Diyarbakır anketinin ötesi-(TAMAMI)

Sosyal Siyasal Araştırmaları Merkezi (SAMER), Diyarbakır’da yaptığı ankette, “Bir referandum olsa Kürtler ne ister?” diye sormuş. Ankete katılanların yüzde 49,2’si “demokratik özerklik”, yüzde 19,2’si “bağımsızlık”, yüzde 5,4’ü “federasyon”, yüzde 7,1’i “merkezi yönetim” seçeneğini işaretlemiş.

Bu durum 20 Mart 2012 tarihli gazetelerin çoğunda “Halkın yarısı özerklik istedi” manşetiyle verildi. Hesap yanlış: Ankete katılan Diyarbakırlıların “demokratik özerklik, bağımsızlık, federasyon” isteyen yüzde 73,8’i mevcut düzene (statükoya) karşı. Yapısal ve yönetimsel değişiklik istiyor. Bu durumda, geriye kalan yüzde 26,2 bugünkü düzenden memnun, devamını istiyor.

***

Kürt sorununda artık geri dönülmez bir noktaya gelindi. Türkiye’nin doğu ve güney-batısında ne kadar, batısında ne kadar Kürt yaşıyor, oranlar ne? Bilinmesi gerekiyor. Doğu ve Batı Kürtleri aynı çözümü mü istiyorlar? Bilinmesi gerekiyor.

“Demokratik özerklik”in, “Bağımsızlık”ın, “Federasyon”un, devletler hukuku bağlamında ne anlama geldiğinin de bilindiğini sanmıyorum. Artık bu konularda, televizyon lafazanları değil, Prof. Dr. Erdoğan Teziç, Prof. Dr. Hüseyin Pazarcı, Prof. Dr. Oktay Uygun gibi konunun uzmanları konuşmalı.

Gerçekten, “Demokratik Özerklik ne demek?”, Anayasa’da Kürt kimliğini tanımak mümkün mü? Ana dilde eğitim ve öğretimin, federasyon ve bağımsızlık anlamına geldiğini siyasetçilerin, yazıcı ve konuşmacıların çoğunun bildiği kanısında değilim. Bağımsızlık ya da en azından federasyon istenmiyorsa, neden ille de anadilde eğitim-öğretim dile dayatılıyor.

Ülkeyi yönetenlerin de Kürtlere anadilde eğitim-öğretim hakkı veremeyeceklerini bildiklerini sanmıyorum.

Pazarlığa anadili karıştırmanın gereği yok, karıştırmak tehlikeli. İsteyen bağımsızlık, federasyon ya da demokratik özerklik istesin, verecek olan bakalım hangisini verebilecek.

***

Sorunu somutlaştırmak için, TC. Erbil Başkonsolosluğu’na Irak Kürt Özerk Bölgesi’nde Üniversitelerde hangi dilde öğretim yapıldığını sordum. IKÖB’de (Erbil, Süleymaniye ve Dohuk illerini kapsamaktadır) 12 devlet ve 12 özel üniversite varmış. Erbil Başkonsolosluğu’nun verdiği bilgiye göre: [Üniversitelerin birçoğunda eğitim Kürtçe olarak verilmektedir. Bununla birlikte henüz yeterli kaynak olmadığı için birçok ders kitabı da İngilizce ve Arapça’dır. Bazı kitapların Kürtçe’ye tercümeleri de mevcuttur. ‘Tıp, Mühendislik, Fizik, Kimya, Biyoloji’ gibi Fenni bölümlerinin dersleri İngilizce, ‘Hukuk, Siyaset, Tarih, Coğrafya’ gibi Sosyal bölümlerin ise dersleri Arapça olabiliyor. Öğrenciler sınavlarda Kürtçe cevap verebiliyor. Buna ek olarak listeden göreceğiniz üzere özel üniversiteler arasında bazı yabancı üniversiteler de bulunmakta. Bunların eğitim dili İngilizce’dir. Erbil’de ayrıca ülkemizden Özel Işık Üniversitesi de bulunmaktadır.

Diğer yandan Selahaddin Üniversitesi ve Köysancak Üniversitesindeki Türk Dili ve Edebiyatı bölümlerinde ülkemizden gelen okutmanlar görev yapmakta, bu bölümlerde Türkçe eğitim verilmektedir.]

***

Türkiye’nin bir bölgesinde özerk, federatif ya da bağımsız bir Kürt devlet ve bölgesi kurmanın hukuki yanını bir tarafa bırakalım. Böyle bir hayal gerçekleşse bile, Kuzey Irak’ta Kürtçenin Sorani lehçesi geçerli olduğu için, bölgede kullanılan öğrenim malzemesi kitapların bizimkilere bir yararı olmayacak, eğitim ve öğretim büyük oranda Türk dili ile yapılacak ve Türkçe bölgenin iletişim dili (langua franca) olarak kalacaktır. Kürt bölge ya da devletinin kurulmasını kimse Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla birbirine karıştırmasın. 1923’te Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu zaman gerisinde en azından bin yıllık bir devlet geleneği ve örgütü vardı.

Türkiye Kürtleri Cumhuriyet’ten ayrılmak istiyorsa, buna kimse engel olamaz. Er ya da geç amaçlarına kavuşurlar. Ama bunun yolu yordamı var. Bu yol ve yordam, “silah” ise, iş her iki taraf için de zor. Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti hukuk bağlamında vereceğinden daha fazlasını veremez. Aklı olan, Ankara’daki hükümete ne verebileceğini sorar.

***

Kürtçü militanlar bu yazımı gene tersinden anlayacaklar. Tekrar ediyorum: Kişisel olarak ne özerk bölgeye, ne federasyona ne de ayrı devlete karşıyım. Ancak böyle bir şeyi desteklemem de. Doğru iletişim kurulması için uyarıda bulunuyorum. Anadilin özgürce öğrenilmesi başka (günümüz düzeni içinde bu gerçekleşebilir), anadilde eğitim başka (ancak federasyon ve ayrı devlette mümkün)...

Kim ki bir üniter devlette resmi dilden başka bir anadilde eğitim ister, o, üniter devlete karşıdır.

Anlaşıldı mı? Nokta!