Dünya dışında hayat var mı? Büyük keşif ne zaman?

Güneş Sistemimiz, Dünya'nın yanı sıra çeşitli gezegenler, uydular, asteroitler ve kuyrukluyıldızlardan oluşan geniş bir yapıdan oluşmaktadır. Göbeklitepe’deki ilk kurulu şehirden beri binlerce yıldır insanoğlu, bu uçsuz bucaksız evrende yalnız olup olmadığımızı merak etmiştir. Bu sorunun cevabı, Güneş Sistemimizde hayatın var olup olmadığını keşfetmekle yakından ilişkilidir. NASA, Avrupa Uzay Ajansı ve Rus Uzay Ajansı ile Çin Uzay Ajansı sürekli olarak farklı dünya dışı yaşam araştırma projelerine bütçe ayırmaktadırlar. Gerek güneş sistemimizde gerekse farklı yıldızlarda hayat arayışı devam etmektedir ve her gün yeni bilgiler gelmektedir. Bilim insanları, yaşamın var olabilmesi için bazı temel koşulların gerekli olduğunu savunmaktadır. Bunlardan en önemlileri şunlardır:

Sıvı Su: Su, yaşam için en gerekli temel bileşendir. Yaşamın var olabilmesi için sıvı suyun varlığı veya geçmişte var olmuş olması gereklidir. Biyolojik olarak dünyada var olan canlıların (insan, hayvan ve bitki) varlığı sadece suya bağlı olmakla kalmayıp gövdelerinin çok büyük bir bölümü de sudan oluşmaktadır. Dolayısıyla şu anki biyolojik bilgilerimizle henüz su gerektirmeyen bir canlı türü hayal edemiyoruz. Bu çerçevede dünya dışı yaşam araştırmaları öncelikle sıvı suyun varlığını araştırmakta ve bunu keşfedebilecek cihazlar ve yöntemler kullanmaktadırlar.

Uygun Sıcaklık: Yaşamın devam edebilmesi için belirli bir sıcaklık aralığı gereklidir. Bu aralık, suyun sıvı halde kalabileceği sıcaklıklarla sınırlıdır. Eğer çok sıcak olursa tüm su buharlaşacak veya çok soğuk olursa su donacaktır ve bu da yaşam için gerekli hücresel işlemlerin bozunumuna yol açacaktır.

Enerji Kaynağı: Hayat, metabolizma faaliyetleri için enerjiye ihtiyaç duyar. Bu enerji güneş ışığı, kimyasal reaksiyonlar veya radyoaktif bozunum gibi çeşitli kaynaklardan elde edilebilir. Mesela dünyamızda çok sıcak veya çok soğuk ortamda yaşayan bakterilerin varlığı tespit edilmiştir.

Atmosfer: Atmosfer, canlıları Güneş'in zararlı ışınlarından korur ve gerekli gazları sağlar. Hemen hemen tüm canlılar var olabilmek için atmosfere ihtiyaç duymaktadır ve hatta balıklarda buna dahildir. Atmosfer olmaması durumunda o gezegende hava basıncı da olmayacağından suyun stabil kalması da mümkün olmayacaktır ve bu da canlı yaşam formlarının işlevsiz kalmasını sağlayacaktır.

Organik Moleküller: Yaşamın temel yapı taşları olan organik moleküllerin varlığı gereklidir. Bu organik moleküller belirli amino asitleri içermelidir. Muhtemelen bulanacak diğer canlılarda insanlar, hayvanlar ve bitkiler gibi DNA içerecektir.

Güneş Sistemimizdeki bazı gök cisimleri, yaşamın temel koşullarını kısmen veya tamamen karşılamaktadır. Bu çerçevede belki bitkisel, hayvansal veya insansı tarzı hayat bulunmasa da en azından mikrobik hayatın keşfedilebileceği düşünülmektedir. Bu gök cisimleri şunlardır:

Mars: Mars, geçmişte daha sıcak ve nemli bir gezegen olduğu ve sıvı suya sahip olduğu düşünülmektedir. Günümüzde Mars'ta sıvı su bulunmamakla birlikte, yeraltında buz halinde su olduğu düşünülmektedir. Mars'ta ayrıca organik moleküller ve metan gazı da keşfedilmiştir.

