlanırken FETÖ darbe teşebbüsünü Cumhuriyet'in getirdiği ve Cumhuriyet tarihi boyunca din, devlet, toplum arasında yaşanan sosyopolitik gerilim süreçlerine bağlı olduğu iddia edilmektedir.
Soru: O raporu hazırlayanlara şunu sormak gerekmektedir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde tarikatlar da, medreseler de kendi bildiklerini yapmakta ve siyasi faaliyetlerde bulunmaktaydılar. Peki, buna rağmen 31 Mart 1909 Derviş Vahdeti Ayaklanması neden çıkmıştır? Ayaklanmacılar "kadınlar sokağa çıkıyor, din elde gidiyor" sloganları atıyorlardı.
KAN DERYASI
31 Mart 1909 Derviş Vahdeti Ayaklanması sırasında mektepli zabitler İstanbul'da katledilirlerken ve başka katliamlar sürerken ve bu ayaklanma Anadolu'ya yayılırken padişah Abdülhamid İstanbul'daki orduyu kışlasından çıkartmamıştır. Çünkü Nakşibendi tarikatına sempati duymaktaydı. Derviş Vahdeti de Nakşibendi tarikatındandır. Ayaklanma bilindiği gibi Hareket Ordusu tarafından bastırılmıştır.
İstanbul'da tıbbıyeliler de silahlanarak ayaklanmacılara karşı harekete geçmişlerdir. Diyanet raporunu hazırlayanlar buna ne cevap verebileceklerdir?
MENEMEN
Cumhuriyet'in ilanının ardından Menemen'de “mürteci” ayaklanması çıkarılmıştır. O ayaklanmayı çıkaranların sloganları şuydu: “İngilizler gelecek, din kurtulacak!” Ve Teğmen Kubilay'ın başını şimdiki IŞİD'ciler gibi keserek sopa ucuna bağlamış ve dolaştırmışlardır. Ama cezasını da çekmişlerdir. Bu ayaklanmanın arkasında dış güçler olduğu benim belgeselini yazdığım Altay Paşa raporunda vardır.
MISIROĞLU
1957 yılında gazetecilik mesleğime başladığımdan beri çok şeyleri görmüş ve yazmışızdır. İlim Yayma Cemiyeti gibi arkası karanlık bir takım cemiyetler de o zaman takip ettiklerimizdendir. Kadir Mısıroğlu da bildiklerimizdendir. Said-i Nursi'ya bağlılığı bilinmektedir. Said-i Nursi'nin öteki adı Said-i Kürdi'dir. Said-i Kürdi 31 Mart Ayaklanaması'nda Sultanahmet Meydanı'nda ayaklanmacıları destekleyen konuşma yapmıştır.
İTİLAF FIRKASI
Mısırlıoğlu emperyalizmin maşası olan Yunan işgalcilerinden söz ederken, “keşke Yunanlılar galip gelseydi. Ne hilafet ne şeriat yıkılırdı” demiş. Milli Mücadele ve Anadolu İhtilali başlarken ve devam ederken Mustafa Kemal Paşa'nın kadrosuyla beraber yeni bir rejim kuracakları da artık bilinenlerdendi. Mısıroğlu o dönemde yaşasaydı Milli Mücadele ve Anadolu İhtilali'ne karşı olan Hürriyet ve İtilaf Fırkası (Partisi) mensuplarında mı olacaktı acaba?
Hamdullah Suphi Bey, Anadolu'ya geçmeden önce Sultanahmet camine gitmişti. Söylediği şudur: “Sultanahmet camisinin taşları ah ah diye inliyordu. Kapının önünde süngülü İngiliz askerleri vardı.” Mısıroğlu'na sormak icap eder. Cumhuriyet'i getiren, Milli Mücadele ve Anadolu İhtilali yapılmasaydı camilerin önünde hangi bayraklar olacaktı.
CAMİLERE GENÇLİK KOLLARI
Diyanet İşleri Başkanlığı Din Şurası kararları camilere bağlı gençlik kolları oluşturulmak istenilmektedir. Bu vahim bir taleptir. Öyle bir şey olduğu taktirde ortaya giderek “dinci zaptiyeler” çıkacaktır. Ve sokaklarda herkesi sorguya çekmeye başlayacaklardır. Bunun getireceği neticelerin hangi çatışmalara ortaya çıkaracağı iyi bilinmelidir. Cumhuriyet'i suçlarken biraz akılların başta olması gerekmektedir.
Milli Mücadele ve Anadolu İhtilali başladığında saray hilafet ordularıyla Kuvvay-ı Milliyecilere saldırmış, bu hilafet orduları Kuvvay-ı Milliyecileri “gevur, dinsiz” diyerek linç etmişlerdi.
Akılların başlara toplanmasında sayılamayacak kadar faydası vardır.
Bütün bunların Lozan'a karşı saldırılar başlatıldığında gündeme gelmesi de oldukça ilgi çekicidir.