‘Dokunulmazlık’ta ‘Yetmez ama evet!’
Başbakan Ahmet Davutoğlu dün sürpriz bir çıkış yaptı ve “Hodri meydan, Meclis’te bekleyen 506 dosyadaki dokunulmazlıkların hepsini birden kaldıralım” dedi.
Başbakan 506 dedi ama Meclis’te bekleyen fezlekelerin sayısı aslında 546...
Bunların 278’i, 41 HDP’li vekil hakkında düzenlenmiş... En çok fezleke düzenlenen HDP’li vekil ise 57 dosyayla Selahattin Demirtaş...
HDP İstanbul Milletvekili ve Meclis Başkanvekili Pervin Buldan da 46 dosyayla fezleke rekortmeni HDP’liler arasında...
***
HDP’yi 33 milletvekili ve 116 fezleke ile CHP izliyor.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında 37 fezleke bulunuyor.
***
AKP ise 22 vekil ve 41 fezleke ile üçüncü sırada...
Bu partinin en çok fezlekeye sahip milletvekili, 10 dosya ile eskinin yandaş yazarı Şamil Tayyar! Kumpas soruşturmaları döneminde yayımladığı iftira dolu yazıları nedeniyle suçlanıyor.
Ahmet Davutoğlu’nun hakkında ise hiç fezleke bulunmuyor.
***
MHP ‘ye gelince... Sadece 6 vekil ve 12 fezleke ile son sırada...
MHP lideri Devlet Bahçeli, 5 fezleke ile partisinin bu konudaki liderliğini de kimselere bırakmamış...
***
Başbakan’ın bu önerisini yürekten destekliyorum ve “Yetmez ama evet” diyorum!
“Yetmez ama evet”; Cumhurbaşkanı’nın yargılanmasının önündeki yasal engeller de kaldırılmalı...
“Yetmez ama evet”; Meclis, bundan sonra hakkında fezleke düzenlenecek her vekilin dokunulmazlığını anında kaldırmalı, bu konuda ilke kararı alınmalı...
“Yetmez ama evet”; Meclis “suçluların sığınma evi” olmaktan kurtulmalı...
“Yetmez ama evet”; suçlu bürokratların sahip oldukları örtülü dokunulmazlık da kaldırılmalı... Resmi amirlerde bulunan “memurların yargılanmalarına izni verme yetkisi” iptal edilmeli. Böylece suç işleyen bürokratlar da gördükleri siyasi himaye sayesinde yargılanmaktan kurtulmamalı!
***
Kırk yıl düşünsem; bir gün “Yetmez ama evet”çi olacağım aklıma gelmezdi!
Hadi; bakalım Davutoğlu...
Umarım KaçAk Saray’dan gelecek bir uyarıyla çark etmezsin!
İSTİHBARAT!
Dün İstanbul’da ve Ankara’da Almanya paniği esti!
Bu ülkenin Ankara Büyükelçiliği ve İstanbul Konsolosluğu ile İstanbul’daki Alman okulları dün “saldırı istihbaratı” nedeniyle kapatıldı.
Özellikle İstanbul’daki vatandaşlar endişe dolu saatler yaşadı.
Alman Dışişleri Bakanı Frank Walter Steinmeier , “kanıtlı ve somut bir istihbarat nedeniyle” bu kararı aldıklarını söyledi.
İlahi Steinmeier; terör istihbaratının kanıtı mı olur?
Olursa; bu, “İşin içinde biz de varız. O yüzden bu kadar eminiz” demek değil midir?
***
Kısacası... Ülkemizin “casuslar cenneti”ne dönüşmesinde payı olanları tüm kalbimle lanetliyorum!
GÜNÜN SORUSU
Yandaş medyanın dünkü haberine göre İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu’nun, Doğan Medya Onursal Başkanı Aydın Doğan, kızı Hanzade Doğan Boyner ve Türkiye İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince’nin de aralarında bulunduğu 47 kişi hakkında akaryakıt kaçakçılığı yapmak için örgüt kurmak suçlamasıyla yürüttüğü soruşturmada dava aşamasına gelmiş... Eğer haber doğruysa, bu isimler bugün yarın gözaltına alınabilir... Sorum İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu’na:
“Çok gizli” yürütülen bu soruşturmalar nasıl oluyor da birkaç yandaş gazeteye aynı anda sızdırılıyor? Bu bilgiyi sızdıranlar ve yayımlayanlar suç işlemiş olmuyor mu?
Bodrum’a beş yıldızlı devlet tesettür kampı!
Diyanet İşleri Başkanlığı, Bodrum’un turizm cenneti Yahşi’de mavi bayraklı bir koya göz dikmiş...
Hazine’ye ait Camel Beach Koyu’na, 30 milyon lira yatırımla İslam Tanıtım ve Bilgilendirme Merkezi yapacakmış...
Muğla Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, projeyle ilgili ruhsat çalışmalarını tamamlamış...
Tesiste sözüm ona turistlere iyi, doğru ve düzgün dini bilgilerle “İslamiyet” tanıtılacakmış...
Yerseniz!
Asıl amaç belli:
Bodrum’un en gözde turizm cennetine beş yıldızlı bir “devlet tesettür kampı” kurmak ve Yahşi’deki “modern hayat”a son vermek!
Tesisin yatırım ve işletme maliyeti bizim cebimizden çıkacak; Diyanet’in imamları, karıları ve çocukları haşemayla denize girip bedava tatil yapacak!
***
Geçmişte de çok kötü yönetildiği dönemler olmuştu ama... Şu Diyanet İşleri Başkanlığı, hiç bu kadar istismar edilmemişti!
156+263!
Abdullah Gül ‘e sormaya devam ediyoruz. Söz sırası Kaşif Arslanoğlu’nda... Sizin de Abdullah Gül’e söyleyecekleriniz varsa mustafa0mutlu@gmail.com adresine gönderebilirsiniz:
“Abdullah Bey...
Mustafa Bey ve okurları size Huber’i, Kanlıca’daki yeni evi, Suudi Kralı’nın hediyesini falan sorup duruyor. Benim sorum ise farklı: Hiç hesapladınız mı; bu ülkeye ne verdiniz, ne aldınız? Ben hep verdim. Aldıklarımın bile parasını verdim. Hatta şehit verdim. Ya siz Sayın Cumhurbaşkanı; siz ne verdiniz? Hangi unutulmaz, eşsiz hizmete imza attınız? Ve karşılığında bugüne kadar devletten ve devlet sayesinde kuruşu kuruşuna kaç lira kazandınız?”
GÜNÜN İSYANI
PKK ‘nın yönetimindeki Suriye’nin kuzeyinde, yani Türkiye sınırında dün Federe Kürt Devleti kuruldu. İsyanım 5 Eylül 2012’de, “En yakın zamanda Şam’a gidip Emevi Camii’nde namaz kılacağız” diyen Recep Tayyip Erdoğan’a:
Başka ülkelerin camilerinde namaz kılma hevesi uğruna, bu ülkenin camilerini güvensiz hale getirdiğinin farkında mısın?