Dönemin seçenekleri

Dün bu köşeden arkamızda olanlara ve önümüzdeki sürece baktık. Yaşadığımız dönemi belirledik. Türk Ordusunun 24 Temmuz 2015 günü PKK’nın üzerine yürümesinden bu yana Vatan Savaşındayız.

ULUSLARARASI BOZGUNCULAR VE ULUSLARARASI VATANSEVERLER

Daha önemlisi bu savaşımız, komşularımızın vatan savaşları ile buluştu ve tek bir cephe oluştu. Rusya, Suriye, İran, Irak ve Katar, bugün Türkiye ile aynı mevziye girdiler. Karşıda ABD emperyalizmi, İsrail ve piyonları var. Batı Asya ülkelerinin vatan savaşları uluslararası düzlemde, insanlığın emperyalizme karşı mücadelesiyle bütünleşti. İşte çağımızın enternasyonalizmi budur: Herkesin kendi vatan savaşını yürütmesi ve yine herkesin vatan savaşlarında birleşmesi.

Vatan Savaşına “Saray Savaşı” diyenler, yalnız Türkiye’nin millî cephesinde değil, aynı zamanda dünya milletlerinin genel cephesinde de bozguncu konumuna düştüler. ABD emperyalizmi, İsrail, onların piyonu olan PKK/PYD, FETÖ, Suudi Arabistan ve Körfez Şeyhlikleri ile kol kola Mazlum Milletlere ve insanlığa karşı yürütülen gerici savaşın aleti oldular. Bulundukları yer, hangi iklimden bakarsanız bakın, ABD emperyalizminin yanındadır.

Bize en uzak konumda olan Latin Amerika ülkelerinden bile Batı Asya’daki gelişmeler görülüyor. Geçen aylarda 40 parti, Meksika’da toplandılar ve PKK’nın ABD’nin aleti olduğunu, Kürdistan girişiminin ABD-İsrail tezgâhı olduğunu oybirliğiyle karar bağladılar. İçlerinde Küba Komünist Partisi ve Ekvator Partisi gibi, iktidar partileri de var. Vatan Partisi, Küba, Arjantin partileri gibi saygın partilerin önerisi oybirliğiyle kabul edildi. Bugün dünya ölçeğindeki ideolojik saflaşmada, uluslararası vatanseverler, uluslararası bozgunculara karşı mücadele etmekteler.

İÇ CEPHEDE SEÇENEKLER

Batı Asya’da ve dünyada cepheler kurulmuş, saflar belli, hatta yer yer savaşlar var ve daha kapsamlı savaşların da belirtileri var. İç cephede de saflar Vatan Savaşına göre oluşuyor. Türkiye seçimlere giderken, iç cephedeki seçenekleri de ısısı yükselen Vatan Savaşı koşulları belirlemektedir. İki seçenek var:

-Ya ABD ve İsrail’in piyonları olan HDP/ PKK ve FETÖ ile birlikte Türkiye’ye karşı mücadele edeceksiniz! O zaman ABD ve İsrail stratejisi içinde roller üstlenirsiniz!

-Ya da Türkiye ile birlikte ABD-İsrail cephesinin ülkemizdeki güçlerine karşı mücadele edeceksiniz! Bu durumda Millî Hükümet stratejisini kuracak ve uygulayacaksınız.

VATAN SAVAŞINDA İKTİDAR YARIŞI

Türkiye’de siyasal partiler düzleminde, şu anda Vatan Partisi, MHP, Saadet Partisi ve Tayyip Erdoğan’ın AKP’si, hem PKK ve FETÖ terörüne karşı mücadelede, hem de “Kürdistan’ın bağımsızlık” girişimini engellemede aynı cephede konumlanıyorlar. Türk Ordusu, Polisi, Yargısı da bu millî duruşun içindedirler. En önemlisi arazide olursanız görürsünüz, Türk milleti bu cephededir.

Önümüzdeki seçimlerde iktidar mücadelesi bu cephenin içinde geçecektir. İktidar yarışı, artık Vatan Savaşında kararlılık ve tutarlılık yarışıdır. Şaşıranlar, yalpalayanlar, duraksayanlar, millet tarafından cezalandırılacak ve elenecektir.

ABD GÜDÜMÜNDE YENİLGİ SEÇENEĞİ

Bir de ABD-İsrail cephesi var. Bu cephenin silahlı piyonları Cumhuriyet yıkıcısı FETÖ ve vatan bölücüsü PKK/HDP’dir. 15 Temmuz Darbesiyle iktidara el koymaya kalkışan, Mehmetçiği vuran, Türkiye’nin altına mayın döşeyenler bunlardır. ABD, onları “Kara gücüm” diye anıyor ve açıkça silahlandırıyor.

