Diyanet'in ihtiyacı Rifat Börekçi modeli

Diyanet İşleri Başkanlığı, Cumhuriyetimizin en önemli kurumlarından. Devrimle var ettik. Önemli işler yaptı. Fakat bir süredir Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, sık sık gündeme geliyor. Bunun yanı sıra neredeyse bütün millî bayramlarda “Diyanet fetvasında Atatürk dedi, demedi” tartışması yaşanıyor.

Ayasofya'nın açılışında vakıf sözleriyle başlayan süreç geçen hafta Yargıtay'ın dua ile açılmasıyla alevlendi. Erbaş'ın “İnanç siyasete, adalete, yargıya yansımasın diye ortalığı ayağa kaldırıyorlar.” diyerek doğrudan laikliği hedef alan sözleri büyük tepki topladı. Ardından ilginç olaylar yaşadık. Eski Ak Parti Milletvekili Resul Tosun, “Laikliğin Anayasa'dan çıkarılabileceğini” ifade etti. Mil-Diyanet Sen üyeleri, gazeteci Yılmaz Özdil için "Cenaze namazı kılınmasın, ölüsü yıkanmasın" açıklaması yaptı. Süreç kışkırtmaya kadar uzandı, tehlikeli bir hâl aldı. Önceki gün Kadıköy'de cami ateşe verilmeye çalışıldı. Önceki gün Ali Erbaş'ın “Günaydın demek cahiliye dönemi alışkanlığı” tartışmasıyla güne başladık. Dün de Resmi Gazete'de yayımlanan kararla Diyanet İşleri Başkanlığına Ali Erbaş yeniden atandı.

Rifat Börekçi, Meclis'in açılışında Atatürk'le birlikte

AK PARTİ VE MHP'DEN ÖNEMLİ UYARILAR

Türkiye birkaç haftadır “Laiklik” tartışıyor. Tartışmanın büyümesini isteyenler var. Etnik ve dinsel ayrışmaların pususunda olanlar var. Özellikle Millet İttifakı da bu tartışmayı daha çok gündemde tutmak istiyor. Ülkemizin birçok sorunu varken, bu tartışmalarla vakit kaybediyoruz. Örneğin önceki gün Aydınlık'a konuşan Ak Partili Akçakale Belediye Başkanı “Suriye ile sorunları çözelim” diyor. Doğuda DEDAŞ köylülerin trafoları sökülüyor. İdlib konusu yine gündeme geldi. Bizim bu sorunları konuşmamız ve hemfikir olarak çözmemiz lazım. Ak Parti sürekli Ali Erbaş'a laf yetiştiriyor ya da onun açıklamalarına “Aslında şunu demek istedi” diyerek, anlatmaya çalışarak vakit kaybediyor? Biri çıkıp da, “Bu konulara girme. Önümüzde şu sorunlar var, bunlara odaklanalım.” diyemiyor mu? Bu durum Ak Parti'de stratejik bir bakış açısı olmadığını gösteriyor.

Aslında laiklik konusundaki tartışmalara cevap Ak Parti ve MHP'den geldi zaten. Ak Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Laikliğin anayasadan çıkarılması gibi bir teklife AK Parti'nin olumlu bakması mümkün değildir. Laiklik toplumsal barışı sağlayan bir mekanizma olarak da son derece kıymetlidir.” dedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Millî ve manevi değerler eksenine tutunan sert kutuplaşmalar zaman zaman tehlikeli boyutlara ulaşarak milli birlik ve dayanışma ruhuna zarar vermiştir. Diyanet İşleri Başkanlığımızı ve laikliği eş zamanlı olarak sıcak tartışmaların içine sürüklemek Türkiye’nin aleyhine kulis yapan, yıkım senaryosu hazırlayan zalim mihrakların eline koz vermektir. Laiklik sütununu kırdırmayız.” açıklaması yaptı.

KÜRESEL GÜÇLERE BAŞKALDIRACAKSINIZ...

En önemlisi de Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sakarya Meydan Savaşı'nın 100. yılında çok önemli vurgular yaptı. Erdoğan, “2023 hedeflerimiz tıpkı milli mücadelenin kendisi gibi küresel senaryolara karşı bir başkaldırıdır.” dedi.

