Dolar olmadan dolar hesabı açılmasın

Bu yazı yazılırken Merkez Bankası tekrar piyasalara müdahale ediyordu. Yıllardan bu yana tecrübelerim şunu gösterdi. Merkez Bankası'nın döviz kurunu düşürmek için piyasalara elindeki dolardan sürerek müdahalesi hiçbir değeri olmayan hatta elindeki değeri sokağa atmaktan başka bir işe yaramayan bir uygulamadır. Yine aynı oldu. Müdahale edildi. Müdahale ile kur hafifçe düştü. Sonra yine yükselme eğilimine girdi.

Merkez Bankası'nın müdahalesi arkasında dedikoduları da beraberinde getiriyor. “Bunlar yine taraftarlarını zengin ediyor.”, “Haberli işlem yapıyorlar.” Sıradan, sokaktaki vatandaşın böyle düşünmemesi için hiçbir neden yok. Muhalefet de ekonomik olarak sanki bundan farklı ne uygulayacağını taahhüt ediyorsa, bu uygulamaya muhalefet ediyor.

EKONOMİDE KURTULUŞ SAVAŞI. Cumhurbaşkanı'nın bu sözü çok anlamlı. Tamamen doğru bir strateji barındırıyor. Bu tür programlar bir paket içerir. Pakette her şeyin düşünülmüş ve programlanmış olması gerekir. “Kurtuluş Savaşı”nda gedik veremezsiniz. Verdiğiniz gedikten düşman içeriye sızıp sizi arkadan vurur.

“YATIRIM, İSTİHDAM, ÜRETİM, İhracat.” İhracat hedefine muhalefet ettiğim için küçük harflerle yazmayı tercih ettim.

Sloganının içini tam doldurmak için, planlamanın bu işin tam göbeğine oturtulması gerektiğini hep söylüyoruz.

Ancak para politikası uygulamalarında da olmazsa olmazlar var. Bugün bunlardan birini yazacağım.

Piyasalarda muhtelif kaynaklardan gelen dolarlar dolaşıyor. Bu dolarların kaynakları genel olarak nelerdir?

1- İhracat bedelleri,

2- Navlun, turizm vb.gibi hizmet gelirleri,

3- Sıcak paracıların getirdiği (kısa vadeli yabancı sermaye) dövizler,

4- Doğrudan yatırımcıların getirdiği dövizler,

5- Yurt dışı bankalardan alınan borçlar,

Şimdi söyleyeceğim bu yazının konusu kaynak;

6- HAYALİ DÖVİZLER,

Nedir bu hayali dövizler?

Bankada Türk paranız varsa, bankaya talimat veriyorsunuz, ortada dolar, avro falan yokken birden bire hesaplarınız da dolar ya da avro oluşuyor. Artık, siz de piyasaya çıkıp benimde dövizim var diyebilirsiniz. Buna piyasalarda konvertibilite (Türkçesi çevrilgenlik) deniliyor. Yani hayali döviz yaratabilmenin meşruiyet ifadesi konvertibilite. Konvertibilite dokunulmazlığı olan bir kavramdır. Kimse, Çin yuanı konvertibl değil, ama rahatlıkla bizim bankalarımızda dahi yuan alınıp satılabiliyor demiyor.

Yani aslında meşruiyet sizin gücünüzden geliyor. Ekonominiz güçlü ise, IMF’nin 1990 yılında bize tanıdığı” artık paranız konvertibldir” fermanına gerek kalmadan her para birimi ile değiş tokuş edebiliyorsunuz.

İşte Turgut Özal sonrası, Türkiye’de yapılan düzenlemeler sonucunda IMF 1990 yılı Nisan ayında TL’ye “Sen de artık uluslararası piyasalarda geçerli, para birimi haline geldin.” dedi.

Artık Türkiye’de de hayali döviz yaratılabiliyordu.

İhracat ve döviz kazandırıcı hizmetler ile sabit sermaye yatırımlarının faydası ile sıcak para yatırımlarının zararlarından çok kez bahsettik.

Bugün HAYALİ DÖVİZ’in zararlarından bahsedelim. Ve eğer “Ekonomide Kurtuluş Savaşı” vereceksek, bunun bir paket program olduğunu neden unutmamamız gerektiğini aklımıza yazmalıyız.

Düşünün; piyasada hiç fiziki kağıt para dolar yok. Ama TL’yi dolara dönebilme hakkınız var. Bütün TL’leri dolara dönelim ve sonrada bankaya gidip dolar isteyelim. Banka size “Ama siz dolar getirmediniz ki!” diyemiyor. Sonucu düşünebiliyor musunuz? Tam bir karmaşa. Banka sizin isteğinizi yerine getirebilmek için yurt dışından borç ile döviz bulup bu parayı size ödemek zorundadır. Sadece bu paragrafta anlattığım dahi HAYALET DÖVİZ’in ne kadar zararlı bir uygulama olduğunu anlatmak için yeterli.

Bugün 450 milyar dolar dış borcumuzun olmasının en önemli nedenlerindendir (cari açık haricinde). Ayrıca ekmeğimizin her gün daha da pahalı ve ulaşılamaz hale gelmesinin nedenlerindendir.

Bunun için EKONOMİDE KURTULUŞ SAVAŞI sürecinde;

a) TL’nin konvertibilitesi kaldırılmalıdır.

b) Bankalarda fiziken getirilen döviz haricinde döviz hesabı açılamamalıdır.

c) Bugüne kadar açılan döviz hesaplarında, döviz ödemeleri sadece fiili döviz getirerek bu hesapları açanlara verilebilmelidir.

d) Banka kasaları talep edilen dövizi ödeme konusunda yeterli değilse, ödeme bankanın kasalarının bunu ödemeye yeterli duruma gelme süresi boyunca ertelenebilmelidir. Tercihan talep TL olarak ödenmelidir.

e) Dövizli hesap faizleri döviz olarak ödenmemelidir.

Not: Bilindiği üzere bankalarda açılan ALTIN HESAPLARINDA, hesap açabilmek için mutlaka altın getirmek gerekmektedir, ancak bu hesap kapanırken TL olarak ödenebilmekte, altın artık bankanın sayılmakta ve altın olarak ödeme yapılmamaktadır.