Dünya Arı Günü 2024

Birleşmiş Milletler 2017’de bir Dünya Arı Günü (World Bee Day) belirledi. Memleketi olan Slovenya’da, 18. yüzyılda modern arıcılık tekniklerinin geliştirilmesi konusunda öncülük yapan apiarist Anton Jansa’nın doğum günü olan 20 Mayıs seçildi bu amaçla.

DÜNYA ARI GÜNÜ’NÜN AMACI

Arılar, kimi ürünleri (bal, balmumu, arı sütü, polen, propolis) üretmenin yanı sıra tozlaşmaya aracı olarak, bitkilerin ve besin ürünlerinin yeniden üremesine katkıda bulunur. Diğer tozlaşmaya katkıda bulunan türler gibi arılar da insan faaliyetlerinin giderek artan tehditleri altındadır. Arılar salt tozlaşmaya katkıda bulunmazlar, aynı zamanda Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SGA) kapsamındaki biyoçeşitliliğin korunmasında da kritik rol oynarlar. Çevresel risklerin, yerel ekosistemlerin sağlığının bir nöbetçisi niteliğinde olan arı kolonilerinin varlıkları tarımsal mücadele ilaçlarından etkilenebilmektedir.

Arıların tozlaşmadaki önemleri, sürdürülebilir kalkınmaya katkıları ve karşı karşıya oldukları tehditler gibi hususlarda farkındalık yaratmak amacıyla BM tarafından tasarımlanmıştır.

ARICILIK

Arıcılık, bal arısı kolonilerinin, bir kovanda beslenerek ve gerekli bakımının yapılarak, bu koloninin çoğalmasını sağlamak ve nektar salınımlarının olduğu dönemlerde ilk hedef bal olmakla birlikte yanı sıra arı sütü, bal, polen, propolis gibi arı ürünlerinin elde edilmesi ile tarımsal bir kazanç sağlayan ekonomik bir meslektir. Bu işi yapan kişilere ise arıcı denilmektedir.

ARICILIK EKONOMİSİ: SAYILAR

Dünyada 2022 sayılarıyla 101 milyon dolayında arı kovanı mevcut olduğu ve 1,83 milyon ton bal üretildiği belirtilmektedir. Tarım ve Orman Bakanlığı’mızın istatistiklerine göre yaklaşık arı kovanı sayımız 8,9 milyon kovana ulaşırken, üretilen bal miktarı da 118 bin ton bala ulaşmıştır.

Ülkemizde TÜİK’e göre (2022’de) arıcılık yapan işletme sayısı 95.386. 2023 itibariyle 70.741 arıcımız 77 ilde kurulan Türkiye Arı Yetiştiricileri Birliği’nde (TAB) örgütlenmiştir. Arıcılarımızın dörtte üçünden fazlası kısa veya uzun dönemde göçer arıcılık yapmaktadır.

ARICILIK SEKTÖRÜNE GENEL BAKIŞ

Arıcılık deyince akla bal gelmesi çok doğaldır. Bir çok da bal türü var, süzme, krem, petekli, içine katkılar (tarçın,fındık vs.) konmuş özel bal vs. Ancak katma değerli arı ürünleri (propolis, arı sütü, arı ekmeği, erkek arı larvası, kovan havası vd.) ekonomik olarak daha anlamlı olabilmektedir.

Ülkemizde arıcılık ile ilgili mevzuat daha geniş olmakla birlikte, bizzat sektöre özgü olarak bir Arıcılık Yönetmeliği, Türk Gıda Kodeksi Bal Tebliği, Ana Arı Yetiştirici Talimatnamesi mevcuttur.

Ülkemizin 4319 endemik bitki varlığıyla bitki yapısı zenginliği ve bal arısı türü zenginliği mevcuttur. Bal veren bitkilerin yüzde 70’i, arı ırklarının yüzde 20’si ülkemizdedir. Dünyada bulunan toplam 27 bal arısı türünün 6’sı ülkemizde bulunmaktadır. / 8 adet tescillenmiş arı ırk ve ekotipimiz bulunmaktadır Balın dışında 7.000 ton bal mumu, 4 ton arı sütü, 400 ton polen, 10 ton arı ekmeği, 10 ton propolis üretimimiz mevcuttur.

Ancak, dünyada kilometrekareye düşen kovan sayısına göre Türkiye’de bu sayı çok yüksektir. Devlet, koloni sayısını arttırmaya yönelik arıcılara olan kovan desteği yerine kovan başına bal üretim miktarının artırılmasına yönelik destekler yapmalıdır. Kovan sayısının üretim alanları ile orantılı olarak planlanması zorunludur. Türkiye’de kovan başına ortalama bal verimi maalesef dünya ortalamasının gerisindedir.

Bu amaçla arıcılar ve ilgililer arıların yararlanacağı doğal bitki örtüsünü sağlamak yerine zayıf koloniler için tonlarca şeker desteği; Varroa, Nosema, yavru çürüklükleri vd. hastalıklar için kolilerle antibiyotik, pestisit gibi ilaç destekleri kullanımına yönelmektedir. Sorun ekosistem sorunudur ve sürdürülebilir arıcılık için bu sorun çözülmelidir. Arı bal havzaları oluşturulmalı, tarım etkinliklerinde kullanılan ilaçların arıcılıkla çıkar çatışması çözülmelidir.

Dünyada lider olan Çin 461.000 ton (ardından gelen Türkiye’nin dört katı) bal üretiyor. İkinci sırada yer almamıza karşın dünya bal pazarından yeterince pay alamıyoruz. Küresel bal pazarı 2023’de 8,94 milyar ABD doları olmuş, 2024 9,40 milyar dolara, 2032’de 15,59 milyar dolara çıkması bekleniyor. Bal satışındaki bu gelişmeyi bala bir doğal tatlandırıcı olarak talebin yükselişi; balda bulunup ilaç sektöründe kullanılan maddelere (mineraller, amino asitler, enzimler ve diğer besleyici maddeler) olan talebin yükselişi de etkilemektedir.

NOT: Yazımız yarın devam edecektir.