Doğu Tablerleri: Mâûn

Gelin biz, insanlığa ait olanı insana verelim, iş bitsin.

Verelim bakalım geriye ne kalacak, ele alalım:

Ekmek de emek de cevherdir, bölüştükçe eksilmez,

Artar dökülmez, gelin zerreye dek sahibine verelim.

Elimizin kazancını ellere dağıtalım, var mısınız?

Görelim bakalım geriye ne kalacak, gelin göze alalım.

Birisi uzun zamandır konuşuyor, epeyce devir,

İşitin bakalım ne diyor, dilin hakkını söyleyene verelim.

Gördünüz mü düpedüz ahdini bozup yol keseni,

Akıbeti yalayıp yuttuğu ateşin tütmesinden belli olanı?

Oysa bahçenin hayat edilmesinin hayali güldür,

Arzuyu doğuran arzunun toprakta çektiği dünya çilesi,

Gelin, hayal kuranın nimetini kendisine verelim.

Günle beraber tarlaya gidip ekinleri yoklayan kimdir?

Ekin, düşün devamı değil midir, hay ellerimizindir.

Gelin, insanlığa ait olanı insana verelim, aşk başlasın.

Onlar, hep kendine sıkıştıranlar, taşlaşıp kalır.

“İşte odur yetimi itip kakan!” sözünü getiren ulu,

Biliyor ateşin aklındakini, meyli olmasa kaynar mı su?

Suç zorbada görünür, ancak zoru kaptıran suçlu,

Nehirler nasıl yıkarsa kendini, yıkasın us elini yüzünü.

Yoksulun doyduğuyla içini doldurana vay edildi,

Dertlerin sizden yayıldığını görmeniz için ne yapmalı?

Yerler, gökler ile işleyen madde inkâr edilebilir mi?

İçeride erk bu denli düzgün işlerken, kimdir,

Rotayı kayalıkların, derin uçurumların üzerine kıran,

Hem sağa, hem sol yana dümen çeviren kim?

Varlığın köşküne zorbayı sokmak ne demek ola?

Gelin, canlının biriktirdiğini canlının mülkü kılalım.

Peki, siz hiç ikiyüzlü bir hayvan gördünüz mü?

Ellezînehum yurâûn. Ve yemne’ûne’l-mâ’ûn.*

Damladan derya dileyelim, gelin fırtına üfleyelim,

İnsanı kutlu kılan inkılâpla savrulsun melun.

Kurtul iç darlığından, baş ağrısından, sancı dinsin,

Açalım yolunu uzaktan gelenin, isyan dinmesin.

*Maun Suresi: 6. Ayet: Onlar (ibadetlerinde) gösteriş yaparlar.

7. Ayet: Ve onlar kamu hakkının yerine ulaşmasına engel olurlar.