CHP yönetimi, iktidar savaşında en sonunda bir karar verdi.

Yüzde 49 diye bir seçenek yoktu. Çünkü yüzde 49 referandumda kaldı. Bugün yüzde 49 diye bir beraberlik yok. Cumhurbaşkanı ve Millet Meclisi seçimlerinde Vatanseverler ile HDP’yi yan yana getirme şans ve imkanları yoktu, bunu CHP yöneticilerine de defalarca belirttik. Türkiye’yi HDP/PKK ile koalisyon kurarak yönetmeyi düşünen bir vatansever bulunmuyor. FETÖ ile birlikte hükümet kurmayı düşünen bir Cumhuriyet evlâdı da yok. Çünkü bu örgütler, vatan bütünlüğünün, Cumhuriyetin ve yurtta barışın karşısındadırlar. Bunlar temizlenmesi gereken örgütlerdir.

CHP, ya vatanseverlerle birleşecek ve AKP iktidarına rakip olan hükümet seçeneği içinde yer alacaktı, ya da HDP/PKK ve FETÖ ile birlikte ABD-İsrail’in stratejik planında görev üstlenecekti. İkinci yola kararlı olarak girildiği görülüyor. Daha doğrusu CHP, bu yola itilmiştir. CIA şefi Rubin’in rapor ve tivitlerine bakınız, oralarda ne yazılıyorsa, CHP onu yapıyor.

CHP, ABD güdümünde yenilgi seçeneğinin içine sürülmektedir. Araziye çıkın, milletle konuşun, CHP tabanı dahil halkın içinde büyük tepki var. Çünkü halka bonzai içiremezsiniz!

İTTİFAKA ALIŞTIRMA YÜRÜYÜŞÜ

CHP’nin yürüyüşü, Adalet için yapılan bir yürüyüş değildir. Bu yürüyüş, CHP örgütünü PKK / HDP ve FETÖ ile ittifaka alıştırma yürüyüşüdür. CHP örgütleri ve kitlesi ancak uyuşturularak böyle bir ittifaka razı edilir. O insanları PKK / HDP ve FETÖ mensupları ile kol kola yürütmek, yürüyenlere bonzai çektirmekten başka bir şey değildir. Kendi anasından başka bir koyunun memesine vermek için kuzuların önce başını sallar ve sersemletirler.

Kuzular, HDP/ PKK ile uygun adım yürütülerek sersemletilmek isteniyor.

Yürüyüşün hangi amaçla yapıldığını yakında göreceğiz. Türkiye’nin önündeki sıcak gelişmeler, CHP’nin nerelere sürüklendiğini sergileyecek. O zaman pişman olmak, kaybedilenleri geri getirmeyecek. Umarız bizim gayretlerimiz ve Türk Milletinin baskısı sonucu CHP vazgeçer. Ama şu anda yeğledikleri seçenek, HDP/ PKK ve FETÖ ile ittifak seçeneğidir.

“Adalet Yürüyüşü” dedikleri, o ittifakın yürüyüşüdür.

“Adalet Yürüyüşü”nde, CHP kitlesi o ittifaka alıştırmak için yürütülüyor.

“Adalet Yürüyüşü”ne katılanlar veya bu yürüyüşü alkışlayanlar, özledikleri adalet için yürümüyorlar, CHP-HDP/ PKK-FETÖ-Abdullah Gül AKP’sinin ittifakı için yürüyorlar. Cehennemin yolları da iyi niyetle döşelidir.

RUBİN YOL GÖSTERİYOR

Herkesin gözleri önünde apaçık sergilenen ve tezgâhlanan bu ittifakı göremiyorsak, CIA şeflerinden Rubin’in yaydığı 138 sayfalık “Gerçeğin Peşinde” başlıklı raporu okuyalım, Rubin’in her gün sıraladığı tivitlere bakalım, PKK’nın yayın organlarını izleyelim, ABD gazetelerine göz atalım, oralarda CHP+HDP/ PKK+FETÖ+Abdullah Gül AKP’si arasında bir ittifakın hazırlandığını görürsünüz.

Bir de bu yürüyüşe katılıp, yürüyüşe yön verme iddiasında olan keskin zekâlılar var. O konuya da yarın değinelim.

YARIN : KILIÇDAROĞLU YÜRÜYÜŞE DERSİM’DEN BAŞLAMIŞTI