Doğan Yurdakul

Doğan Yurdakul’u 1960 öncesinde Bahçelievler Deneme Lisesi’nde öğrenci olduğu yıllardan tanırım. Biz Lise sondayken, O Ortaokul sondaydı. Ağabeyi Uğur Yurdakul, Uğur Mumcu ile aynı sınıftaydı, bizimle aynı yaşlardaydı. Uğur ve Doğan, vali çocuklarıydı, ama herkesle eşit olmak, herkesle kardeş olmak, onların Cumhuriyet ocağından aldıkları özellikleriydi. Her ikisi de arkadaş canlısıydı. Bir Cumhuriyet ailesinde yetişmişlerdi. Babalarını erken kaybettiler. Anneleri Nermin Yurdakul, kişilikli, girişken, mücadeleci bir aydındı.

KIDEMLİ AYDINLIKÇI

Doğan Yurdakul, Liseden sonra Hukuk Fakültesi’nde öğrencimiz oldu. Araştırmaya incelemeye meraklıydı, sık sık gelirdi. Ablası Sevil Yurdakul, Doğan Avcıoğlu ile evliydi. Doğan Yurdakul, eniştesinin Devrim dergisinde de çalışıyordu, ancak Avcıoğlu’nun seçkinci çizgisini benimsemedi. Türkiye’nin geleceğinin emekçilerle yaratılacağının bilincindeydi. Proleter Devrimci Aydınlık grubuna katıldı, Partili oldu. Kıdemli Aydınlıkçılardandır.

KİRİŞ ALİ

12 Mart Cuntasının zor günlerinde verilen her görevi en küçük tereddüt göstermeden, kararlı olarak yerine getirdi. Söke köylerinde çalıştı. Orada disipliniyle, çalışkanlığıyla, insancıllığıyla köylülerin sevgisini kazandı. Avşar köyünden Ahmet Uyanık, Doğan’a “Kiriş Ali” adını verdi. Kırdaki, dağdaki kuzu kulağı, keçi kulağı, kuzu körmeni, sarı ot gibi otlarla beslenmeyi de öğrenmişti. Bir gün pırasa sanıp kiriş otu yiyor. Zehirleniyor. Yarım bakraç yoğurtla kurtuluyor. İsmi oradan kalıyor. Kendisine yakışan bir isimdi. Mamak Cezaevinde bile Kiriş Ali diye çağırırlardı O’nu.

DİRENÇLİ DOĞAN

1 Mayıs 1972 günü Söke Avşar köyüne yapılan harekâtta, dağa bizimle buluşmaya gelirken Harım denen yerde Daşar Karadağ, Kabil Kocatürk ve Ümit Üçok ile birlikte gece yarısı pusuya düşüyor ve yakalanıyor. İzmir Şirinyer’de çok işkence gördüler. Doğan, sarsılmadı, direndi, örnek bir tavır aldı. Kanlı pantolonunu çamaşırların arasına saklayarak annesine ulaştırıyor. Nermin Hanım da gidiyor tanışları olan Başbakan Ferit Melen’in önüne atıyor “Al marifetinizi gör” diyor.

12 Mart döneminde Mamak Cezaevinde verilen her görevi disiplinle yerine getirdi. Cezaevindeki direnişlerde, mahkemede dimdik ayaktaydı. Meşhur TİİKP Davası Savunma’nın yazılışına geniş katkısı oldu.

1974 Genel Affının dışında bırakılmıştık. 1974 Temmuz ayında Anayasa Mahkemesi’nin genel affın eşit uygulanması yönündeki kararıyla Mamak Cezaevi’nden çıktık. İlk gece onların evde toplanmış türküler söylemiştik. Hüküm duruşmasına katılan diğer arkadaşlarla birlikte, hükmün okunmasını “Kahrolsun Faşizm” diye protesto ettikleri için 15 gün hapse atılmıştı.

MİLİTAN DOĞAN

Doğan Yurdakul, Aydınlıkçı hareketin önder kadrosundaydı. Çeşitli toplantılarda ve anmalarda örgütümüzü temsil etti, konuşmalar yaptı. Bütün önderlerimiz gibi aynı zamanda militandı. 1977 yılı 28 Mayıs günü İstanbul gazetelerinde çıkan “Duvarlara afiş asan 109 kişi yakalandı” haberinde Doğan Yurdakul ve Erkan Yücel’in fotoğraflarını görüyoruz.

ÖLDÜRÜLECEKLER LİSTESİNDEKİ DOĞAN

Doğan, 1974 yılı Kasım ayında çıkan Aydınlık dergisinin sahibi ve yöneticisi idi. Derginin Sıkıyönetimce yasaklanması üzerine Halkın Sesi dergisinde çalıştı. 1 Mayıs 1977 öncesinde Aydınlık adına basın toplantısı yaparak, 1 Mayıs’ta tertip hazırlandığını kamuoyuna açıkladı ve Taksim’deki mitinge gruplar olarak değil, kişiler olarak katılmayı önerdi. Bizi dinlemediler, Gladyo’nun kanlı tertibine sahne hazırladılar.

Doğan Yurdakul, 1978 Martı’nda günlük olarak yayımlanan Aydınlık’ın Ankara temsilciliğini yaptı. Ferit İlsever, Nuri Çolakoğlu, Eşi Leyla Yurdakul, Leyla’nın annesi Armağan Anar ablamızla birlikte Aydınlık’ın Kontrgerilla yayınlarında her türlü baskı ve tehdidi göğüslediler. O günlerde Doğan Koloğlu Ağabeyimiz, Hürriyet gazetesinde çalışıyordu. Gladyo’nun Aydınlıkçılardan 10 kişilik bir liste yaparak öldürme kararı aldığını bildirmişti. Doğan Yurdakul da listedeydi. Tim bile kuruluyor. Ancak bu girişimi öğrenen hükümet yetkilileri olaya müdahale ediyor.

GURBETTEKİ DOĞAN

12 Eylül 1980 Amerikancı Darbesinden sonra aranan devrimciler arasındaydı. Partili mücadelesine Fransa’da devam etti. 1991 yılında Fransa Komünist Partisi Kongresi’nde Partimizi Doğan’la birlikte temsil ettik. Çok iyi Fransızcası vardı. Yine o yıllarda Partimizin Yurtdışı Kongresi’nde hatırlıyorum O’nu. Sağlığı çok bozulmuştu.

Vatanından uzaklarda yaşamak, Doğan’a göre değildi. Yalnızlık da Doğan’a göre değildi. Gurbet yılları O’nu çok sarstı, çok acı çekti.

Doğan Yurdakul, temiz yürekliydi, namusluydu, birikimliydi, çalışkandı, sohbeti tatlıydı, uyumluydu, insan adamdı, erdemli bir arkadaşımızdı. O’nu Çarşamba günü Ankara’da toprağa veriyoruz.

YENİ DÖNEMİN STRATEJİ VE SİYASETLERİNİ İŞLEMEYE YARIN DEVAM EDECEĞİZ.