Dünya Çiftçiler Günü üzerine

Dünya nüfusunun yüzde 26.7'sini oluşturan yaklaşık iki milyar kişi geçimini tarımdan sağlamaktadır. Dünyada yüzde 90'ı kişisel ve daha çok aile işgücüne dayanan aile işletmesi olan yaklaşık 570 milyon tarım işletmesi bulunmaktadır. İşletmelerin çoğunluğu küçük ve hatta çok küçük ölçekte olup, 20 dekardan küçük araziye sahip işletme sayısı toplam işletmelerin yaklaşık yüzde 82'si iken kontrol edebildikleri arazi toplam tarım alanlarının ancak yüzde 12'si kadardır. Buna karşın toplam işletmelerin sadece yüzde 1'i 500 hektardan büyük iken, bunlar toplam arazinin yüzde 65'ini kontrol etmektedir. Bu veriler de açıkça gösteriyor ki küçük aile işletmeleri dünya tarımında önemli bir yere sahiptir.


Bu özellikle birlikte, tarımın insanlar için yaşamsal gereksinimi olan beslenmedeki önemi nedeniyle taşıdığı stratejik niteliği de, her ülkede farklı düzeylerde olmakla birlikte tarımın farklı politikalarla desteklenmesini zorunlu kılmaktadır. Nitekim ülkeler neredeyse tarımın desteklenmesini yasalarla zorunlu hale getirmişlerdir. Örneğin Avrupa Birliği (AB) 1990'lara kadar toplam yurt içi hasılasının yüzde 0.6'sını ortak tarım politikasına ayırmıştır. 2017 yılı itibarıyla bu oran yüzde 0.36'dır. Türkiye için bu oranın yüzde 0.10 'dan az olmaması öngörülmüştür. Kuşkusuz bu destekler ve izlenen kamu politikaları tarımın sürdürülebilirliği açısından önemli işlevler yerine getirmektedir. Ancak tarımın sürdürülebilir kılınmasını sadece kamu destek ve politikalarına bağımlı bırakmak gerçek hedeflere ulaşmada yeterli olmamaktadır.

ÇİFTÇİ MESLEK ÖRGÜTLENMESİ

Tarımın ve çiftçi sorunlarının çözümü, bu kesimin örgütlenmesi ile olasıdır. Çiftçi örgütlenmesi söz konusu olduğunda, mesleki ve ekonomik örgütleme ayrımı yapılabilir. Bu yazımızda mesleki örgütlenme üzerinde durulacaktır. Çiftçi meslek örgütlerinin tam fonksiyonunun "çiftçi çıkar örgütleri" olması gerekir. Başka bir anlatımla bu yapıların çiftçilerin ekonomik ve sosyal çıkarlarını önde tutarak tarım politikalarının oluşturulmasında etkin olmaya çalışmaları gerekmektedir. Ancak uygulamalar incelendiğinde bu meslek örgütlerinin maalesef kendilerinden beklenen fonksiyonları yerine getirmede yetersiz kaldıkları görülmektedir. Bu yetersizlikler dünyada yeni arayışlar ve yapılanmaları karşımıza çıkarmaktadır.
Bu örgütlerden birisi 14 Mayıs 1946 yılında kurulan ve 2010 yılı itibarıyla 79 ülkeden yaklaşık 600 milyon üyesi olan 120 ulusal örgütün bağlı olduğu Uluslararası Tarım Üreticileri Federasyonunudur (IFAP). Ancak, bu örgüt 2010 yılında finansal nedenlerle, mahkeme kararı ile kapatılmıştır. Bunun başlıca nedeni olarak, bu yapının gelişmekte olan ülkelerdeki üretici örgütleriyle ilişkilerini sorunlu bulan Hollanda örgütü Agriterra’nın mali desteğini çekmesi gösterilmektedir. Türkiye'de bu örgütün kuruluş günü olan 14 Mayıs "Dünya Çiftçiler Günü" olarak kutlanmaktadır.


