Dolar neden tutulamıyor?

Dolar her gün rekorlar kıra kıra değer kazanırken ülke olarak kaybediyoruz. Bu olağanüstü yükselişlere hükümet seyirci. Onun başka gündemi var. Türkiye’nin tüm ekonomik yapısal sorunlarını da çözecek “başkanlık sistemi”ne odaklanmış! Buna karşı çıkanı neredeyse vatan haini ilan edecekler.
Dolar bu kadar artarken Merkez Bankası neden müdahale etmiyor? Faiz artışına neden gitmiyor? Döviz satarak neden müdahale etmiyor? Çok reklamı yapılan yurtiçindeki döviz satıp TL’ye geçme kampanyaları neden işe yaramadı?
MERKEZ BANKASI KORKUYOR!
MB’nın 24 Ocak toplantısında faiz artırıp artırmayacağı belli değil. Külliye’den ciddi biçimde korkuyor. Belki kanamayı durdurmayacak ama MB bir şey yaptı dedirtmek için küçük bir faiz artışı yapabilir. Bu da zaten kanamayı durdurmaz. Kanamanın durması için faizin 200-250 baz artırılması lazım ki bu olanaksız görülüyor.
Döviz talebini karşılamak üzere piyasaya dolar sürebilmesi de çok zor. Çünkü rezervler sınırlı. 30 Aralık 2016 itibarıyla brüt rezervler 92 milyar dolar iken, bunun sadece 34 milyar doları net rezerv. Bu paranın kullanılması da piyasalarda güven bunalımı yaratacağından ayıp ortaya çıkmasın (rezervlerin sınırlı olduğu anlaşılmasın) diye MB sessiz duruyor.
FAİZ LOBİLERİ İŞ BAŞINDAYMIŞ!
Ekonomist Kerem Alkin doların artmasına yabancı bankaların manipülasyonunun sebep olduğunu belirterek Merkez Bankası'nın dolar karşısında aldığı her kararın ardından yabancı bankalardan karşı hamle geldiğini belirterek yüksek faiz isteyen yabancı bankalar iş başında, diyor.
Basında yer alan haberlerin özetinde ise şu var: FETÖ, PKK-DEAŞ'ın saldırıları ile diz çökertilemeyen Türkiye dolar operasyonu ile "Yüksek kur, yüksek faiz" sarmalına sokulmak isteniyor. Özellikle yabancı kuruluşlar yüklü faiz artırımının yapılması gerektiği şeklindeki raporları pompalayarak 24 Ocak'taki Para Politikası Kurulu'nu baskı altına almaya çalışıyor.
SUÇLU BULUNDU
Doların rekorlar kırmasının sebebi olarak tek suçlu dışarısı. Çünkü savaşlar artık teknoloji, finans ve terör yoluyla yürütülüyor. Faiz lobisi faizlerin artması için baskı yapıyor ve spekülatif döviz talebi yaratıyorlar.
Bu iddiada bulunanların şu hususları dikkate alarak bir özeleştiri yapmalarını tavsiye ediyoruz.
*Yıllardır tüketen ve borçlanan bir ekonomi yarattık ve bir gün bunun ceremesini çekecektik. İşte şimdi duvara tosluyoruz.
*Yıllarca sıcak para gelsin diye “yüksek faiz düşük kur politikasını” uyguladık. Şimdi faiz lobilerini suçlayarak çelişkiye düşüyoruz.
*Ülkenin büyümesini sıcak para ve borçlanma ile finanse ettik. Bunun anlamı dolara mahkumiyetti. Bunu bile bile yaptık.
*Asrın projeleri diye ortaya koyduğumuz tüm projeleri dış borçla finanse ettik.Yani başkasının parasını kullandık.
*Sürekli cari açık veren bir ülkeyiz. Net ihracatçı olmayı sağlayacak bir yapısal ekonomi modeline geçmedik. Günü kurtardık. Sürekli sıcak para geleceğini sandık. Sıcak para geldikçe düğün bayram yaptık. Küresel değişimlerin bir gün bizi bu noktaya getireceğini düşünüp gerekli tedbirleri almadık.
*Şimdi de toplumu geren, karpuz gibi iki,üçe ayıran başkanlık sevdasından vazgeçmemekle iddia ettiğimiz dış manipülasyonlara elverişli ortam hazırlıyoruz. Bunun farkında değiliz. İlle de başkanlıkta ısrarımızın ekonomik maliyetini göremiyoruz.
*Bir taraftan terör, bir taraftan Suriye’de ciddi bir savaş verirken ülke riskini artıracak her şeyi yapıyoruz. Milli seferberlik diyoruz ama milleti bölüyoruz.
DOLAR NEREYE GİDER?
Suçluya silah vermeye ve onun suç işlemesi için elverişli koşulları hazırlamaya devam edersek dolar dörtnala koşmaya devam eder. Trump’ın ne yapacağı belli değil. FED faiz artırımları bu yıl dört kez olacak. Başkanlık Meclis’ten geçerse referandum dönemi doların koşmaya devam edeceği bir dönem olacak. Ve doların yarattığı tahribatın önümüzdeki dönemde ciddi külfetlerle(enflasyon,kur artışının devamı, iflaslar vb) karşılaşmamıza sebep olacak.
ÇÖZÜM
Kısa vadeli birkaç esaslı çözüm yolu var:
*Toplumu geren başkanlık sevdasından vazgeçmek.
*Toplumu birleştirici ve kucaklayıcı samimi milli seferberlik programı açıklamak.
*Travma içinde bulunan topluma ferahlık verecek adımlar atmak.
Aksi halde yüzbinlerce kişide dolar sendromuna bağlı henüz ilacı bulunmamış,amansız bir hastalık baş gösterecek. İlk belirtileri, diş hastalıkları, uykusuzluk, düşünememe, renk körlüğü, kendi kendine konuşma, televizyon seyrederken açık oturumda konuşanlara sanki yanımızdalarmış gibi su şişesi fırlatma gibi durumlar olacak. Bizden söylemesi…