Doğu Tabletleri: Altmış Yedinci Tablet, Korkut Ata

I

Sümer’den kalkan turna, katar önüne anıları, acı tatlı,

Sürer getirir kamu halka bereketi, bilgi lokmasıyla.

Ne ararsan orada ara, yürür söz, yüklenir aşk yükünü,

Ulaşır Korkut Ataya töz, destanla ölüp dirilen atlı.

Açtım gözümü gecede, kutlu ağzını açınca sen, ey ata,

De bana, nedir muradın böyle yanıp tutuşmakla?

Kalbime bakıp söyle, Asya kamusunun kutluk diliyle,

Konuş atam, tarihin otağında topla yine ozanlarını.

Söz indi, buğday göverdi gökte, kara toprak akçalandı,

Köklerimiz uçmaklandı, göklerimiz düşmeklendi.

Yol açtın kanatlı, çıktık yerden arşa kırk demir atlı.

Ayıt bize ata, kamu boylarının ateşli bozkır nefesiyle,

Hükmün kanunu beşikten çıktı, türküyle büyütüldü.

Oğuz’u boy boyladı, soy soyladı, söz söyledi Dedem,

Vurdu yasanın teline, bağladı kötülük yollarını.

Saldı kahramanlarını Boğaç Han, Salur Kazan Oğlu,

Yiğit övüldü, yağı sövüldü, ant içildi kımız ile.

Aldı kutsal kopuzu eline, Korkut Ata bir daha söyledi:

Kılıç şimşeklerinden aşıp yetişen sesimi duyun,

Dinleyin beni aşkla, gönlü gül, aklı çelik yiğitlerim,

İnsan yiyen o boynuzlu canavarın sonu geldi.

Haydi! Derilsin fedai, toplansın erler, karargâh birdir.

Ey aslan yürekli, kaplan pençeli, kurt kuvvetli can oğul,

Dizleri titreyen kanlı zalimi yere çalmanın vaktidir!