Europa: Jüpiter'in uydusu olan Europa, yüzeyinin altında kilometrelerce kalınlıkta bir buz okyanusuna sahip olduğu düşünülmektedir. Bu okyanus, Dünya'daki tüm okyanuslardan daha fazla su içermektedir. Europa'nın okyanusunda yaşamın var olabileceğine dair bazı kanıtlar da bulunmaktadır ve Jüpiter’in çekme gücünden dolayı tektonik hareketlere bağlı sıcaklık olduğu ve okyanusun derinliklerinde bu sıcaklığın hayat için yeterli olacağı düşünülmektedir. Eğer güneş sistemimizde hayat varsa en büyük olasılığın Europa olduğu düşünülmektedir.

Europa uydusu

Ganymede: Güneş Sistemi'nin en büyük uydusu olan Ganymede, kendi manyetik alanına sahip bir buz dünyasıdır. Yüzeyinin altında sıvı su okyanusları olduğu düşünülmektedir. Ganymede'nin okyanuslarının, Europa'nın okyanuslarından daha tuzlu ve daha soğuk olduğu düşünülmektedir ve tıpkı Europa gibi basit yaşam formları barındırabileceği düşünülmektedir.

Enceladus: Satürn'ün uydusu olan Enceladus, güney kutbundan fışkıran su ve buz gayzerlerine sahiptir. Bu gayzerlerden gelen suda organik moleküller olduğu düşünülmektedir. Enceladus'un yeraltı okyanusunda da yaşamın var olabileceği düşünülmektedir.

Titan: Satürn'ün en büyük uydusu olan Titan, atmosferinde sıvı metan ve etan içeren göllere ve denizlere sahiptir. Titan'ın atmosferi Dünya'dan daha kalındır ve organik moleküller bakımından zengindir. Titan'da yaşamın var olma olasılığı halen araştırılmaktadır.

BİRÇOK KANIT VAR

Güneş Sistemimizde Dünya'nın dışında da yaşamın var olabileceğine dair birçok kanıt bulunmaktadır. Bu kanıtlar, Mars'ın geçmişteki yaşam izlerinden, Europa ve Enceladus'un yeraltı okyanuslarına ve Titan'ın karmaşık atmosferine kadar uzanmaktadır. Bilim insanları, Güneş Sistemimizdeki dünya dışı yaşam formlarını keşfetmek için çalışmalarını sürdürmektedir. Gelecekte yapılacak araştırmalar, evrende yalnız olup olmadığımızı ve Güneş Sistemimizde başka canlıların var olup olmadığını kesin olarak ortaya koyacaktır.

BİLİMSEL, TEKNOLOJİK, FELSEFİ, DİNİ, EKONOMİK VE SOSYAL FAYDA

Güneş sistemimizde hayat bulmak, insanlığın geleceği için büyük bir dönüm noktası olabilir. Bilimsel, teknolojik, felsefi, dini, ekonomik ve sosyal açıdan birçok fayda sağlayabilir. Bu keşif, insanlığın evrendeki yerini ve diğer canlılarla olan ilişkimizi daha iyi anlamamıza yardımcı olacak ve gelecekteki nesiller için yeni umutlar ve fırsatlar yaratacaktır. Belki de bu keşfin yapılması insanlığın gerek dünyaya karşı yaptığı doğal kaynaklarımızın yok edilmesi faaliyetlerini durdurması gerektiğini anlamasına ve evrenin merkezinde olmadığımızı anlamamıza yol açacaktır. Buna ek olarak güneş sistemimizde mikrobik düzeyde de olsa canlı keşfetmemiz aynı zamanda biyoloji anlayışımızı geliştirecek ve belki de tıpta da yeni keşifler yapmamıza yol açacaktır.