Kapanan bu yapının yerine, 50’den fazla ziraat odası ve kooperatif örgütün katılımı ile Dünya Çiftçileri Örgütü (WFO) kurulmuştur. Ancak, WFO’ nun da IFAP gibi, daha çok ticari işletmeleri destekleyerek küçük çiftçilerden çok, küresel çok uluslu şirketler yararına çalışacağı görüşleri de dile getirilmektedir. Nitekim, mevcut politikaların özellikle küçük üreticilerin çıkarlarına uygun olmadığı gerekçesiyle ortaya çıkan yeni yapılanmalar vardır. 1993’de Belçika’da başlayan La Via Campesina hareketi bunun en önemli örneğidir. Halen dünyanın farklı kıtalarından yaklaşık 200 milyon çiftçiyi temsil eden 150 yerel ve ulusal organizasyon bu hareketin üyesidir. Bu hareket, neo-liberal kırsal kalkınma politikalarına karşı açık bir itiraz, köylünün tarımsal politika oluşturulmasının dışında tutulmasına açık bir karşı duruş ve köylülerin sesini ortak bir hareketle güçlendirmek amaçları üzerine yapılanmış olup, gıda egemenliği gibi önemli bir kavramı gündeme taşımıştır. La Via Campesina da Brezilya’da 19 çiftçinin ölümü ile sonuçlanan, 1996 yılında topraksız çiftçilerin gösteri günü olan 17 Nisanı Uluslararası Çiftçi Mücadele Günü olarak ilan etmiştir.

Bu çerçevede Avrupa Birliği (AB) düzeyindeki halen mevcut üyelerden 60 üretici örgütü ve topluluk dışından Türkiye'nin de aralarında bulunduğu bazı ülkelerin örgütlerinin de ilişki içinde olduğu Profesyonel Tarım Örgütleri Komitesinden de (COPA) söz etmek gerekir. Bu meslek örgütü, 1962 yılında üye ülke kooperatiflerinin şemsiye örgütü olan Tarım Kooperatifleri Konfederasyonu (COGECA) ile birleşmiştir. Ancak, tarım politikalarının oluşturulmasında ulusal düzeydeki yapıların daha etkin olduğu görüşü oldukça yaygındır. Birlik düzeyindeki bu güçlü yapıya karşın, örneğin süt üreticilerinin Birlik düzeyinde bir örgüt altında birleşmeye çalışması, yeni arayışların bir işaretidir.

TÜRKİYE ZİRAAT ODALARI

Türkiye’de meslek örgütü olarak Ziraat Odaları bulunmaktadır. Odalar ilk defa 1881 yılında çıkarılan bir tüzükle kurulmuştur. Günümüzdeki yapısına ise yapılan yasal düzenleme ile 1957 yılında kavuşmakla birlikte, faaliyetler 1963 yılında başlamıştır. Mevcut yasa her ilin merkez dahil tüm ilçelerinde bir Oda kurulması gerekmektedir. Türkiye’de halen 4.5 milyona yakın çiftçi kayıtlı olduğu 727 oda bulunmaktadır. Her il ve ilçe yönetimleri doğrudan merkeze bağlıdır. Ayrıca illerde İl Koordinasyon Kurulları ve tarımsal bölgelerde dokuz adet bölge başkanlığı bulunmaktadır. Ziraat Odalarının tabandan yukarı doğru demokratik olarak şekillenen ve işleyen bir yapısının bulunmaması, kamu kurumu niteliğinin öne çıkması, bu tür meslek odalarının gelişmiş ülkelerde en önemli fonksiyonu olan politika oluşturmada etkinliğini tartışmalı hale getirmektedir.

Tarihi ne olursa olsun çiftçiler gününü kutlayıp, bu vesile ile mesleki örgütlenme üzerinde dururken kapsamlı eleştiriler yapmak doğru bulunmamıştır. En ücra köşedeki çiftçimiz ve en küçük birimdeki oda başkanından genel başkanına kadar "Türkiye'deki mevcut örgütün sizleri yeterince temsil ettiğine, ve mensubu olduğunuz bu örgütlenmenin çiftçilerin her türlü, mesleki, ekonomik ve sosyal çıkarlarını gereği gibi koruduğuna inanıyor musunuz?" sorusunu sorarak yazımızı tamamlayalım.


Okurlarıma, sağlıklı ve şeker tadında bayramlar dileğiyle.