Dün Türk yargısının ‘itiraf’ günüydü!

Dün çok önemli davalarda duruşma günüydü: 

Tecavüze uğrayıp yakılan kızımız Özgecan’ın Davası... 

255 kişinin yargılandığı ve iddianamesinde Dolmabahçe’deki camide içki içildiği iddiasının da yer aldığı “ana” Gezi Davası... 

Okmeydanı’daki Cem Evi’nde öldürülen Uğur Kurt’un Davası... 

Yine Gezi eylemleri sırasında katledilen Abdocan’ın Davası... 

Askeri Casusluk Davası... 

MİT TIR’ları Davası... 

Oda TV Davası... 

*** 

Bu yedi davanın ilki, yani Özgecan Davası hariç hepsi “siyasi” dava... 

Hepsinin “taraf”larından biri, bir şekilde devlet... 

Bu yüzden altısının birden duruşmalarının tesadüfmüş gibi aynı güne denk gelmesi oldukça düşündürücü... 

Öncelikle belirtmeliyim ki bu, kesinlikle “tesadüf” değil... 

Dedim ya; bu davalar siyasi... 

Hakimlerimizin, bu davaların duruşma tarihini siyaseten çok önemli bir seçimin hemen sonrasına bırakmalarına “rastlantı” deyip geçmek için, epey saf olmak gerekir. 

Belli ki hakimler; bu davaların duruşmalarını yapabilmek için seçimlerin getireceği yeni siyasi tabloyu görmek istediler... 

*** 

Çok ağır bir iddiada bulunduğumun farkındayım: 

Ama o hakimlerin yerine kendinizi koyun; siz ne yapardınız? 

En azından iktidarın güç kaybedip kaybetmediğini görmek istemez miydiniz? 

Eğer mahkemelerimiz, siyasi iktidarın yoğun bir baskısı altında olmasaydı; bu davaların dördü yani Gezi, Askeri Casusluk, MİT TIR’ları ve Oda TV davaları hiç açılmazdı...  

Abdocan ve Uğur Kurt davaları ise çoktan bitmiş olurdu. 

*** 

Sözü uzatmaya gerek yok: 

Bu davaların hepsi siyasiyse... 

Yargı, iktidarın siyasi baskısı altına girdiyse... 

Kimse, önemli davalarda siyasetin yeniden şekilleneceği bir seçimin sonucunu bekleyen hakimleri kınayamaz! 

Çünkü bu tavır, bir hafta önceki Türkiye için son derece normaldi... 

Normaldi ama... O günkü içler acısı halimizin de kanıtıydı! 

*** 

Peki; ülke gerçekten ne zaman normalleşecek? 

“Cadı avı” amaçlı bu davaların yerini, hırsızların, rüşvetçilerin, dolandırıcıların yargılandığı gerçek davaların aldığı gün... 

O günleri görebilecek miyiz? 

Hiç kuşkunuz olmasın; bugünleri gördüysek, o günleri de göreceğiz! 

*** 

Dünkü davalara gelince... 

Devletin Özgecan’ı, Abdocan’ı ve Uğur’u öldüren katilleri korumaktan vazgeçmesini... Suçluların en ağır cezalara çarptırılmasını... 

Diğer “kumpas” davalarının ise tarihe gömülmesini sabırsızlıkla bekliyoruz! 

HUBER! (156+46) 

Ben böyle geniş yürekli bir insan görmedim... 

Tam 202 yazıdır demediğim söz, sormadığım soru kalmadı... 

Japonya’da olsa bir siyasetçi bu basit soruları yanıtlayamadığı için harakiri yapar; bizimki umursamadığı gibi bir de “kulis” yürütüp ülkeye yeniden başbakan olmaya çalışıyor! 

Heeeeeeyyy; Abdullah Beeeeeeeeyyy! 

Duyuyor muuuuusuuuun? 

Huber ‘in masraflarını ödedin miiii? 

Kanlıca’daki 20 milyon liralık evi hangi parayla aldııııın? 

Suudi Kralı ‘nın kemikleri bile kalmadı; ondan aldığın pahalı hediyeeeler ne alemdeeee? 

GÜNÜN SORUSU 

Başbakan Manuel Valls’in devlet jetini kulllanarak iki oğluyla Berlin’de oynanan UEFA Şampiyonlar Ligi finalini izlemeye gitmesi, Fransa’da büyük tepkilere neden olmuş... Valls oğullarının 2 bin 500 Euroluk masrafını cebinden ödeyeceğini açıklamak zorunda kalmış... Sorum Recep Tayyip Bey’e: 

Siz de aile bireylerinizin özel gezilerde kullandığı devlet uçakları için yapılan masrafları cebinizden ödemeyi düşünüyor musunuz? Bunun aşağı yukarı kaç maaşınıza denk geleceğini hesapladınız mı? 

AKP’YE GENEL BAŞKAN OLABİLECEK O SİYASETÇİ KİM? 

7 Haziran seçiminin sonuçları nedeniyle zor günler geçiren AKP yöneticileri, bir de seçilemeyen bazı milletvekili adaylarının isyanını bastırmakla uğraşıyormuş... 

Dün Taraf’ta yayınlanan habere göre AKP’nin bir genel başkan yardımcısı, aday listeleri belirlenmeden önce bazı aday adaylarından 500 bin lira ile 1 milyon lira arasında değişen miktarlarda para toplamış; bunun karşılığında listede üst sıraları vaat etmiş... 

Genel başkan yardımcısının partiye bildirmeden topladığı para 5 milyon lira civarındaymış... 

Gerçekten de bu adayların çoğu eski milletvekili dağılım tablosuna göre seçilecek sıralara yerleştirilmiş... 

Ancak evdeki hesap çarşıya uymayınca bu adaylar Meclis dışı kalmış... 

Olay, adayların yaşadıkları sıkıntıyı bir başka genel başkan yardımcısına anlatmasıyla ortaya çıkmış... 

*** 

Sorum çok basit: 

Kim bu genel başkan yardımcısı? 

Kimse hemen ortaya çıksın ve AKP’nin Genel Başkanlığı’na adaylığını koysun! 

Yakışır! 

GÜNÜN İSYANI 

İngiliz Economist Dergisi, son sayısında eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün “mükemmel” bir başbakan adayı olabileceğini yazmış... İsyanım bu sömürgeci kafalara: 

Size ne ulan haddini bilmezler? Koloninize sömürge valisi mi tayin ediyorsunuz ki, işimize karışıyorsunuz? Biz sizin başbakanınızın kim olacağına karışıyor muyuz?