Ülkemiz emperyalizme karşı bir vatan savaşının içinde. Küresel senaryolara karşı başkaldırı, vatan savaşının başarıya ulaşması ancak iç cepheyi sağlam tutmaktan geçiyor. Atatürk Nutuk'ta bunu söylüyor. Nutuk'un bir cümlelik özeti var: “Aslolan iç cephedir!”

Fakat son bir haftadır Erbaş'ın açıklamaları ve Diyanet üzerinden süren tartışmalar, iç cephede ayrılıklar yaratıyor. Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek bu durumu, “Yargıtay açılışında Biden’a hizmet eden dua” olarak nitelendiriyor ve Ak Parti'nin düşüşünü dua ile durduramayacağını belirterek asıl sorumlulara işaret ediyor.



ODAKLANACAK ÇOK KONU VAR

Diyanet İşleri Başkanlığı, Cumhuriyetimiz için en önemli kurumlardan ve yapacağı çok iş var. Özellikle “küresel senaryolara karşı başkaldırıda” Diyanet İşleri Başkanına büyük rol düşüyor.

Türkiye'nin birliğini, iç cepheyi düşünmeyen bir Diyanet İşleri Başkanı olabilir mi?

Laiklik üzerinden Türkiye'nin Anayasası'nı hedef alan bir Diyanet İşleri Başkanı olabilir mi?

Yarattığı tartışmalarla iç cephede ayrılıklar çıkaran bir Diyanet İşleri Başkanı olabilir mi?

Biden cephesinin etnik, kimliksel ve dinsel yangın çıkarma çabalarına benzin taşıyan bir Diyanet İşleri Başkanı olabilir mi?

Bir hatırlatma yapalım. Aydınlık olarak, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın hazırladığı gizli tarikat raporunu açıklamıştık. Raporun sonuç bölümünde cemaat ve tarikatların denetlenmesi ve toplumun olumsuzluklara karşı bilinçlendirilmesi isteniyor. İmam Hatip Liseleri ve İlahiyat Fakültelerindeki eğitimin kalitesinin de artırılması öneriliyor. Niye Diyanet'in bu konudaki girişimlerini konuşmuyoruz. Ali Erbaş bu konuda neden bilgilendirme yapmıyor da “Günaydın”la uğraşıyor? Diyanet tehdit oluşturacak tarikatların temizlenmesinde daha etkin görev almalıdır.

Aşı karşıtları mitingler yapıyor, bazı tarikatlar aşı olmayın diye emirler veriyor. Niye Diyanet aşı karşıtlarının ve tarikatların bu konuda yarattığı tahribatlara karşı önlem almıyor, açıklamalar yapmıyor?

Peki ülkemizin nasıl bir Diyanet İşleri Başkanı'na ihtiyacı var?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İkinci İstiklâl Savaşı” verdiğimizi vurguluyor. İkinci İstiklâl Savaşımızın kökleri, Kurtuluş Savaşımızda. Kurtuluş Savaşı'nın en önemli kişilerinden biri, daha sonra ilk Diyanet İşleri Başkanı olacak olan Rifat Börekçi'dir. Börekçi, Millî Mücadele’nin ilk yıllarında Ankara Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti’ni kurdu, Millî Mücadele aleyhinde verdiği fetvayı reddeden bir fetva verdi, halkın Millî Mücadele etrafında toplanmasında son derece etkili oldu.

Bugün Diyanet İşleri Başkanı'nın küresel senaryolara karşı, emperyalist saldırılara en önde göğüs geren, halkı birleştirici bir rol oynaması gerekiyor.

Diyanet Başkanı neden bu kadar konuşulmak isteniyor? Hiç ders almıyor mu? En önemlisi Ak Parti ders almıyor mu? Cumhurbaşkanı dua ile çözüm arayacağına, sorunlara doğru program çerçevesinde akılcı çözümler getirmezse, birleştirici açıklamalar yapanları değil, toplumun altını dinamitleyen söylemleri dillendirenleri sahip çıkmaya devam ederse çevresinde “Günaydın” diyecek birini dahi bulamayacak.